YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11019
KARAR NO : 2023/1682
KARAR TARİHİ : 15.03.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki istihkak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı üçüncü kişi, borcun doğumundan çok önce kurulduğunu, menkullerin kendisine ait olduğunu ileri sürerek istihkak davasının kabulüne, haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı alacaklı; borçlunun haciz mahallinde hazır bulunduğunu, ancak üçüncü kişi vekili tarafından mahalden uzaklaştırıldığını, borçlu adına güncel evrak bulunduğunu, üçüncü kişinin vergi levhasında yazılı adresin haciz adresinden farklı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı borçlu cevap dilekçesinde, aranarak çağrılması üzerine haciz mahalline gittiğini, haczedilen menkullerin üçüncü kişiye ait olduğunu, kendisinin üçüncü kişi şirket ortağının damadı olmasından yola çıkarak haciz yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun davacı şirket nezdinde kısa süreler ile iki ayrı zamanda satış elemanı olarak çalışmış olduğu ancak şirketin hiçbir zaman ortağı ve yetkilisi olmadığı, işyeri açma ve çalışma ruhsatına ve kolluk araştırmasına göre haciz yapılan adresin davacı şirketin … yeri adresi olduğu, hacizde borçlunun mahalde bulunduğu tutanağa yazılmış ise de dinlenen tanık beyanında borçlunun adrese icra memurlarının gelmesinden sonra telefonla aranması akabinde intikal ettiğinin beyan edildiği, haczedilen mallara ilişkin faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında akrabalık ilişkisinin başlı başına davacı aleyhine yorumlanamayacağı, gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili, asıl icra dairesinin … 7. İcra Müdürlüğü olması, alacaklı şirketin merkezinin … … olması nedeniyle yerel mahkemenin yetkisiz olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, borçlunun hacizde hazır bulunduğunu, hacizde evrak bulunduğunu, borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ olduğunu, üçüncü kişinin istihkak iddiasını ispatlamaya yeterli delil sunamadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, haciz adresinin ödeme emri tebligat adresi olmadığı, 11.08.2020 tarihli hacizde borçlunun başlangıçta hazır olmayıp icra memurlarının gelmesinden sonra telefonla aranması akabinde sonradan geldiğinin tanık beyanlarından anlaşıldığı, haciz adresinde borçluya ait evrak bulunmuşsa da, evrakta borçlunun imzası yer almadığı gibi borçlunun davacı şirkette 05.11.2019 tarihine kadar satış danışmanı/uzmanı olarak çalışan olduğu dikkate alındığında isminin yer almasının da hayatın olağan akışına aykırı olmadığı, haciz adresinin davacı 3. kişinin faaliyet adresi olduğu mahkemece yaptırılan kolluk araştırması ile sabit olduğu, davacı 3. kişinin, mahcuzların mülkiyetinin aidiyetini ispata yarar sunduğu faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında akrabalık ilişkisinin başlı başına davacı aleyhine yorumlanamayacağı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı vekili, 3. kişi ticari defterlerinin kapanış tasdiki olmadığını, üçüncü kişinin dayandığı 2013, 2016, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin ticari defterlerin sunulmadığını, 2020 yılına ilişkin faturların ise hacizden sonra temin edildiğini, borçlunun haciz mahallinde hazır olduğunu, kasten mahalden kaçırıldığını, borçlunun üçüncü kişinin eski çalışanı olduğunu, borçluya ait güncel evrak bulunduğunu, borçlu ile arasında organik bağ bulunan üçüncü kişinin muvazaalı işlem yaptığını, üçüncü kişi şirket ortaklarındna Mesut’un sosyal medya paylaşımının borçlu ile birlikte hareket edildiğini gösterdiğini, üçüncü kişi vekilinin haciz sırasında tehdit etttiğini, vergi levhasındaki adresin haciz yapılan adresten farklı olduğunu, üçüncü kişinin iddiasını ispatalayacak belge sunamadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 97 ve 99 uncu maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Dava konusu haciz borçluya ödeme emri tebliğ edilen ve dayanak senet adresinde yapılmamıştır. Borçlunun haciz mahalline sonradan geldiği tutanağa yazılmış ise de dinlenen tanık beyanından borçlunun adrese icra memurlarının gelişinden sonra telefonla aranması nedeniyle geldiği anlaşılmıştır. Üçüncü kişi şirket borcun doğumunda önce kurulmuş, borçlu üçüncü kişi şirket ortaklarından biri değildir. Borçlunun haciz mahallinde bulunan evrakta taşıyıcı şoför olarak isminin geçmesi 3. şahıs şirketle organik bağının kurulmasına da yeterli değildir. Buna göre mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, davanın İİK 96 ncı maddesi gereğince 3. kişi tarafından açılması ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir. Davalı alacaklı tarafından karinenin aksinin ispatlanamadığı anlaşılmış, borçlunun üçüncü şirket ortağının damadı olaması, belli bir dönem üçüncü kişi şirkette sigortalı çalışan olması borçlu ile üçüncü kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığını ispata yeterli görülmemiştir.
Bu durumda, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,
Alınması gerekli olan 11.383,86 TL onama harcı için peşin alınan 2.762,35 TL harcın mahsubu ile kalan 8.621,51 TL harcın temyiz eden davalı/alacaklıdan tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.