Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/108 E. 2023/4349 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/108
KARAR NO : 2023/4349
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Gerçeğe Aykırı Beyanda Bulunmak
HÜKÜM : Esastan Ret

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Müştekinin 29.03.2016 havale tarihli dilekçesi ile; borçlu hakkında … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/147 Esas sayılı ilamına dayalı olarak 610.000,00 TL miktar yönünden başlatılan takipte sanığa, borçlu firmanın kendisinden olan alacakları için birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, ancak sanık tarafından bu haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde verilen cevapta borçlunun kendisinden doğmuş ve doğacak hiç bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek itiraz edildiğini, takip borçlusu …’ün, alacaklı … tarafından yapılan banka ödemelerinin tamamını aynı gün ve saatte oğlunun büyük hissedar olduğu … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne havale ettiğini, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin …’ten aldığı toplam 610.000.00 TL ödemenin tamamını aynı gün içerisinde Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) programı çerçevesinde yüklenici firmaya aktardığını ve yapılan ödemeye ilişkin belgeleri de TKDK’ya sunduğunu, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin takip borçlusu …’e toplam 610.000.00 TL borçlu bulunduğunun sabit olduğunu, üçüncü şahıs … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 18.03.2016 tarihinde, borçlu …’ün ilgili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı iddiası ile maddi gerçeklere aykırı olarak birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiğini, sanığın bu itirazında haksız olması sebebiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu belirterek, sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 338 inci maddesi gereğince cezalandırılması ve İİK’nun 89/4 üncü maddesi gereğince uyarınca 610.000,00 TL tazminata hükmedilmesi için dava açılmıştır.

2…. 5. İcra Ceza Mahkemesinin 21.01.2020 tarihli kararı ile; sanık hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun yasal unsurları oluşmadığından müsnet suçtan sanığın beraatine ve tazminat talebinin reddine,karar verilmiştir.

3…. Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesinin, 17.03.2021 tarihli ve 2020/1822 Esas, 2021/569 Karar sayılı kararı ile müşteki vekilinin sanık … hakkında hakikate muhalif beyanda bulunmak suçundan verilen beraat hükmüne karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca esastan reddine, müşteki vekilinin tazminatın reddine yönelik yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b (1) maddesi gereğince esastan reddine, karar verilmiştir.

II.TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Müşteki … vekilinin temyiz istemi, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 18.06.2015 tarih ve 2014/147 Esas sayılı ilâmı gereğince takip borçlusu …’ün, temlik eden alacaklı …’a 610.000,00 TL ödemekle yükümlü olduğu, dosya alacağının … tarafından tüm ferileri ile birlikte 13.12.2018 tarihinde temlik alındığı, davanın takibi konusunda hukuki yararlarının bulunduğu, üçüncü şahıs – sanık … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin birinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz ettiği ve takip borçlusuna ödemesi gereken herhangi bir borcunun bulunmadığını beyan ettiği, takip borçlusu …’ün, alacaklı … tarafından yapılan banka ödemelerinin tamamını aynı gün ve saatte oğlunun büyük hissedar olduğu … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd.Şti.’ne havale ettiği, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin …’ten aldığı toplam 610.000.00 TL ödemenin tamamını aynı gün içerisinde Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) programı çerçevesinde yüklenici firmaya aktardığı, yapılan ödemeye ilişkin belgeleri de TKDK’ya sunduğu, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin takip borçlusu …’e toplam 610.000.00 TL borçlu bulunduğunun sabit olduğu, üçüncü şahıs sanık … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin, 18.03.2016 tarihinde, borçlu …’ün ilgili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı iddiası ile maddi gerçeklere aykırı olarak birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği, … …’ün, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin hissedarı olmamasına karşın şirketi fiilen yönettiği, şirketin hissedarları İsmail …’ün oğlu ve …’ün babası olması nedeniyle şirketle aralarında yakın ilişkiler bulunduğu, davalı şirket ile borçlu arasında bir ticari ilişki olduğunu ispatlayan 05.12.2013 tarihinde yapılan 180.000,00 TL’lik havale işlemi bulunduğu, sanık üçüncü şahsın elinde borçluya ait paranın olduğu, üçüncü kişi konumunda olan

sanık şirketin, kendi banka hesabına borçlu … tarafından 05.12.2013 tarihinde 180.000,00 TL, 200.000,00 TL, 80.000,00 TL ve 150.000,00 TL olmak üzere toplam 610.000,00 TL tutarındaki paranın transferinin varlığını kabul etmeyerek, birinci haciz ihbarnamesine haksız yere itiraz ettiği,sanığın İİK’nun 338 inci maddesi gereğince cezalandırılması ve tazminata hükmolunması gerektiği, sanığın vekiline gerçeğe aykırı beyanda bulunma iradesi ile gerçekleştirmiş olduğu eyleminden dolayı cezalandırılmasının gerektiği, ilk derece mahkemesi ve ve bölge ceza dairesince, itirazın vekil aracılığı ile yapıldığı, bu hali ile ortada işlenmiş haksız bir fiil bulunmadığından tazminata da hükmedilemeyeceği gerekçesi ile tazminat taleplerinin reddine karar vermiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, İİK’nun 89 uncu maddesi gereğince söz konusu tazminatın haksız fiile ilişkin olmayıp, genel hükümlere göre incelenmesi gereken bir maddi tazminat olduğu, davalı üçüncü şahsın bu davada hukuka aykırı bir eyleme ortak olduğu, takip borçlusuna ait bir miktar mal varlığını üstüne aldığı, takip alacaklısının hakkına ulaşmasına engel olmaya çalıştığı, bu çabaları sonucunda kendisinin haksız olarak zenginleşmiş, takip alacaklısının ise alacağını tahsil edemez hale gelerek, maddi zarara uğramış olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından genel hükümler çerçevesinde borçlu … ile sanığın yetkilisi bulunduğu şirket arasında alacak borç ilişkisinin tespit edilmesi gerektiği, 29.05.2018 tarihli celsenin 4 nolu ara kararı ile banka hesaplarının gelmesi ile birlikte sanık şirkete ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi hususunun değerlendirilmesine şeklinde bir hüküm kurulmuş ise de daha sonra bu hususun ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmediği, alacak borç ilişkisinin banka kayıtları ile sabit olduğunun gözardı edildiği, sanığın cezalandırılmasına ve tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.

2.Müşteki … vekilinin temyiz istemi, takip borçlusu …’ün, takip alacaklısı …’a 610.000,00 TL ödemekle yükümlü olduğu, takip borçlusunun alacaklı tarafından yapılan banka ödemelerinin tamamını aynı gün ve saatte oğlunun büyük hissedar olduğu … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne havale ettiği, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin …’ten aldığı toplam 610.000.00 TL ödemenin tamamını aynı gün içerisinde Tarımsal ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) programı çerçevesinde yüklenici firmaya aktarmış ve yapılan ödemeye ilişkin belgeleri de TKDK’ya sunmuş olduğu, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd.Şti.’nin takip borçlusu …’e toplam 610.000.00 TL borçlu bulunduğunun sabit olduğu, üçüncü şahıs … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin, 18.03.2016 tarihinde, borçlu …’ün ilgili şirketten herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığı iddiası ile maddi gerçeklere aykırı olarak birinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği, … …’ün, … Hayvancılık Tarım Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin hissedarı olmamasına karşın şirketi fiilen yönettiği, şirketin hissedarları İsmail …’ün oğlu ve İskender …’ün babası olması nedeniyle şirketle aralarında yakın ilişkiler bulunduğu, davalı şirket ile borçlu arasında bir ticari ilişki olduğunu ispatlayan 05.12.2013 tarihinde yapılan 180.000,00 TL’lik havale işlemi bulunduğu, üçüncü şahsın elinde … …’e ait paranın olduğu, üçüncü kişi konumunda olan şirketin, kendi banka hesabına borçlu … … tarafından 05.12.2013 tarihinde 180.000,00 TL, 200.000,00 TL, 80.000,00 TL ve 150.000,00 TL olmak üzere toplam 610.000,00 TL tutarındaki paranın transferinin varlığını kabul etmeyerek, birinci haciz ihbarnamesine haksız yere itiraz ettiği, bu nedenle İİK’nın 338 inci maddesi gereğince cezalandırılması ve ayrıca üçüncü şahıs şirketin itirazında belirttiği hususların gerçeği yansıtmaması nedeniyle takip alacaklısı …’ın uğradığı takip meblağı olan 610.000,00 TL lik zararın tazmin edilmesi gerekir iken, tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, İİK’nın 89 uncu maddesi gereğince söz konusu tazminatın haksız fiile ilişkin olmayıp, genel hükümlere göre incelenmesi gereken bir maddi tazminat olduğu, davalı üçüncü şahsın bu davada hukuka aykırı bir eyleme ortak olduğu, takip borçlusuna ait bir miktar mal varlığını üstüne aldığı, takip alacaklısının hakkına ulaşmasına engel olmaya çalıştığı, bu çabaları sonucunda kendisinin haksız olarak zenginleştiği, takip alacaklısının ise alacağını tahsil edemez hale geldiği, maddi zarara uğradığı, tazminat yükümlülüğünü bertaraf edecek tarzda bir yorum yapılmasının hukukun ve kanunun amacına kesinlikle uygun olmadığı, ilk derece mahkemesi tarafından genel hükümler çerçevesinde borçlu … ile sanığın yetkilisi bulunduğu şirket arasında alacak borç ilişkisinin tespit edilmesi gerektiği, bu ilişki tespit edilmeden tazminat talebinin reddine karar verilmesinin ve istinaf incelemesi neticesinde de başvurunun reddedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği, ilk derece mahkemesi tarafından genel hükümlere göre bir inceleme yapılmadan, itirazın vekil aracılığı ile yapılması nedeniyle tazminat taleplerinin istinaf incelemesi sonucu reddine karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle kararın temyiz incelemesi sonucu bozulmasına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; davalıya tebliğ edilen İİK’nın 89/1 haciz ihbarnamesine davalı tarafından takip borçlusuna borçları olmadığından bahisle itiraz edildiği iddiası ile sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılması ve davalının İİK’nın 89/4 üncü maddesi gereğince 610.000,00 TL tazminata hükmedilmesi talebine ilişkindir.

Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Takip dosyasında üçüncü kişi sanığın, kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine vekili aracılığı ile yasal süre içinde itiraz ettiği, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince sanık tarafından işlenmiş haksız bir fiilin bulunmadığı, itirazın vekil aracılığı ile yapıldığı, bu hali ile ortada işlenmiş haksız bir fiil bulunmadığından tazminata da hükmedilemeyeceğinden, sanığın beraatine ve tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Hakikate muhalif beyanda bulunmak suçundan verilen beraat hükmüne karşı yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde; İİK’nun 338 inci maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için, beyanda bulunanın sanık olması gerektiği, birinci haciz ihbarnamesine karşı itirazın 18.03.2016 tarihinde üçüncü kişi sanığın vekili aracılığıyla yapıldığı, TCK’nun 20 inci maddesi gereğince cezaların şahsiliği ilkesinden hareketle bizzat itiraz mahiyetinde beyanda bulunmayan sanık yönünden yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun olarak kabul ve takdir kılınmış olduğundan, müşteki vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiş olmakla, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a maddesinin ilk cümlesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, tazminatın reddine yönelik yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03.04.2019 tarih, 2019/4791 Esas, 2019/5385 Karar nolu içtihadında da belirtildiği gibi, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK’nun 89/4 üncü maddesi uyarınca talep edilen tazminat istemi haksız fiile dayanan bir tazminat olup, somut olayda gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmadığı gözetildiğinde ortada bir haksız fiil bulunmadığından ilk derece mahkemesince tazminat talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, buna göre tazminat isteme koşullarının bulunmadığı mahkemece dosya içeriğine uygun olarak kabul ve takdir kılınmış olduğundan, müşteki vekilinin tazminat isteminin reddine yönelik hükümlere karşı istinaf talepleri yerinde görülmemiş olmakla HMK.nın 353/1-b (1) maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A.Hakikate Aykırı Beyanda Bulunmak Suçundan Verilen Karar Yönünden;
Sanık hakkında, … 5. İcra Ceza Mahkemesinin, 21.01.2020 tarihli ve 2016/300 Esas, 2020/18 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının a bendi uyarınca kurulan beraat hükmüne ilişkin karara yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince verilen istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararı ve bu karara yönelik temyizin niteliği karşısında;
28.02.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinin ilgili bölümünde yer verilen ilk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, müşteki … vekili ile müşteki … vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiştir.

B.İİK’nın 89/4 üncü Maddesi Uyarınca Talep Edilen Tazminat İstemine Yönelik Olarak Verilen Karar Yönünden;
Somut olayda, üçüncü kişi şirketin haciz ihbarnamesine vekili aracılığıyla itiraz etmesi nedeniyle, tazminat isteminin haksız fiile dayanan bir tazminat olduğu ve gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşmadığı ve ortada haksız fiil bulunmadığı gerekçesiyle mahkemece tazminat isteminin reddine karar verildiği, her ne kadar davaya konu haciz ihbarnamesine vekil tarafından itiraz edilmiş ise de; vekil tarafından yapılan itiraz ancak ceza hukuku anlamında suçun oluşumunu ve cezaların şahsiliği prensibi gereğince vekilin beyanlarından dolayı asilin cezalandırılmasını engeller. Ancak vekilin asil adına yapmış olduğu itiraz hukuki anlamda geçerli olup, tazminat davası açısından asili bağlayacağı ve bu nedenle eğer şartları var ise tazminata hükmedilmesini gerektirir.
İİK’nun 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın İİK’nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, şikayete dayanak olan icra takip dosyasında borçlunun 18.03.2014 tarihinde takibe itiraz etmesi üzerine, alacaklı vekilince itirazın iptali davası açıldığı ve … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.06.2015 tarihli ve 2014/147 Esas, 2015/268 karar sayılı kararı ile icra takibinin devamına dair karar verildiği, Uyaptan yapılan incelemede söz konusu bu kararın kesinleşmediğinin anlaşıldığı, 89/1 haciz ihbarnamesinin ise henüz takip kesinleşmeden üçüncü kişiye tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 18.03.2016 tarihinde verilen cevabın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK’nın 89/4 üncü maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil

bulunmadığından, tazminat isteminin de bu gerekçe ile reddi gerekirken, takip dosyasında üçüncü kişinin haciz ihbarnamesine vekili aracılığı ile itiraz ettiği gerekçesiyle tazminat isteminin reddine karar verilmiş ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, müşteki … vekili ile müşteki … vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

IV. KARAR
A.Hakikate Aykırı Beyanda Bulunmak Suçundan Verilen Karar Yönünden;
28.02.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7165 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendinin ilgili bölümünde yer verilen ilk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272 nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararlarının temyiz incelemesine tabi olmadığına ilişkin düzenleme ile incelemeye konu suçun, aynı Kanun’un 286 ncı maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında da bulunmadığı dikkate alındığında, müşteki … vekili ile müşteki … vekilinin temyiz istemlerinin, 5271 sayılı Kanun’un 298 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ayrı ayrı REDDİNE,

B.İİK’nın 89/4 üncü maddesi uyarınca talep edilen tazminat istemine yönelik olarak Verilen Karar Yönünden;
Gerekçe bölümünün (b) bendinde açıklanan nedenle … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesinin, 17.03.2021 tarihli ve 2020/1822 Esas, 2021/569 Karar sayılı kararında müşteki … vekili ile müşteki … vekilince öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca … 5. İcra Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

20.06.2023 tarihinde karar verildi.