Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10800 E. 2023/3314 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10800
KARAR NO : 2023/3314
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince itirazın kabulü ile takibin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına, yasal şartları oluşmadığından muteriz borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu keşideci itiraz dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından çeke dayalı olarak … İcra Müdürlüğünün 2016/23055 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, İcra Müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazının mahkemece kabulüne karar verildiğini, anılan kararın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddedildiğini, kararın temyiz edilmesi nedeniyle yetkisizlik kararının kesinleşmediğini, bu nedenle anılan takibin derdest olduğunu, aynı çekin alacaklı tarafından itiraza konu Lüleburgaz 2. İcra Müdürlüğünün 2017/3814 Esas sayılı takip dosyasına konu edildiğini, bu nedenle anılan takibin mükerrer olduğunu, keşideci imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itirazının kabulü ile davalı alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; … İcra Müdürlüğünde başlatılan takipte, muteriz borçlu tarafından yapılan yetki itirazı üzerine mahkemece verilen yetkisizlik kararının, temyizden feragat edilmesi nedeniyle kesinleştiğini, süresinde gönderme talebinde bulunması üzerine dosyanın Lüleburgaz İcra Müdürlüklerine gönderildiğini ve itiraza konu dosya üzerinden takibe devam edildiğini, muteriz borçlu tarafından çek keşide etmesi için 3. bir kişiye vekaletname verilip verilmediğinin ve imzanın bu kişiye ait olup olmadığının araştırılması gerektiğini savunarak itirazın reddi ile muteriz borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; mahkemece aldırılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 07.08.2018 tarihli raporunda, muteriz borçlunun mevcut mukayese imzaları ile çekteki keşide imzası arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin bildirildiği, 11.06.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, inceleme konusu keşideci imzasının borçlu tarafından çek keşide etme yetkisi verilen …’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği, denetime, kanaat edinmeye ve karar vermeye uygun olan bilirkişi raporu esas alınarak imzaya itirazın kabulüne karar verildiği, takip dayanağı çekin keşidecisinin …, lehtarının Muhammet Oğuzhan Öztürk olduğu, davalı alacaklıya çekin ciro edildiği ve taraflar arasında yüzyüzelik ilkesinin mevcut olmadığı, senedi ciro yoluyla teslim alan 3. kişinin senetteki imzanın keşideci borçluya ait olup olmadığını kontrol etme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu nedenle çeki takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusurlu kabul edilemeyeceği gerekçesi ile itirazın kabulü ile icra takibinin muteriz borçlu yönünden durdurulmasına, yasal şartları oluşmadığından muteriz borçlunun tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı istinaf dilekçesinde; mahkemece yeterli araştırma yapılmadığını, delilleri incelenmeden ve itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, raporda yalnızca muteriz borçlunun incelenmesini istediği belgelerin değerlendirildiğini, kendisinin incelenmesini istediği, itiraz edilmeden ödenmiş olan sıralı çeklerin celp edilmemesinin hatalı olduğunu, ödenen çeklerdeki imzalara itiraz edilmediğinden takibe konu çekteki imzaların bunlarla karşılaştırılmasının gerekli ve yeterli olduğunu, bilirkişi raporunda mukayeseye esas alınan belgelerin keşide tarihinden sonraki tarihli olduğunu, istiktab tutanaklarındaki imza örneklerinin kötü niyetli olarak farklı şekilde verildiğini, bu nedenle rapora esas alınmaması gerektiğini, keşide tarihinde muteriz borçlunun askerde olduğunu, askere gitmeden önce çek koçanını, çek keşide etme yetkisi verdiği …’a bıraktığına ilişkin beyanının bulunduğunu, muteriz borçlu tarafından çekin rızası dışında elinden çıktığına ilişkin şikayette bulunulmamasının çekin kendisi tarafından keşide edildiğinin kabulü anlamına geldiğini, borçlunun kötüniyetle hareket ettiğini, yetkisiz kişilerce kendisine ait çeklerin imzalaması nedeniyle borçlunun takibe konu çekten sorumlu olması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklının aralarında muteriz borçlunun da bulunduğu bir kısım borçlular hakkında … İcra Müdürlüğünün 2016/23055 E. sayılı dosyasından … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararına dayalı olarak 30.06.2016 keşide tarihli 300.000 TL bedelli çek nedeni ile toplam 331.382,35 TL alacağa ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlattığı, takip borçlularından muteriz borçlunun yetki itirazında bulunduğu, … 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 01.12.2016 tarihli, 2016/251-219 EK sayılı ilamı ile anılan borçlu yönünden yetkisizlik kararı verildiği, istinaf başvurusunun Antalya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından reddedildiği, davalı alacaklı tarafından 27.03.2017 tarihinde temyiz hakkından feragat edilerek dosyanın yalnızca muteriz borçlu yönünden yetkili Lüleburgaz İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin istenildiği, talep üzerine dosyanın Lüleburgaz İcra Müdürlüğüne gönderildiği, Lüleburgaz 2. İcra Müdürlüğünün 2017/3814 E. sayılı dosyasından çıkartılan ödeme emrinin muteriz borçluya 17.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın, 21.04.2017 tarihinde, yasal süresinde yapıldığı, takibine konu çekin muteriz borçlu … tarafından keşide edildiği, İlk Derece Mahkemesince muteriz borçlunun imza asıllarını içerir belgeler getirtilmek sureti ile çek üzerindeki imzanın muteriz borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alındığı, 07.08.2018 günlü raporda takip konusu çekteki keşideci imzası ile muteriz borçlunun mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin belirtildiği, mahkemece söz konusu rapor da gözetilerek muteriz borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verildiği, dairemizce davalı alacaklının itirazı üzerine muteriz borçlunun çek keşide etme yönünde başka bir şahsı yetkilendirip yetkilendirmediği hususunun araştırılması için dosyanın ilk derece mahkemesine iade edildiği, mahkemece çekin verildiği ilgili banka şubesine yazı yazılarak muteriz borçlu tarafından çek keşide etme yönünde yetki verilen …’ın imza asıllarını içerir belgeler de getirtilmek sureti ile dosyanın 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişiler tarafından düzenlenen 11.06.2020 günlü raporda takip konusu çek üzerindeki imzanın …’ın eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığının beyan edildiği, her ne kadar davalı alacaklı istinaf dilekçesinde daha önce ödenen ve imzasına itiraz edilmeyen çeklerin de incelenmesi gerektiğini, mahkemece bu yönde bir inceleme yapılmadığını beyan etmiş ise de, imzasına itiraz edilmeyen ve ödenen çeklerin takibe konu çek üzerindeki imzaya itiraza engel teşkil etmeyeceği, ödenen çeklerdeki imzaların incelenmesinin mümkün olmadığı, sadece imzasına itiraz edilen çek yönünden inceleme yapılabileceği, mahkemece de bu yönde gerekli inceleme yapılarak karar verildiği, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı temyiz dilekçesinde; mahkemece yeterli araştırma yapılmadığını, delilleri incelenmeden ve itirazları değerlendirilmeden karar verildiğini, raporda yalnızca muteriz borçlunun incelenmesini istediği belgelerin değerlendirildiğini, kendisinin incelenmesini istediği, itiraz edilmeden ödenmiş olan sıralı çeklerin celp edilmemesinin hatalı olduğunu, ödenen çeklerdeki imzalara itiraz edilmediğinden takibe konu çekteki imzaların bunlarla karşılaştırılmasının gerekli ve yeterli olduğunu, bilirkişi raporunda mukayeseye esas alınan belgelerin keşide tarihinden sonraki tarihli olduğunu, istiktab tutanaklarındaki imza örneklerinin kötü niyetli olarak farklı şekilde verildiğini, bu nedenle rapora esas alınmaması gerektiğini, keşide tarihinde muteriz borçlunun askerde olduğunu, askere gitmeden önce çek koçanını, çek keşide etme yetkisi verdiği …’a bıraktığına ilişkin beyanının bulunduğunu, muteriz borçlu tarafından çekin rızası dışında elinden çıktığına ilişkin şikayette bulunulmamasının çekin kendisi tarafından keşide edildiğinin kabulü anlamına geldiğini, borçlunun kötüniyetle hareket ettiğini, yetkisiz kişilerce kendisine ait çeklerin imzalaması nedeniyle borçlunun takibe konu çekten sorumlu olması gerektiğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde imzaya ve borca itiraza ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 169., 169/a. ve 170. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.