Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10509 E. 2023/3882 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10509
KARAR NO : 2023/3882
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2955 E., 2022/2427 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul … 8. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/181 E., 2021/349 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte takibin iptali istemi üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlu; ipoteğin paraya çevrilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, alacaklı banka tarafından yapılan işlemlerin hukaka aykırı olduğunu ve borcunun bulunmadığını, krediye teminat olarak ipotek verilen taşınmazın aile konutu olarak oturduğu ev olduğunu, kredi borcunun kapatıldığını ve yeni bir krediye ipotek olarak kullanıldğını, yeni kredi sözleşmesi ve süreci ile ilgili bir alakası olmadığını, alacağın net olarak belirlenmesi gerektiğini, bankanın haksız ve usulsüz bir şekilde icra takibi başlattığını ve krediyi kullanan tarafa ipoteğin paraya çevrileceğine ilişkin ihtar gönderilmesi gerektiğini, bankanın alacağının belgelerle ispat etmesi gerektiğini, daha önce ödenen krediye teminat olarak verilen ipoteğin yeni bir krediye teminat olarak alınması ve ipoteğin paraya çevrilmesinin hukuka uygun olmadığını beyan ederek ödeme emrinin ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı; dava dışı borçlu şirketin kullanmış olduğu tüm krediler için kesin ve süresiz olarak davacının maliki olduğu taşınmaza ipotek tesis edildiğini ve eşinden muvafakatname alındığını, borcun bitmesi sonucunda ipoteğin fekki konusunda başvuru yapmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, borçluya hesap kat ihtarnamesi gönderdiğini ve tebliğ edildiğini, sonrasında borçlularca bir kısım ödemeler yapıldığını, kalan ödemeler için ikinci defa ihtarname gönderildiğini ve usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının mahkemeyi yanıltma çabası taşıdığını, kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini, takipte istenilen faiz oranlarının usul ve yasaya ekonomik şartlara uygun olduğunu, davacının sadece ipotek limit bedelinden sorumlu olduğunu, ipotek bedelini ödemediği için temerrüde düştüğünü, ipotek veren sıfatı ile sorumlu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; borçlunun adına kayıtlı taşınmaza ipotek konulduğu, alacaklı banka tarafından kullandırılan krediye ilişkin hesap özetini ve borcun ödenmesine ilişkin ihtarı içerir ihtarnamenin tebliğ edildiği, ihtarnameye borçlu tarafından itiraz edildiğine ilişkin olarak bilgi ve belge sunulmadığı, borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığı, sözkonusu belgelerin takip talebine ekli şekilde icra dairesine sunulduğu, bu hali ile borçluya icra emri gönderilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, krediyi kullanan borçlunun hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara tebliğden itibaren 8 gün içinde noter kanalı ile itiraz etmediği, dolayısıyla hesap özetinin kesinleştiği, borçlunun kesinleşen hesap özetine karşı şikayet yoluna başvuramayacağı, borcun itfası veya imhaline yönelik bir belge sunulmadığı, aile konutu şerhinin de cebri icrayı engellemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Borçlu; taşınmazı ipotek ettiğinde çekilen kredinin ödendiğini, sonrasında kapanan krediye ilişkin olarak eksikliğin giderilmesinin istendiğini, ilk çektiği krediye ilişkin yazılı beyan verdiğini, kullandırılan ikinci krediye muvafakat etmediğini, aile konutu üzerine ipotek tesis yapıldığını, kendisinin ve eşinin haberi olmaksızın bankaca diğer kredi kapsamı genişleterek yeni bir kredi tahsisi yapıldığını, çok sonraki tarihte muvafakat alındığını, sonradan alınan muvafakatin geçersiz olduğunu, yapılan ihalenin feshi gerektiğini, ayrıca dosyada yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takip öncesi hesap kat ihtarının gönderildiği, ipotek belgesinin dosya içerisinde olduğu, borcun ödendiğinin iddia edilmesine rağmen bu bağlamda İİK 33. maddede belirtilen herhangi bir delil sunulmadığı, borca yönelik itirazlarının mahkemece reddinin yerinde olduğu, ipotek akdi yönünden ileri sürülen iddiaların icra mahkemesince yargılanmasının mümkün olmadığı, icra mahkemesinin resmi senetle bağlı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlu; istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takipte takibin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK’nın 33, 149, 150/ı maddeleri ve sair tüm yasal mevzuat.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.