Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10703 E. 2023/3178 K. 09.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10703
KARAR NO : 2023/3178
KARAR TARİHİ : 09.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR :Ret/Kaldırma/Yeniden Hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 4. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına davalı Göhkan Menteş aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine, alacaklı aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde, paraya çevrilmek istenen taşınmazın davacının haline münasip evi olup başkaca taşınmazı olmadığını, meskeniyet şikayetinde bulunduklarını, takip dosyasında şerhli ihtarnamelerin bulunmadığını, davalı alacaklının davacıya davalı borçlu …’e ve takipte göstermediği asıl borçlu …’a ihtarname tebliğ ettirmediğini bu nedenle icra emri gönderme şartlarının oluşmadığını, alacaklı tarafından şerhli ihtarnameler sunulmadığı için borçluların temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşullarında değerlendirilmeden sonuca gidilmesinin mümkün olmadığını, ilam niteliği bulunmayan belgeye dayanarak takip yapılamayacağını, asıl borçlu hakkında takip yapılmadan ipotek veren hakkında takip yapılamayacağını, sonradan asıl borçlunun dahil edilmesi suretiyle de takibin sürdürülemeyeceğini, İİK.’nın 149. maddesine göre, aralarında zorunlu takip arkadaşlığı bulunan asıl borçlu … hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmadığını, bu durumda takibin iptaline karar verilmesi gerektiğini, takipte istenen temerrüt faizine itiraz ettiklerini anılan faizinin fahiş olduğunu, yasal olmadığını %9 oranında faiz istenebileceğini, davacının 93.884,89 TL’den sorumlu tutulamayacağını, beyan ederek meskeniyet şikayetlerinin ve diğer şikayetlerinin kabulüne, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, borçlu aleyhine yapılan takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapıldığı, seçilen takip şekli uyarınca haciz aşaması bulunmadığından davacı borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunmasının mümkün olmadığı, davalı … ile davalı Banka arasında Genel Kredi Sözleşmesi düzenlendiği ve sözleşmeyi dava dışı …’ın müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu ve kullanılan kredinin teminatı olması açısından … adına taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği ve daha sonra ipotekli taşınmazın hukuki vecibeleriyle davacı adına ipotekli olarak tescil edilmiş olduğu kullanılan kredinin geri ödenmemesi nedeniyle davalı banka tarafından hesap katı yapılarak sözleşmenin fesh edildiği ve borçlu …, müteselsil kefil … ile davacıya hesap kat ihtarının gönderilmiş olduğu, dava dışı … sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğundan ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte taraf olarak borçlu ile birlikte ipotek limiti ile sorumlu olan ipotekli taşınmaz malikinin gösterilmesi gerektiğinden, müteselsil kefil olan …’in takipte taraf olarak gösterilmeyeceğinden davacının bu yönde yaptığı itirazların yerinde olmadığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin asıl borçlu ile ipotek limiti ile sorumlu ipotek veren taşınmaz malikine karşı yapılması gerektiğinden ve takip davalı borçlu ile ipotekli taşınmaz maliki davacıya karşı yapılmış olduğundan davacı vekilinin bu yönde yapmış olduğu itirazların yerinde olmadığı,davacının ipotekli taşınmaz maliki olması ve ipoteğin 180.000,00 TL bedelli 1.dereceden tesis edilmiş olması nedeniyle, ipotek limiti dahilinde sorumlu olduğundan bu beyanının yerinde olmadığı,, davacıya icra emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde borca ve ferilerine itiraz edilmediği gerekçesi ile davacının meskeniyet şikayetinin reddine, borçlu … hakkında zorunlu takip arkadaşlığı yapılması gerektiğinden takibin iptaline ilişkin şikayetin reddine, davacının diğer şikayetlerinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı borçlu vekilince, icra emri tebliğinin usulsüz olduğu iddiası ve dava dilekçesi içeriğindeki iddialarla kararın kaldırılması talep edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İstinaf aşamasında icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürülmüş ise de, şikayet dilekçesinde yer alamayan bu hususun incelenmediği, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte haciz safhası olmadığından meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, şikayetçi ve asıl borçluya hesap kat ihtarnamelerinin tebliğ edildiği, takip dosyasında noterlerin tebliğ şerhleri bulunduğundan ayrıca ihtarname tebliğ mazbatalarının takip dosyasına sunulması gerekmediği borcun muaccel olup olmadığı değerlendirilmeden sonuca gidilemeyeceği, ilam niteliği bulunmayan belgeye dayanarak takip yapılamayacağı iddia edilmiş ise de, borçlu ve taşınmaz malikine hesap kat ihtarı tebliğ edilmiş sayıldığından muacceliyet gerçekleşmiş olup İİK.nın 150/ı maddesi gereğince limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmasında sakınca olmadığı, hesap kat ihtarına süresinde itiraz edilmediğinden yine icra emri tebliği üzerinde süresinde şikayette bulunulmadığından borca ve faize itirazın değerlendirilemeyeceği ,davacı yeni malikin 93.884,89 TL borçtan sorumlu olmadığı iddia edilmiş ise de, ipotek limitinin 180.000,00 TL olduğu, icra emrinde istenen toplam tutarın 93.884,89 TL olduğu limit aşımının bulunmadığı, davacıya hesap kat ihtarının tebliğ edilmediğine ilişkin şikayet, hesap kat ihtarının davacıya usulsüz tebliğ edildiği iddiasını da içermekte olup bu şikayet yine ilam niteliği bulunmayan belgeye dayanarak takip yapılamayacağı şikayeti ve borcun muaccel olup olmadığı değerlendirilmeden sonuca gidilemeyeceğine ilişkin şikayetin süreye tabi olmadığı, Öte yandan şikayetin hasmı sadece alacaklı olmasına rağmen davalı olarak gösterilen asıl borçlu … yönünden şikayetin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken bu hususların İlk derece mahkemesince gözetilmemesi isabetsiz ise de sonuçta şikayetlerin reddi gerektiğinden gerekçedeki kısmi hatanın sonuca etkili olmadığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davalı … Menteş aleyhine yapılan tüm şikayetlerin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, alacaklı TEB AŞ’ aleyhine yapılan meskeniyet şikayetinin reddine, müteselsil kefil … hakkında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğu gerekçesiyle takibin iptali gerektiğine ilişkin şikayetin reddine, hesap kat ihtarının davacıya tebliğ edilmediğine, borcun muaccel olup olmadığı değerlendirilmeden sonuca gidilemeyeceğine, ilam niteliği bulunmayan belgeye dayanarak takip yapılamayacağına ilişkin şikayetin reddine, davacının diğer şikayetlerinin süre yönünden reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı borçlu vekilince; istinaf dilekçesi içeriğindeki iddialarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu ile İlamlı icra takibinde borca itiraza ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İİK’ nın 149, 150/I , 68/b ,82/12 ve sair maddeleri

3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz aşamasında incelenemeyeceğinin tabii bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı borçlu vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.