Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10951 E. 2023/1686 K. 15.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10951
KARAR NO : 2023/1686
KARAR TARİHİ : 15.03.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte şikayetten dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlular icra mahkemesine başvurularında;
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, alacaklının İİK’nın 68/b maddesinde yazılı şartları yerine getirmediğini, hesap özetinin noter aracılığı ile gönderilmediğini, dosyaya da sunulmadığını, bu nedenle banka kayıtlarının ilam niteliğini kazanmadığını, icra emri gönderilmesinin mümkün olmadığını, gönderilen ihtarnamelere itiraz edildiğini,
Sözleşmeye ve hukuka aykırı faiz uygulandığını,
Yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını,
Borçlulardan ….’in kredi müşterisi değil ipotek veren olması sebebiyle sadece ipotek miktarı ile sorumlu olduğu halde tüm kredi borcu sebebiyle hakkında takip başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek alacaklının alacağını İİK’nın 68/b maddesi çerçevesindeki belgelerle ispat edip etmediğinin bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle incelenmesini ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı, ipotek verenler …, … ve …’in hesap kat ihtarına itiraz haklarının olmadığını, gönderilen ihtarnamenin İİK’nın 150/ı maddesindeki şartları haiz olduğunu, borçlulara … 40. Noterliği’nin 23.12.2015 tarih ve 41692 yevmiye nolu ihtarnamesi ile … 40. Noterliği’nin 22.01.2016 tarih ve 2524 yevmiye nolu ihtarnamelerinin gönderildiğini, borçluların ihtarnameye hangi gerekçelerle itiraz ettiğinin anlaşılamadığını, hesap özetinin gönderilmediği iddia edilmiş ise de ihtarnamenin gönderildiğinin kabul edildiğini, ipotek verenlere hesap özetinin gönderilmesinin gerekmediğini, Niyazi Aypek’in takipte taraf olmadığını, ipotek verenlerin şahsi sorumluluğuna gidilmediğini, cevabi ihtarname ile borcun varlığının kabul edildiğini, bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığını, şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. Gerekçe ve Sonuç
Alacaklı tarafından borçlulara gönderilen 23.12.2015 ve 22.01.2016 tarihli ihtarnamelere itiraz edilmiş olması sebebiyle İİK’nın 68/b maddesi çerçevesinde bankanın ibraz ettiği belgeler üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, daha önce alınan bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderici mahiyette bulunan 08.12.2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre asıl alacağın 7.791.145,35 TL olduğu, depo bedeline ilişkin yapılan incelemede ise, raporda ayrıntısı gösterilen 24 adet çekten dolayı sorumluluk bedelinin toplam 15.535 TL olduğu ve takipte aynı tutarın talep edildiği rapor edildiğinden şikayetin kısmen kabulü ile icra emrinde 7.979.465,44 TL olarak talep edilen asıl alacağın 7.791.145,35 TL olarak düzeltilmesine, bu miktarı aşan kısmın iptaline, borçluların fazlaya ilişin isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri
Borçlular, hükme esas alınan son bilirkişi raporunun raporlar arasındaki çelişkileri açıklayıcı bir yöntem izlemediği gibi itiraz ve beyanlar dikkate alınmaksızın hazırlandığını, bilirkişinin banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisini kullanmadan önceki raporunun tekrarı mahiyetinde rapor düzenlendiğini, depo bedeli yönünden netlik oluşmadığını, esas ihtilaflı olan 8002 ve 8003 nolu kredilerin raporda incelenmediğini, ihtilaflı krediler için 10.01.2012 tarihinde 1.557.858,63 USD, 07.08.2012 tarihinde 1.000.000,00 USD, 08.08.2012 tarihinde 1.950.000,00 USD ve 01.09.2014 tarihinde 2.428.000,00 USD ödeme yapılmasına rağmen bu ödemelerin görünmeyen kalemler tahsilatı adı altında yorumlanarak dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
C.1.Gerekçe ve Sonuç
Borçluların … 35. Noterliği’nin 31.12.2015 ve 01.02.2016 tarihli ihtarnameler ile hesap katında belirtilen borca itiraz ettikleri, İİK’nın 68/b maddesinde öngörülen nitelikte belge olarak kabul edilmesi gereken banka kayıtları üzerinde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, 08.10.2016 tarihli kök ve 02.06.2017 tarihli ek bilirkişi raporuna göre alacaklının nakit krediler yönünden takip tarihi itibari ile talep edilebileceği asıl alacak miktarı 7.791.145,35 TL, işlemiş faiz miktarı 44.746,06 TL olmak üzere toplam 7.835.891,41 TL alacağının olduğu, gayri nakdi krediler yönünden alacaklı banka tarafından verilen ve bankaya iade edilmeyen çek yapraklarından dolayı 15.535,00 TL depo talebinde bulunabileceğinin belirtildiği, ancak alacaklının taraflar arasında imzalanan 22.07.2015 tarihli proje geri ödeme planının esas alınmadığını belirterek bilirkişi raporuna itiraz ettiği, borçluların da 10.01.2012, 07.08.2012, 08.08.2012 ve 01.09.2014 tarihli ödemelerin bilirkişi tarafından nazara alınmadığını belirterek bilirkişi raporuna itiraz ettiği, mahkemece finans uzmanı bilirkişiden alınan 23.01.2018 tarihli raporda, takibe konu borcun, taraflar arasında akdedilen 8002 ve 8003 numaralı kredilerin ödenmesi için imzalanan 01.09.2014 tarihli yapılandırma kredisine ait olduğunu, bu nedenle ödemelerin de bu tarihten sonrasına ait olması gerektiğini ve ilk düzenlenen rapordaki hesaplamalara katıldığını belirttiği, ancak depo bedeline itiraza ilişkin açık bir hesaplama yapmadığı, 08.12.2021 tarihli ek raporunda ise, dosya içeriğinde yer alan tablolardan 24 adet çek için bankanın talep edebileceği depo tutarının 15.535,00 TL olduğunu bildirdiği, buna göre her iki bilirkişinin asıl borç yönünden hesaplamaya ilişkin açıklamalarının taraf itirazlarını karşıladığı gibi, her iki ek raporda da depo bedeline ilişkin tutarın 15.535,00 TL olduğu yönündeki hesaplamanın, birbiri ile ve dosya kapsamı ile örtüştüğünün görüldüğü, 23.01.2018 ve 08.12.2021 tarihli bilirkişi kök ve ek raporunun hükme ve denetime elverişli olduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı gerekçesi ile borçluların istinaf başvurusunun HMK’nın 353-(1) b) 1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlular temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlular, istinaf mahkemesince somut inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verildiğini, yalnızca 5044 nolu Teverrük-Yapılandırma kredisi yönüyle araştırma ve değerlendirme yapıldığını, esas ihtilaflı krediler olan 8002 ve 8003 nolu kredilere ilişkin inceleme yapılmadığını, ihtilaflı olan bu krediler için 10.01.2012 tarihinde 1.557.858,63 USD, 07.08.2012 tarihinde 1.000.000,00 USD, 08.08.2012 tarihinde 1.950.000,00 USD ve 01.09.2014 tarihinde 2.428.000,00 USD ödeme yapılmasına rağmen bu ödemelerin kredi borcuna mahsup edilmediğini, bankanın kendi belirlediği hukuki olmayan kalemlere mahsup ettiğini, bilirkişinin ihtilaflı depo bedelinin tespiti için kendisine tanınan yerinde inceleme yetkisini kullanmadığını, dosyadaki diğer raporu tekrar etmekle yetindiğini, hiçbir inceleme yapmadığını, dosyadaki raporlar arasında da depo bedeli yönünden çelişkiler mevcut olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK’nın 68/b, 150/ı maddeleri

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçluların temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.