Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10599 E. 2023/3379 K. 15.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10599
KARAR NO : 2023/3379
KARAR TARİHİ : 15.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/429 E., 2022/1989 K.
HÜKÜM/KARAR : Kaldırma/Yeniden Hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/545 E., 2021/1672 K.

Taraflar arasındaki memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayet eden-3. kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetinin kabulü ile, İstanbul 22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6434 Esas sayılı dosyası üzerinden tesis edilen 12.04.2021 tarihli işlemin iptaline, davacı taşınmaz malikinin 2.300,59 TL haciz miktarı, bu miktarın faiz ve ferilerini ödediği takdirde davacı taşınmaz malikine ait taşınmaz hissesi üzerindeki 11.03.2020 tarihli haczin icra müdürlüğünce kaldırılmasına, karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-takip alacaklısı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Şikayet eden-3. kişi vekili dava dilekçesinde; İstanbul 22. İcra Dairesi’nin 2020/6434 Esas sayılı dosyasında her ne kadar 9.900,00 USD üzerinden takip başlatılmışsa da 11.03.2022 tarihinde konulan haciz tarihinde borçlu Ahmet Bebe üzerine kayıtlı taşınmaza borç miktarının Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkerede 2.300,59 TL olarak girildiğini, yalnızca bu borçtan dolayı taşınmaza haciz şerhi işlenmesini söylendiğini, müvekkilinin de 2.300,59 TL’lik haczin sadece bu miktar üzerinden faiz ve masraflarını ödeyeceğini düşünerek taşınmazı 18.03.2021 tarihinde satın aldığını, müvekkilinin daha sonra taşınmaz üzerinde bulunan 2.300,59 TL’lik şerh üzerinden icra dairesinin faiz ve masraf hesaplaması yapmasını ve belirtilen miktar ödendiği takdirde haciz şerhinin kaldırılmasını 06.04.2021 tarihinde talep etmesine karşın İcra Müdürlüğünün 12.04.2021 tarihli kararı ile dosya borcunun 103.175,52 TL olduğunu ve hata ile 2.300,59 TL haciz şerhi işlendiğinden bahisle müvekkilin talebini reddettiğini, kararın hatalı olduğundan bahisle 12.04.2021 tarihli ret işleminin iptal edilerek 2.300,59 TL olan şerh miktarı üzerinden faiz ve masraf hesaplamasının yapılmasına, bu miktar ödendiğinde taşınmaz üzerinde bulunan haciz şerhinin kaldırılmasına, alacaklının satış isteminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı-takip alacaklısı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul 22. İcra Müdürlüğünün 2020/6434 esas sayılı dosyasından borç miktarının 103.175,72 TL olduğunu, bu borçla ilgili yapılacak haciz işlemlerinin ilgili idarelere bildirilmesinin veyahut şerhe konu olmasının “kurucu” nitelik taşımadığını, “bildirici” nitelikte olduğunu, somut olayda icra memurunun, ilgili tapu müdürlüğüne yazdığı müzekkerede hataya düşmesinin haczin hukuki sonuçlarına halel getirmeyeceğini, üçüncü kişinin tacir olduğunu, basiretli bir iş adamı gibi hareket etmeleri gerektiğini belirterek şikayetin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı şikayet dilekçesinde tapu kaydına güvenle haciz ile yüklü taşınmazı satın alması nedeniyle tapu kaydında yazılı miktarı ödeyerek haczin kaldırılmasını taleplerinin reddedilmesinin hatalı olduğunu belirtmişse de bu iddianın TMK’nın 1010. maddesi hükmü çerçevesinde incelenerek sonuçlandırılması gerektiği kanaatine ile davaya bakmakla mahkememizin görevli olmadığı, İcra Müdürlüğünün tapuya yazdığı müzekkeredeki borç miktarının inşai nitelikte değil bildirici nitelikte olduğu, icra dosya numarasının açıkça yazılı olması sonucu gerçek borcun tespit edilebileceği, tapu maliki üçüncü kişinin tasarruf yetkisinin kısıtlanmasının kendi kabulünde olarak taşınmazı satın aldığı hususları birlikte değerlendirilerek şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-3. kişi vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayet dilekçesini tekrarla, İİK’nın 91. maddesi gereğince icra dairesinin haczi ne miktar meblağ için yaptığını tapuya bildirmesi gerektiğini, taşınmazı satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin icra dairesinin tapuya bildirdiği miktardan sorumlu olduğunu, tapu siciline güvenen kişinin sicilin dayanağını oluşturan kayıt ve belgeleri inceleme yükümlülüğünün bulunmadığını, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK’nın 91. ve TMK’nın 1010. maddeleri dikkate alındığında, şikayetçi üçüncü kişi, 3298 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yer alan 2.300,59 TL haciz miktarından sorumlu olup, haciz miktarı, bu miktarın faiz ve masraflarını ödediği takdirde, buna ilişkin olarak tapu kaydında görünen haciz şerhinin kaldırılmasını isteyebileceği, mahkemece şikayetin reddine dair verilen hükmün hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikayetinin kabulü ile, İstanbul 22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/6434 Esas sayılı dosyası üzerinden tesis edilen 12.04.2021 tarihli işlemin iptaline, davacı taşınmaz malikinin 2.300,59 TL haciz miktarı, bu miktarın faiz ve ferilerini ödediği takdirde davacı taşınmaz malikine ait taşınmaz hissesi üzerindeki 11.03.2020 tarihli haczin icra müdürlüğünce kaldırılmasına, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-takip alacaklısı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Cevap dilekçesini tekrarlamakla birlikte ek olarak; Bölge Adliye Mahkemesi kararında, ‘iyiniyet ve dürüstlük kuralları’, ‘hakkın kötüye kullanılması yasağı’, ‘hiç kimsenin kendi kötü niyetinden, haksızlığından hak elde edemeyeceği’, ‘kötüye kullanımın başladığı yerde görünüşte hakkın sona ereceği’, ‘hukuk düzeninin şekli hakkı korumayacağı’… kaidelerinin dikkate alınmadığını, yargılamaya sebebiyet verilmediğinden aleyhe yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle kararın bozularak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, memur muamelesini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nın 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK’nın 91. ve TMK’nın 1010. maddeleri.

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-takip alacaklısı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının İİK’nın 364/2 maddesi yollamasıyla 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.