YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10545
KARAR NO : 2023/3157
KARAR TARİHİ : 08.05.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Borçlular icra mahkemesine başvurusunda, İstanbul … 9. İcra Müd.’nün 2016/23309 E. sayılı dosyası ile kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, takibe dayanak çekin kambiyo senedi vasfında olmadığını, tahrifata uğradığını, TL cinsinden olmasına rağmen rızası hilafına USD cinsinden yazıldığını, borcunun bulunmadığını, teminat senedi olduğunu, çekte uygulanan komisyon bedeli ile faize itiraz ettiğini ileri sürerek usulsüz yapılan tebligatın iptalini, kambiyo vasfına, borca ve diğer fer’ilerine itirazları nedeni ile takibin iptalini, alacaklının %20 oranında tazminata mahkum edilmesini talep etmişlerdir.
İlk Derece Mahkemesi’nce; davanın süre yönünden reddine karar verildiği, kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce; “usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi gerektiği, bu kabulden sonra davacıların diğer itirazlarının incelenerek karar verilmesi gerektiği”nden bahisle istinaf başvurusunun kabulü ile davacı-borçluların usulsüz tebligat şikayeti dışındaki diğer dava sebepleri değerlendirilerek denetime elverişli hüküm kurulması için yerel mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Yerel mahkemece gönderme kararından sonra yapılan yargılama sonucunda “tahrifat iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yapılıp, bilirkişi raporu hükme esas alınarak, takip dayanağı çekin teminat çeki olarak düzenlendiği yönünde kabulün bulunmadığı, çekin, teminat çeki olduğuna ilişkin iddianın, tarafların imzasını taşıyan ve dayanak belgeye açıkça atıf yapan İİK 169/a maddesinde yazılı “resmi veya imzası ikrar edilmiş belge” ile ispat edilemediği” gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararın borçlular tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, iş bu karara karşı davacı-borçlular vekilince süresinde temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
HMK’nın 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda borçluların, dava dilekçesinde takip dayanağı çekte tahrifat yapıldığı, çekin teminat senedi olduğu ve borcun bulunmadığı iddiası ile ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetini birlikte ileri sürmesi ve yerel mahkemece ilk verilen kararın istinaf incelemesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce usulsüz tebligat şikayeti hakkında karar verilip, daha sonrasında diğer borca itirazlar hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle ortadan kaldırılmasına rağmen kaldırma kararı sonrası gerek İlk Derece Mahkemesince gerek Bölge Adliye Mahkemesince, iş bu usulsüz tebligat şikayeti hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği görülmektedir.
O halde, İlk Derece Mahkemesince, HMK’nın 297. maddesi gözetilmek suretiyle, usulsüz tebligat şikayeti hakkında, inceleme ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sözü edilen istem incelenmeksizin ve bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ:
Yukarıda yazılı nedenlerle, re’sen değerlendirme yapılarak 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 02.06.2022 T. ve 2021/3569 E., 2022/2005 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının re’sen KALDIRILMASINA,
İstanbul … 13. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 09.02.2021 T. ve 2018/194 E., 2021/70 K. sayılı kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 08.05.2023 gününde oy birliğiyle karar verildi.