Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10790 E. 2023/3317 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10790
KARAR NO : 2023/3317
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1241 E., 2022/1134 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/682 E., 2021/373 K.

Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız takipte, Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğunu, takibe ilişkin ödeme emrinin vekili varken asile tebliğ edilmesinin usulsüz olduğunu ileri sürerek borçlu asile yapılan ödeme emri tebliği işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetçi borçlu aleyhine 07.12.2020 tarihinde ihtiyati haciz uygulandığını, aynı gün esas takip işlemlerine geçilerek takip başlatıldığını, daha sonra şikayetçi borçlunun konutunda haciz işlemi gerçekleştirildiğini, borçlu vekili tarafından bu işlemlerden sonra icra dosyasına vekaletname sunulduğunu, takip başlatıldıktan sonra ödeme emrinin borçlu vekiline de tebliğ edilmesi zorunluluğunun bulunmadığını savunarak şikayetin reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı tarafından şikayetçi borçlu aleyhine 07.12.2020 tarihinde toplam 5.098.835,62 Euro senet alacağının tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ihtiyati haciz kararında şikayetçi borçlunun vekilinin bulunmadığı, UYAP kayıtlarına göre ödeme emrinin 07.12.2020 tarihinde saat 13:55’te tebliğe çıkarıldığı, şikayetçi borçlu adına düzenlenen vekaletnamenin ise 07.12.2020 tarihinde saat 17:56’da icra dosyasına sunulduğu, ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı tarih ve saat itibariyle şikayetçi borçlunun vekille temsil edilmediği, bu nedenle şikayetçi borçlu asile çıkarılan tebligatın geçerli olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlu istinaf dilekçesinde; Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğunu, vekili tarafından takip dosyasına 07.12.2020 tarihinde vekaletname sunulmasına rağmen icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin borçlu asil olarak kendisine tebliğe çıkartıldığını, vekil varken asile gönderilen ödeme emri tebliğine dair işlemin yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağını, UYAP kayıtları incelendiğinde 07.12.2020 tarihli saat 13:55’teki işlemin ödeme emrinin tebligata çıkarılması tarihi değil, ödeme emri tebliğ zarfının hazırlanma tarihi olduğunu, ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı tarihin dosyaya vekaletname sunulmasından sonra olduğunu, davalı alacaklı vekilinin de 16.12.2020 tarihinde icra müdürlüğünden talepte bulunarak “07.12.2020 tarihinde borçlunun adresinde yapılan hacizde borçlu vekili de hazır bulunduğundan borçlu vekiline de ödeme emrinin tebliğine karar verilmesini” talep ettiğini, talebin müdürlükçe de kabul edildiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi borçlu hakkında başlatılan takipte borçlu asile ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı, akabinde şikayet tarihinden önce vekile de tebligat çıkarılması için talepte bulunulduğu, şikayetçi borçlu vekilince asile çıkartılan ödeme emri tebliğ işleminin iptali talep edilmiş ise de; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11., Avukatlık Kanunu’nun 41. ve HMK’nın 73. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup asile yapılan tebligatın hukuki sonuç doğurmayacağı, ancak cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak cezai sorumluluk bakımından ise asile yapılan tebligat esas alınacağından takip dosyasında asile yapılan tebligatın iptal edilemeyeceği, kaldı ki borçlu asile ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı gün ve saatte vekaletnamenin henüz dosyaya sunulmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğunu, vekili tarafından takip dosyasına 07.12.2020 tarihinde vekaletname sunulmasına rağmen icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin kendisine tebliğe çıkartıldığını, vekil varken asile gönderilen ödeme emri tebliğine dair işlem yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağını, Uyap kayıtları incelendiğinde 07.12.2020 tarihli saat 13:55’teki işlemin ödeme emrinin tebligata çıkarılması tarihi değil, ödeme emri tebliğ zarfının hazırlanma tarihi olduğunu, ödeme emrinin tebliğe çıkarıldığı tarihin dosyaya vekaletname sunulmasından sonra olduğunu, bu hususun mahkemelerce araştırılmamasının hatalı olduğunu, davalı alacaklı vekilinin de 16.12.2020 tarihinde icra müdürlüğünden talepte bulunarak “07.12.2020 tarihinde borçlunun adresinde yapılan hacizde borçlu vekili de hazır bulunduğundan borçlu vekiline de ödeme emrinin tebliğine karar verilmesini” talep ettiğini, talebin müdürlükçe de kabul edildiğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ile ilk derece mahkemesi kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. maddesi, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 73. maddesi ve sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.