Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/110 E. 2023/3387 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/110
KARAR NO : 2023/3387
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Alacaklıyı zarara ugratmak için mevcudu eksiltmek
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun kabulüne, CMK’nın 223/8 maddesi gereğince davaların düşürülmesine

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 12.03.2015 havale tarihli dilekçesi ile; Manisa 3. İcra Müdürlüğünün 2015/773 Esas sayılı dosyasında borçlu … Beton … Market Demir Çelik Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile borçlu … hakkında icra takibi yapıldığını, … Kaymakamlığı Tapu Müdürlüğünün 13.02.2015 tarih ve 2238 yevmiye nolu cevabi yazısında … , 5.Mıntıka Mah. Asarlık Mevkii, 1629 ada 11 parselde kayıtlı 29, 30 ve 31 bağımsız bölüm nolu taşınmazların tamamının … Beton … Market Demir Çelik Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı iken 24.11.2014 tarihinde …’e satıldığının bildirildiğini, alacaklı bankanın alacağının doğum tarihinin, yapılan tasarruflardan önce olduğunu, alacaklı bankanın dava ve takip konusu krediyi 25.09.2013 ve 23.10.2013 tarihlerinde kullandırdığını, borcun doğum tarihinden sonra ve takip tarihine çok yakın bir tarihte söz konusu taşınmazların satıldığını, dava konusu tasarrufların muvazaalı olduğunu, alacaklı bankadan mal
kaçırmak amacı ile yapıldığını, devir bedellerinin her bir taşınmaz için 50.000,00 TL olduğunu, bu bedellerin gerçek değerlerinin çok altında olduğunu, ayrıca muvazaalı işlemin iptali için Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/122 Esas sayılı dosyası üzerinden tasarrufun iptali davası açtıklarını belirterek, sanıkların alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 331/1 inci maddesi gereğince cezalandırılmaları için dava açılmıştır.

2.Manisa 1. İcra Ceza Mahkemesinin, 14.02.2019 tarihli kararı ile, sanıklar hakkında alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçundan, neticeten ayrı ayrı 3.600,00 TL ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

3. … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 18.09.2020 tarihli ve 2019/993 Esas, 2020/2425 Karar sayılı kararı ile, CMK’nın 303/1-a ıncı maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesince sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin olarak verilen 14.02.2019 tarihli ve 2015/336 Esas, 2019/80 Karar sayılı hükümlerin ayrı ayrı kaldırılmasına, sanıklar hakkında açılan davaların CMK’nın 223/8 inci maddesi gereğince düşmesine, karar verilmiştir.

II.TEMYİZ SEBEPLERİ
Müşteki vekilinin temyiz istemi, alacaklısını zarara uğratmak kasdıyla mevcudu eksiltmek suçunu düzenleyen İİK’nın 331 inci ve şikayet süresini düzenleyen İİK’nın 347 inci maddelerinin son derece açık olduğu, İcra İflas Kanunu’nda da belirtildiği üzere şikayet hakkının başlangıcının fiilin öğrenildiği tarih olduğu, kanunun şikayet hakkının kullanılabilmesi için takibin kesinleşmesini aramadığı, şikayet hakkının kullanımı amacıyla takibin kesinleşmesi gerektiği düşünülecek olursa İİK’nın 331 ve 347 inci maddelerinin kullanılamaz hale geleceği, takibi kesinleştirmeyerek itiraz eden borçlular hakkında alacaklının açtığı itirazın iptali davalarının mahkemelerinin yoğunluğu nedeniyle aylarca/senelerce sürmekte olduğu, böylelikle takibin kesinleşmesini bekleyen alacaklının İİK’nun 347 inci maddesinde belirtilen üç ay ve bir yıllık hak düşürücü süreleri kaçırmış olacağı, İİK’nın 347 inci maddesinde şikayet hakkının başlangıcının fiilin öğrenildiği tarih olarak düzenlendiği, bölge adliye mahkemesinin açık kanun maddelerine aykırı bir karar verdiğinden bahisle kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; borçlu şirket adına kayıtlı Manisa ili, … ilçesi, 5. Mıntıka Mah., Asarlık Mevkii, 1629 ada 11 parselde kayıtlı 29, 30 ve 31 bağımsız bölüm nolu taşınmazların alacaklıdan mal kaçırma kastı ile devredildiği iddiasına ilişkindir.
Temyizin kapsamına göre;

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Somut olayda, Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.02.2015 tarihli ve 2015/11-11 değişik iş esas ve karar sayılı ihtiyati haciz konulmasına ilişkin karar ile Manisa 3. İcra Müdürlüğünün 2015/773 Esas sayılı takip dosyası ile 12.02.2015 tarihinde ihtiyati haciz kararı gereğince işlem yapılmasına karar verildiği, daha sonra alacağın tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte örnek 10 ödeme emrinin borçlu şirkete ve sanığa ayrı ayrı 19.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, takip tarihinden yaklaşık 2-3 ay kadar önce borçlu … Beton … Market Demir Çelik Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı kayıtlı olan Manisa İli … İlçesi 5. Mıntıka Mahallesi 1629
ada, 11 parselde kayıtlı zemin kat 29-30 ve 31 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların 24.11.2014 tarihinde sanık …’e borçlu şirket sahibi diğer sanık …’nun sattığı, bu satışın muvazaalı satış olduğu gerekçesi ile şikayetçi Türkiye … vekili tarafından Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/122 Esas sayılı “Tasarrufun İptali” davası açtığı ve bu davanın da 15.05.2018 tarihinde karara çıktığı ve “Davacı Ziraat Bankasının davasının kabulüne, davalı … Beton … Market Demir Çelik Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin Manisa İli … İlçesi 5. Mıntıka Mahallesi 1629 ada, 11 parselde kayıtlı zemin kat 29-30 ve 31 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların diğer davalı …’e satışına ilişkin tasarrufun iptaline” karar verildiği, Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli ve 2015/122 Esas ve 2018/230 Karar sayılı kararının 19.12.2018 tarihinde kesinleştiği, böylelikle sanıklar arasındaki satışın gerçek satış olmayıp muvazaalı satış olduğu, alacaklıya zarar vermek kastının da sabit olduğu anlaşılmakla sanıkların üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluştuğu ve suçun sabit bulunduğu sonuç ve kanaatine varılarak sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetine dair karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Manisa 3. İcra Dairesinin 2015/773 sayılı icra dosyasında, tüzel kişi … Beton Yap. Mark. Dem. Çel. Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile gerçek kişi … aleyhine icra takibi başlatıldığı, tüzel kişi borçlu şirkete çıkartılan 19.02.2015 tarihli ilk tebligatın bila tebliğ dönmesi üzerine 16.04.2015 tarihinde yapılan tebligat ile ödeme emrinin tebliğ edilebildiği, şikayet dilekçesine konu edilen taşınmazların borçlu şirket … Beton Yap. Mark. Dem. Çel. Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olması nedeniyle atılı suçun oluşabilmesi için icra takibinin borçlu şirket yönünden kesinleşmesi gerektiği, borçlu şirkete 16.04.2015 tarihinde yapılan tebligattan sonra icra takibinin 21.03.2015 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla müştekinin şikayet hakkını henüz borçlu şirket yönünden takip kesinleşmeden önce 12.03.2015 tarihinde kullandığı, sanıklara isnat edilen alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu eksiltmek suçunun kovuşturması şikayet şartına bağlı olup İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği takip borçlusu yönünden icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra dosyasında gerçek kişi diğer borçlu …’na tebligat yapılmış olmasının suçun oluşumu için yeterli olmadığı, şikayet konusu taşınmazların gerçek kişi adına değil borçlu şirket adına kayıtlı olduğu, icra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve takibin sonradan kesinleşmiş olmasının başlangıçta usulsüz olan şikayeti sonradan usulüne uygun şikayet konumuna getirmeyeceği gözetildiğinde sanıklar hakkında açılan davaların CMK’nın 223/8 inci maddesi gereğince “düşmesine” karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sanıkların beraatine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, CMK’nın 303/1-a ıncı maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesince sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin olarak verilen 14.02.2019 tarihli ve 2015/336 Esas, 2019/80 Karar sayılı hükümlerin ayrı ayrı kaldırılmasına, sanıklar hakkında açılan davaların CMK’nın 223/8 inci maddesi gereğince düşmesine karar verildiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
1.Sanıkların üzerlerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 331/1 inci maddesine aykırılık suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak olan şikayetin henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve usulüne uygun bir şikayet konumuna getirmeyeceği, somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında ödeme emrinin borçlu şirkete 16.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği,
şikayet başvurusunun ise henüz takip kesinleşmeden 12.03.2015 tarihinde yapıldığı ve buna göre kovuşturma şartının gerçekleşmemiş olduğu belirlenmiştir.

2.Şikayet başvurusunun, takip kesinleşmeden 12.03.2015 tarihinde yapıldığı ve buna göre kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında açılan davanın CMK’nın 223/8 inci maddesi gereğince düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

3.Müşteki vekilinin, alacaklısını zarara uğratmak kasdıyla mevcudu eksiltmek suçunu düzenleyen İİK’nın 331 inci ve şikayet süresini düzenleyen İİK’nın 347 inci maddelerinin son derece açık olduğu, İcra İflas Kanunu’nda da belirtildiği üzere şikayet hakkının başlangıcının fiilin öğrenildiği tarih olduğu, kanunun şikayet hakkının kullanılabilmesi için takibin kesinleşmesini aramadığı, şikayet hakkının kullanımı amacıyla takibin kesinleşmesi gerektiği düşünülecek olursa İİK’nın 331 ve 347 inci maddelerinin kullanılamaz hale geleceği, takibi kesinleştirmeyerek itiraz eden borçlular hakkında alacaklının açtığı itirazın iptali davalarının mahkemelerinin yoğunluğu nedeniyle aylarca/senelerce sürmekte olduğu, böylelikle takibin kesinleşmesini bekleyen alacaklının İİK’nın 347 inci maddesinde belirtilen üç ay ve bir yıllık hak düşürücü süreleri kaçırmış olacağı, İİK’nın 347 inci maddesinde şikayet hakkının başlangıcının fiilin öğrenildiği tarih olarak düzenlendiği, bölge adliye mahkemesinin açık kanun maddelerine aykırı bir karar verdiğinden bahisle kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkin temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.

4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, müşteki vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesinin, 18.09.2020 tarihli ve 2019/993 Esas, 2020/2425 Karar sayılı kararında müşteki vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Manisa 1. İcra Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

16.05.2023 tarihinde karar verildi.