Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10528 E. 2023/3299 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10528
KARAR NO : 2023/3299
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/3735 E., 2022/2144 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/573 E., 2021/1336 K.

Taraflar arasındaki şikayet uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın şikayetçi 3. kişi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi 3. kişi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. ŞİKAYET
Şikayetçi 3. kişi icra mahkemesine başvuru dilekçesinde; haczedilen taşınmazların üzerlerindeki hacizler ile birlikte şikayetçi tarafından satın alındığını, ancak söz konusu hacizlerin, daha önceki bir tarihte, süresi içerisinde usulüne uygun satış istenmediğinden bahisle düşmesine rağmen, şikayetçi tarafından icra müdürlüğüne bu gerekçe ile hacizlerin kaldırılması maksadıyla yapılan talebin, müdürlüğün 09.04.2021 tarihli kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, icra müdürlüğünün söz konusu kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; hacizli taşınmazların satışının yasal süre içerisinde talep edildiğini ve takip dosyasında satış avansının da mevcut olduğunu, bu suretle hacizlerin düşmediğini ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; icra müdürlüğünce mahkemeye gönderilen cevabi yazıda, şikayete konu taşınmaza 01.12.2016 tarihinde haciz konulduğunun ve 16.01.2013 tarihinde satış avansının yatırıldığının bildirilmesi nedeniyle şikayete konu icra müdürlüğü kararının yerinde olduğu belirtilerek, şikayetin reddine kesin olarak hükmedilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi 3. kişi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi 3. kişi istinaf başvurusunda; şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmekle birlikte, İİK’nın 106 – 110. maddelerine dayalı şikayetlerin 3. kişi tarafından yapılması halinde yargı yolunun açık olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı yazılı kararı ile; istinaf başvurusunun esası incelenmek suretiyle, taşınmazlara 01.12.2016 tarihinde haciz konulduğu ve hacizlerle birlikte şikayetçiye satıldığı, 11.10.2017 tarihinde alacaklı tarafından satışlarının istendiği, bu satış talebine ilişkin yatırılan bir satış avansı yok ise de, daha önceden yapılan başka bir satış talebi için 16.01.2013 tarihinde yatırılan 100,00 TL avans bulunduğu ve bu avansın sarfına yada iadesine dair bir belge de bulunmaması nedeniyle yeniden satış avansı alınmasının gerekmediği, buna göre haciz tarihinden itibaren yasal bir yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak satış istendiği belirtildikten sonra, şikayete konu taşınmazların tasarrufun iptali kararı nedeniyle cebri icraya konu edilmesi nedeniyle İİK’nın 106-110. maddelerinin somut uyuşmazlıkta uygulama yerinin de bulunmadığı gerekçesiyle, şikayetçinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi 3. kişi temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi 3. kişi temyiz dilekçesinde; icra mahkemesine başvurusunda ileri sürdüğü hususları tekrar etmekle birlikte, şikayete konu taşınmazların şikayetçi tarafından satın alınmasından önce hacizlerin düştüğünü, Bölge Adliye Mahkemesinin başka bir satış talebi için yatırılan satış avansının şikayete konu satış talebi için geçerli olduğuna ve tasarrufun iptali kararı gereğince cebri icraya konu edilen taşınmazlar hakkında İİK’nın 106 – 110. maddelerinin uygulanamayacağına dair gerekçelerinin yerinde olmadığını ileri sürerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; icra müdürlüğünün 09.4.2021 tarihli işlemini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK md. 59.,106., 110., 281., 283., İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği md. 6.

3. Değerlendirme
Şikayete konu haciz tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK’nın 106. maddesinde; “Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 110. maddesi ise; “Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar” hükmünü amirdir.

Somut uyuşmazlıkta; alacaklı tarafından borçlular hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibinde takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptali davasında verilen yetki ile, alacaklının talebi üzerine, borçlu Bünyamin Kalafat’ın yaptığı devirlere ilişkin tasarrufların iptaline karar verilen taşınmazlara 01.12.2016 tarihinde haciz konulduğu, 11.10.2017 tarihinde alacaklı tarafından satış talep edildiği ancak bu talep gereğince yatırılan bir satış avansı bulunmadığı, taşınmazların hacizle yüklü olarak 30.3.2021 tarihinde şikayetçi 3. kişiye satıldığı anlaşılmıştır.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 29.06.2018 tarih ve 30463 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 2016/4 E. – 2018/1 K. sayılı İçtihadı Birleştirme kararında; satış isteme süresinin kesin haciz tarihinden başladığı, İİK’nın 59. maddesi uyarınca bir işlemin yapılmasını isteyen tarafça o işlemin yapılması için gerekli masrafların avans olarak yatırılması, İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 6. maddesine göre bu masrafların tahsilat makbuzu karşılığında para olarak alınması gerektiği, aksi takdirde talebin yapılmamış sayılacağı kabul edilmiştir.

Her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin gerekçeli kararlarında, 16.01.2013 tarihinde yatırılan 100,00 TL tutarındaki satış avansının yeterli olduğu belirtilmiş ise de; söz konusu avans tarihinin 18.01.2012 olduğu görülmekle birlikte, bu avansın, şikayete konu taşınmazlara henüz haciz konulmadan önce yatırılması ve dosyada 10.01.2012 ve 11.01.2012 tarihli başkaca taşınmaz hacizleri de bulunması nedeniyle, şikayete konu taşınmazlara ilişkin olduğunun kabulü mümkün değildir.

Öte yandan Bölge Adliye Mahkemesinin, taşınmazların, tasarrufun iptali kararı gereğince cebri icraya konu edilmesi nedeniyle İİK’nın 106 ve 110. maddelerinin uygulanamayacağına dair gerekçesi de; İİK’nın 283/1. maddesine göre tasarrufun iptali davası sabit olduğu takdirde alacaklının tasarrufa konu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde edeceği, İİK’nın 281/2. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararından sonra, ilgili tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının ayrıca bir icra takibi başlatmasına gerek olmadan iptal davası açılmadan önce başlatılan icra takibinden alacağını tahsil edeceği tabi olduğundan ve söz konusu yetkiyle konulan haczin de ayakta kalması için, İİK’ya göre süresi içerisinde satış talep edilip avansının yatırılması gerektiğinden, yerinde bulunmamıştır.

O halde İlk Derece Mahkemesince; yasal süre içerisinde satış talep edilmesine rağmen bu talebe ilişkin olarak süresinde satış avansı yatırılmadığından, şikayetin kabulü ile şikayete konu hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

KARAR:
Açıklanan nedenlerle;

Şikayetçi 3. kişinin temyiz isteminin kabulü ile 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesinin 09.6.2022 tarih ve 2021/3735 E. – 2022/2144 K. sayılı, şikayetçinin istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İstanbul 9. İcra Hukuk Mahkemesinin 14.6.2021 tarih ve 2021/573 E. – 2021/1336 K. sayılı kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.