Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/107 E. 2023/4343 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/107
KARAR NO : 2023/4343
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Düzeltilerek Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. İcra Ceza Mahkemesi

Taraflar arasındaki, davalı üçüncü kişinin İİK’nın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğundan bahisle İİK’nun 338 inci maddesi gereğince sanıkların cezalandırılmaları ve davalının tazminata mahkum edilmesi talepli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince İİK’nın 345 inci maddesi uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine ve tazminatın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı vekili tarafından tazminat yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde; Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2016/4114 Esas sayılı dosyasında borçlu şirket hakkında icra takibine başlanıldığını, üçüncü kişi… Sanayi A.Ş.’ye haciz ihbarnamesi gönderildiğini, birinci haciz ihbarnamesine haksız yere itiraz eden… Sanayi A.Ş. yetkililerinin hakikate muhalif beyanda bulunmak suçundan cezalandırılmasına ve ihbarnameye konu alacak ve işlemiş faizi tutarında tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı üçüncü kişi vekili cevap dilekçesinde özetle; sanıkların beraatine ve tazminat talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayet dilekçesinde suçtan sorumlu olan yetkililer belirlenmeden ve belirtilmeden dava açıldığı gibi haciz ihbarnamesine de şirketin vekilleri tarafından itiraz edildiğinin anlaşıldığı, cezaların şahsiliği ilkesi gereği atılı suçun oluşmadığı gibi yetkilerin belirtilmemesi nedeniyle şikayet hakkının düşürülmesinin gerektiği, düşme hükmünün beraat hükmünden önce uygulanması gerektiğinden ceza davasının düşürülmesine karar verildiği, tazminat davası yönünden yapılan incelemede, birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihinde takip borçlusunun davalı şirketten alacaklı olup olmadığının tespiti yönünde araştırma yapıldığı, bu kapsamda taraflarca ibraz edilen ve mahkemece toplanan belgelere göre alacağının varlığının tespiti hukuki bilgi dışında teknik bilgi ve hesap uzmanlığı gerektirmesi nedeniyle şirket merkezinin bulunduğu mahal mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi incelemesi talep edildiği, 14.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda davalı şirkete ait muhasebe kayıtlarının e-defter olarak tutulduğu, e-defter beratlarının yasal süresi içerisinde gelir idaresi başkanlığına yüklendiği, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle davalı … Sanayi A.Ş. nezdinde İlinler Ltd. Şti. adına alacak borç bakiyesinin “0” TL olduğunun bildirildiği, bu durumda haciz ihbarnamesine üçüncü kişinin verdiği cevabın aksinin ispat edilemediğinin anlaşıldığı, davacının dava dilekçesinde tazminat miktarı da belirtmediği anlaşıldığından ayrıca ret sebebi kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayet dilekçesinde şikayet edilenler başlığı altında tüzel kişinin ve tüzel kişinin yetkililerinin şikayet edilenler olarak gösterildiğini, şirket yetkilileri ile ilgili bu eksiklik giderilmiş olduğundan yargılamanın şirket yetkileri üzerinden devam ederek, şirket yetkililerinin savunmalarının alındığını ve gerekçeli kararın şirket yetkilileri üzerinden kurulduğunu, bu nedenle mahkemenin gerekçesinin ve kararının yerinde olmadığını, tazminat talepleri açısından da ispatta kullanılacak deliller toplanmayarak, itiraz ve talepler kabul edilmeyerek veya göz ardı edilerek ispat yollarının kapatıldığını, iddianın ispatında hem takip borçlusu İlinler…Ltd. Şti.’nin hem de… A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasının istendiğini, takip borçlusu İlinler…Ltd. Şti.’nin ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmadığını, ara karar oluşturulduğu halde bu ara karardan vazgeçildiğini ve nihayetinde iddianın ispatlanamadığı yargısına ulaşıldığını, bilirkişi raporunda ticari defterlere ilişkin değerlendirmenin sadece bir paragraftan ibaret olduğunu, bu değerlendirmede de sadece muhasebe kayıtlarının incelendiğini ve alacak borç bakiyesinin 0 TL olduğu şeklinde değerlendirildiğini, fakat bu sonuca nasıl varıldığını gösteren dayanaklar, hesap dökümleri, belge ve kayıtların durumunun izah edilmediğini, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmaktan çok uzak olduğunu, yeniden inceleme yapılması konusundaki taleplerin kabul görmediğini, delillerin değerlendirilmediğini ve talepleri reddedildiği halde iddianın ispat edilemediği sonucuna varıldığını, kararın genel hukuk ilkelerine, usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece diğer red gerekçesi olarak dava dilekçesinde tazminat miktarının da belirtilmediğinin gösterildiğini, bu kararın da açıkça usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, tazminat talebi açısından dava dilekçesinde yer alması gereken unsurların ve eksiklerin halinde nasıl hareket edilmesi gerektiğini düzenleyen HMK’nun 119 uncu maddesine bakılması gerekeceğini, HMK’nun 119/2 inci maddesine göre talep sonucunun dava dilekçesinde gösterilmemiş olması halinde eksikliğin tamamlanması için bir haftalık kesin süre verilerek bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde de davanın reddine değil davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğinin kanunda açıkça düzenlendiğini, yüksek yargı kararlarında belirtilen hususların eksikliği halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin dahi doğru görülmediğini, davanın reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin şikayet hakkının düşürülmesine ve tazminat davasının reddine dair kararlarının ve karar gerekçelerinin açıkça hukukun genel ilkelerine, usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece toplanmayan ve değerlendirilmeyen deliller toplanarak denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınmasına ve yapılacak yargılama neticesinde sanıkların cezalandırılması ile tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ve kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; hakikate muhalif beyanda bulunmak suçundan kurulan düşme hükmüne yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde, şikayet dilekçesi ve eklerinde, hakikate muhalif beyanda bulunduğu bildirilen tüzel kişi yetkilisi / yetkililerinin ismen bildirilmemesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aynı gerekçe ile şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesinin ve sarf kararı yazılan uzlaştırmacı ücreti yönünden karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğundan, bu nedenle istinaf başvurusu yerinde görülmekle, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmeyip, 5271 sayılı CMK’nın 280/1-a-d ve 303/1-h maddeleri uyarınca duruşma açılmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, hüküm fıkrasının A- birinci maddesi hükümden tümden çıkartılarak, yerine, “A-1-Şikayet dilekçesi ve eklerinde, hakikate muhalif beyanda bulunduğu bildirilen tüzel kişi yetkilisi / yetkililerinin ismen bildirilmemesi nedeni ile davanın reddine, 2-Ankara Uzlaştırma Bürosu’nun 31.01.2018 tarihli, 2018/612 soruşturma sayılı sarf kararına konu 120 TL uzlaştırmacı ücretinin, verilen kararın niteliği gereği müştekiden alınarak Hazineye gelir kaydına, ” maddeleri yazılmak suretiyle hüküm düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, tazminat davası yönünden kurulan hükme yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde; yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; haciz ihbarnamesine esas değer üzerinden dava harcı tamamlatılarak davanın görülmesi gerektiğinden, bu konudaki red gerekçesinin yerinde olmadığı anlaşılmış ise de; haciz ihbarnamesine üçüncü kişinin vekilince 28.03.2016 tarihinde yapılan itiraz beyanının aksinin ispat edilemediğine, bu itibarla İİK’nın 89/4 maddesi uyarınca davacının tazminata hak kazanmayacağına ilişkin gerekçeye ve toplanıp karar yerinde gösterilip değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, davanın niteliğine uygun, aşağıda belirtilen husus dışındaki kabul ve uygulamasına, hukuka uygun ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre yerinde görülmeyen sair istinaf başvurusunun reddine; ancak; dairece tamamlatılan dava harcı gözetilerek, reddedilen dava yönünden davacıdan alınması gereken maktu red harcının, alınan harçtan mahsup edilerek, bakiye harcın talep halinde davacıya iadesine karar verilmesi zorunluluğu hükmün düzeltilmesini gerektirdiğinden, davacının istinaf talepleri bu sebeple yerinde görüldüğünden ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi fıkra alt bendi uyarınca; hüküm fıkrasının, tazminat davasının reddine ilişkin B bendinin ikinci maddesi hükümden çıkartılarak, yerine, “B-2″ maddesi olarak:”B-2) Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği ilk derece Mahkemesince alınması gereken 35,90-TL maktu red karar ve ilam harcı ile maktu istinaf karar harcı için yatırılan 35,90 TL düşülerek, alınması gerektiği belirlenen 47,60 TL toplamı 83,50 TL’nın, yatırılan 3.170,38 TL harçtan düşümü ile bakiye 3.086,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,” maddesi yazılmak suretiyle hüküm düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili tazminat yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
İddianın ispatında hem takip borçlusu İlinler…Ltd. Şti.’nin hem de… A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmasının istendiğini, takip borçlusu İlinler Ltd.Şti’nin ticari defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılmadığını, ara karar oluşturulduğu halde bu ara karardan vazgeçildiğini ve nihayetinde iddianın ispatlanamadığı yargısına ulaşıldığını, bilirkişilerin raporlarında özetle… A.Ş.’nin, İlinler.. Ltd. Şti. ile aralarındaki sözleşmeye göre hakedişlere bloke konulması veya teminat olarak tutulması hak ve yetkilerinin olmadığını, şayet itiraz tarihinde hakediş alacağı bulunmakta ise dosyaya ödeme yapılması gerektiğini tespit ettiklerini, fakat denetime açık hiçbir inceleme ve değerlendirme yapmadan tebliğ tarihi itibariyle cari hesap bakiyesinin “0” olduğunun belirtildiğini, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edildiğini, haciz ihbarnamelerine itiraz dilekçelerinde ve dosyaya yapılan savunmalarda sanıkların ve yetkilileri oldukları şirketin dilekçelerinde, borçlu İlinler…Ltd. Şti.’ye ait alacakların var olduğunu ve fakat sözleşme gereği teminat olarak tutulduğunu belirttiklerini, haciz ihbarnamelerine açıkça ödemezlik def’inde bulunulduğunu, alacağın olmadığının belirtilmediğini, bakiyenin sıfır olmadığının açık olduğunu, ancak teminat olarak tutulduğunun iddia edildiğini, … A.Ş. vekilleri tarafından beyan edilip doğrulandığını, bilirkişilerce hazırlanan raporun denetime elverişli olmaktan çok uzak olduğunu, itiraz sebepleri ve yeniden inceleme yapılması konusundaki taleplerin kabul görmeyerek nihai karar verildiğini, bu nedenle tazminat taleplerinin reddine hükmedilen yerel mahkeme ilamı ve tazminat talebi hakkında verilen hüküm için hükmün düzeltilerek esastan reddine hükmedilen bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı üçüncü kişinin İİK’nın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğundan bahisle İİK’nın 89/4 maddesi gereğince davalının tazminata mahkum edilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanununun 338, 89/1, 89/4. maddesi.

3. Değerlendirme
1.2004 sayılı İİK’nın 89 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında; “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödeyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir. Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4. fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir. Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur” hükmüne yer verilmiştir.
Kanun hükmünde yer alan tazminatın konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarardır. Bu davada, üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısı ispat etmelidir. Üçüncü kişinin beyanının aksi, İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebilir. Anılan maddenin açık hükmü gereğince; icra mahkemesince, genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonuca gidilmelidir.
İİK’nın 89/4 üncü maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, üçüncü kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenir, diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, İİK’nun 89/1 inci maddesi kapsamında haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunması zorunludur.
2.Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davalı 3.kişinin e-defter kayıtlarının incelenmesi sonucu; haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle davalı … San. A.Ş nezdinde İlinler İnşaat Nakliye Otomotiv Emlak Temizlik Yükleme Boşaltma ve Taahhüt Hizmetleri Ltd. Şti. adına alacak borç bakiyesinin “0” TL olduğunun tespit edildiği belirtilmiş olup, borçlu şirkete ait ticari defterlerin incelenmediği görülmüştür.
O halde, üçüncü kişi … San. A.Ş.’nin, asıl borçlu İlinler İnşaat Nakliye Otomotiv Emlak Temizlik Yükleme Boşaltma ve Taahhüt Hizmetleri Ltd. Şti.’ne, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2016 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları ile asıl borçlu ile üçüncü şahıs arasında düzenlenen sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, (her iki şirketin 2016 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin, Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.