Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10822 E. 2023/3307 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10822
KARAR NO : 2023/3307
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1126 E., 2022/1014 K.
HÜKÜM/KARAR : Kabul/Kaldırma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Keskin İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/1 E., 2022/3 K.

Taraflar arasındaki haczedilmezlik şikayet nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne, Keskin İcra Müdürlüğünün 2019/50 Esas sayılı dosyasında borçlu Belediye Başkanlığının Elektronik Denetleme Sistemi ile kesilen cezalardan ayrılan payı üzerine uygulanan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına işin ivediliği ve niteliği nedeniyle 5311 sayılı Kanunla değişik İİK’nın 366. maddesi hükmü uygun bulunmadığından bu yöndeki isteğin reddine oy birliği ile karar verildikten sonra işin esası incelendi:

I. DAVA
Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız takipte, proje karşılığında borçlanma suretiyle elde edilen “EDS sistemi vasıtası ile kesilen trafik ceza payı”nın haczine karar verildiğini, sistemin kontrolünün Emniyet Genel Müdürlüğü’nde olduğunu, trafikte hız ihlali yapan araçlara kesinlen cezaların Maliye Bakanlığı’nda toplandığını ve kesilen cezaların yaklaşık %7,5 oranına denk gelen payının taraflarına gönderildiğini, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesi ile İİK’nın 82. maddesine göre haczinin mümkün olmadığını, haciz öncesinde mal beyanında bulunmalarının da talep edilmediğini ileri sürerek haczin kaldırılması ile İcra Müdürlüğünün 29.11.2021 ve 09.12.2021 tarihli kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklıya şikayet dilekçesi tebliğ edilmemiş, davalı alacaklı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 5393 sayılı Belediye Kanunun 15/9. maddesi gereği Belediye Başkanlığının proje karşılığı borçlandığı gelirlerinin haczedilememesi için hesabın havuz hesabı olmaması, havuz hesabı ise haczedilebilecek gelirler ile haczedilemeyecek gelirlerin ayrı ayrı bildirilmesi, bu gelirlerin kamu hizmetinde kullanıldığının ispatlanması gerektiği, Belediye Başkanlıklarının kanundan kaynaklı görevlerinin kamu hizmeti yürütmek olduğu düşünüldüğünde dava konusu EDS gelirlerinin de kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü düşünülse bile bunun ispat külfetinin şikayetçi borçlu Belediye Başkanlığı üzerinde olduğu, Belediye Başkanlığına yazılan müzekkere cevabı ve borçlunun şikayet dilekçesindeki beyanlarından EDS gelirlerinin havuz hesabı niteliğinde olmadığının (haczedilemeyecek gelirler) belirtildiği, ancak Ziraat Bankasının cevabi yazısı incelendiğinde söz konusu hesabın havuz hesabı niteliğinde olduğu, bu hesaba aktarılan paraların çeşitli yerlerde kullanıldığı, çok sayıda icra dosyasına da bu hesaptan para aktarıldığı, Belediye Kanunu’nun 15/9. maddesi gereğince Belediye Başkanlığının proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirlerin ancak yukarıda sayılan durumların gerçekleşmesi halinde haczedilemeyeceği, şikayetçi borçlu tarafından iddiasının ispatlanamadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; İcra Müdürlüğünce haczine karar verilen gelirin proje karşılığında borçlanma suretiyle elde edilen “EDS sistemi vasıtası ile kesilen trafik ceza payı”olduğunu, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesine göre haczinin mümkün olmadığını, anılan gelirin bulunduğu hesabın havuz hesabı niteliğinde olmadığını, hesap içeriğinin vergi, resim ve harçtan oluşan, haczedilmez gelirlerden oluştuğunu, banka cevabının yeterli olmadığını, mahkemece hesap hareketleri celbedilerek inceleme yapılması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı tarafından şikayetçi borçlu aleyhine cari hesap alacağının tahsili için genel haciz yolu ile takibe başlandığı, davalı alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce elektronik denetleme sisteminden gelen gelirlerin haczi için Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, 5393 sayılı Belediye Kanununun 15/son maddesine göre, belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirlerinin haczedilemeyeceği, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesine göre, bu kanunda, belediyelere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılacak paylar ile diğer kanunlarda verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olup haczinin caiz olmadığı, anılan maddeye göre, haczedilmezlik şikayetinin kabul edilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılmasının gerekli olduğu, kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkisinin bulunmadığı, somut olayda borçlunun icra mahkemesine başvurusunun gelirlerin bulunduğu hesaba uygulanan haczin kaldırılması olmadığı, Kırıkkale İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere ile elektronik denetleme sistemi ile kesilen cezalardan borçlu Belediye Başkanlığına ayrılan pay üzerine uygulanan haczin kaldırılmasına ilişkin olduğu, bu nedenle mahkemece borçlunun …’ndaki hesabının havuz hesabı olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin somut olaya uygun olmadığı, borçluBelediye Başkanlığının 14.02.2022 tarihli yazısından EDS gelirlerinin %85’inin devlet payı, %15’inin belediye payı olarak ayrıldığı, belediye payının %40’ının yüklenici firmaya, kalan %60’ının belediye payı olarak İçişleri Bakanlığı tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü’ne, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden de Keskin İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne, oradan İlçe Mal Müdürlüğü’ne, Mal Müdürlüğünce de gelen paranın tamamının belediyeye gönderildiğinin, Belediye payı alındıktan sonra kalan paranın ilgili firma hesabına yatırıldığının bildirildiği, 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesine göre diğer kanunlarda belediyeye verilmesi öngörülen payların vergi hükmünde olduğu, bu nedenle borçlunun EDS gelirlerinden ayrılan payın da vergi hükmünde olup haczinin mümkün olmadığı gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne, Keskin İcra Müdürlüğünün 2019/50 Esas sayılı dosyasında (davacı) borçlu belediye başkanlığının Elektronik Denetleme Sistemi ile kesilen cezalardan ayrılan payı üzerine uygulanan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı temyiz dilekçesinde; temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması istemiyle birlikte şikayetçi borçlunun 27.04.2021 tarihli talebi ile icra müdürlüğünden haczin kaldırılmasını talep ettiğini, müdürlüğün haczin kaldırılması kararı üzerine şikayet yoluna başvurduğunu, mahkemece İcra Müdürlüğünün haciz kararını kaldırma yetkisi olmadığından bahisle şikayetin kabulüne karar verildiğini, şikayetçi borçlunun hacizden 27.04.2021 tarihinde haberdar olduğunu, bu nedenle şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının sonucu itibariyle doğru olduğunu, haczedilen Eds gelirlerinin 5779 Sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesinde yer alan pay kavramında yer almadığını, anılan düzenlemedeki payların karşılıksız olarak kanundan kaynaklanan paralara ilişkin olduğunu, haczedilen gelirin sözleşmeye bağlı olarak borçluya verildiğini, bir kısmının yüklenici firmaya verilmesi düzenlendiğinden vergi mahiyetinde olmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nunu ek 16. maddesinde “…kurulacak elektronik sistemlerin Emniyet Genel Müdürlüğünce trafik ihlallerinin tespiti amacıyla kullanılması durumunda, aylık dönemler halinde yapılan tespitlere dayanılarak düzenlenen trafik idari yaptırım karar tutanaklarında yer alan trafik idari para cezasının %30’u oranındaki tutar, izleyen ayın sonuna kadar Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesinden ilgili belediyelere sistem kullanımı hizmet bedeli olarak” ödeneceği düzenlemesine yer verildiğini, Kanunda yalnızca Eds sistemiyle elde edilen gelirlerin ne şekilde paylaşılacağının düzenlendiğini, anılan gelirin kanundan kaynaklanmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, haczedilmezlik şikayetine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. Maddesi, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesi, 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.