Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10483 E. 2023/3315 K. 11.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10483
KARAR NO : 2023/3315
KARAR TARİHİ : 11.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1563 E., 2022/1429 K.
HÜKÜM/KARAR : Ret/Kısmen Kabul/İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması/Yeniden hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 3. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/421 E., 2021/1286 K.

Taraflar arasındaki şikayet nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kısmen kabulü kısmen reddi ile icra emrinin, asıl alacak kalemi yönünden 212.089,80 TL olarak düzeltilmesine, şikayet edenlerden borçlu …’ın teminat olarak gösterdiği taşınmazların ipotek limiti 225.000 TL olduğundan anılan şikayetçi yönünden icra emrinin 225.000 TL’yi aşan kısım bakımından iptaline, şikayet edenlerden ipotek veren …’ın teminat olarak gösterdiği taşınmazın ipotek limiti 168.000 TL olduğundan anılan şikayetçi yönünden icra emrinin 168.000 TL’yi aşan kısım bakımından iptaline, fazlaya yönelik istemin reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince şikayetçi borçluların istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı alacaklının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kısmen kabulüne, takip dosyasında şikayetçi ipotek veren … yönünden ipotek limiti olan 168.000 TL’yi aşan; şikayetçi borçlu … yönünden ise ipotek limiti olan 225.000 TL’yi aşan kısım bakımından icra emrinin iptaline, fazlaya ilişkin şikayet ve itirazların reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Borçlular kredi asıl borçlusu ile ipotek veren 3. Kişi şikayet dilekçesinde; davalı alacaklı tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, takip talebi ile birlikte kredi sözleşmesi, ipotek senedi ve hesap kat ihtarına ilişkin belgelerin asılları ve noter onaylı suretlerinin icra müdürlüğüne sunulmadığını, takipten önce ipotekli taşınmaz malikine muacceliyet ihtarnamesi tebliğ edilmediğini, gönderilen hesap kat ihtarnamesine süresi içerisinde Ankara Barosu Bildirim Bürosu aracılığıyla itirazda bulunduklarını, ihtarnamede belirtilen alacağın muaccel olmadığını ve miktarın kesinleşmediğini, takipte ipotek limitini aşar şekilde talepte bulunulduğunu, alacağın zirai krediden kaynaklandığından Tüketici Kredisi niteliğinde olduğunu, bu nedenle alacağın varlık ve miktarının genel mahkemede tespiti sağlanmadan ipotekli takibe konu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı alacaklı cevap dilekçesinde; şikayetçilere çıkarılan ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, limit aşımı dışındaki şikayet nedenlerinin icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süreye tabi olduğunu ve süresi içerisinde ileri sürülmediğinden süre aşımından reddi gerektiğini, noter aracılığı ile keşide edilmeyen cevabi ihtarnamenin İİK’nın 150/ı maddesine aranan noter ihtarnamesi yerine geçemeyeceğinden itiraz edilmiş sayılamayacağını, kaldı ki hesap katına itirazın ilamlı takip başlatılmasına engel olmayacağını, dayanak belgelerin noter onaylı suretlerinin takip talebine eklendiğini savunarak şikayetin süreden ve esastan reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi olduğu, dosya kapsamında Polatlı 1. Noterliğinin 19.02.2020 tarih ve 778 yevmiye numaralı hesap kat ihtarının yer aldığı, hesap kat ihtarının keşidecisinin davalı alacaklı banka, muhataplarının ise şikayetçi borçlular olduğu, ihtarname ile kullandırılan kredinin 19.02.2020 tarihinde kat edildiği, ihtarın şikayetçi borçlu …’a 24/02/2020 tarihinde, şikayetçi ipotek veren …’a ise 21.02.2020 tarihinde genel kredi sözleşmesinde yazılı adreslerinde tebliğ edildiği, şikayetçilerin şikayet dilekçesi ekinde sunduğu ve Ankara Barosu Bildirim Bürosu aracılığıyla davalı alacaklıya gönderilen hesap katına itiraz edildiğine dair ihtarnamenin tarih içermediği ve noter aracılığıyla yapılmadığı anlaşıldığından hesap kat ihtarının kesinleşmiş olduğu, borcun muaccel hale geldiği, davalı alacaklı tarafından takibe dair gerekli tüm bilgi ve belgelerin takip dosyasına sunulduğu, kredi sözleşmesi ve ipotek akit tablosunda eşin muvafakatinin usulüne uygun bir şekilde alındığı, kefalet koşulları yönünden usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı, İİK’nın 150/ı maddesi uyarınca şikayetçilere icra emri gönderilerek ilamlı takip başlatılmasında usulsüzlük bulunmadığı, dayanak kredi sözleşmesinin zirai kredi olmasının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmasına engel teşkil etmediği, limit aşımı yönünden mahkemece aldırılan bilirkişi raporunun usule ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin kısmen kabulü kısmen reddi ile icra emrinin, asıl alacak kalemi yönünden 212.089,80 TL olarak düzeltilmesine, şikayet edenlerden borçlu …’ın teminat olarak gösterdiği taşınmazların ipotek limiti 225.000 TL olduğundan anılan şikayetçi yönünden icra emrinin 225.000 TL’yi aşan kısım bakımından iptaline, şikayet edenlerden ipotek veren …’ın teminat olarak gösterdiği taşınmazın ipotek limiti 168.000 TL olduğundan anılan şikayetçi yönünden icra emrinin 168.000 TL’yi aşan kısım bakımından iptaline, fazlaya yönelik istemin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Şikayetçi borçlular tarafından süresi içerisinde istinaf nedeni içermeyen istinaf süre tutum dilekçesi sunularak mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesinin talep edildiği, ayrıntılı istinaf dilekçesinin ise gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süreden sonra sunulduğu görülmüştür.
Davalı alacaklı istinaf dilekçesinde; şikayetçi borçlular tarafından keşide edilen cevabi ihtarnamenin İİK’nın 150/ı maddesinde belirtildiği şekilde noter aracılığıyla düzenlenmediğinden geçerli olmadığını, bu nedenle ihtarnamede talep edilen alacak miktarının kesinleştiğini, bu nedenle ancak takip tarihine kadar işletilen faize itirazların ileri sürülebileceğini, mahkemece bu tespit yapılmasına rağmen aldırılan bilirkişi raporuna göre hesaplanan alacak miktarı esas alınarak limit aşımına yönelik şikayetin kabulüne karar verilmesinin hatalı ve çelişkili olduğunu, kararın diğer yönlerden usulüne uygun olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi borçlular tarafından 07.07.2021 tarihinde süre tutum dilekçesi sunularak gerekçeli kararın tebliğinden sonra ayrıntılı dilekçe verme haklarının saklı tutulduğu, buna karşın gerekçeli istinaf dilekçesinin İİK’nın 363. maddesi gereğince yasal süresi içerisinde sunulmadığı, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığının anlaşıldığı, davalı alacaklı banka tarafından şikayetçi borçlular aleyhine genel kredi sözleşmesi, kat ihtarı ve ipotek resmi senetlerine dayanılarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatıldığı, takip dayanağı ipoteklerin limit ipoteği olduğu, kat ihtarının ipotek veren …’a 22.02.2020 tarihinde, borçlu …’a ise 24.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet dilekçesinde borçluların kat ihtarnamesi tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürmedikleri, borçluların ihtarnameye Ankara Barosu Bildirim Bürosu aracılığıyla itiraz ettikleri, İİK’nın 150/ı maddesinde açıkça düzenlendiği üzere ihtarın tebliğinden itibaren 8 gün içinde ihtarnameye noter aracılığıyla itiraz edilmesinin gerektiği, bu nedenle borçluların Ankara Barosu Bildirim Bürosu aracılığıyla itiraz etmiş olmalarının anılan yasal düzenleme kapsamında usulüne uygun yapılmış bir itiraz olarak kabul edilemeyeceği, bu durumda borçluların kat ihtarına itiraz etmedikleri kabul edilerek dosyadaki değerlendirmelerin buna göre yapılması gerektiği, hesap kat ihtarnamesindeki miktarın kesinleştiği, borçluların alacak miktarına yönelik iddialarını icra mahkemesinde ileri sürmelerinin mümkün olmadığı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde limitin aşıldığı yönündeki şikayetler dışındaki tüm şikayetlerin İİK’nın 16/1. maddesi kapsamında kaldığı ve yasal 7 günlük süreye tâbi olduğu, ipotek limitinin aşıldığı yönündeki şikayetlerin ise İİK’nın 16/2. maddesi uyarınca süreye tâbi olmadığı, takipte istenilen miktarın ihtarnameye uygun olmadığı ve hesap kat tarihinden takip tarihine kadar istenen faiz miktarı ve işleyecek faiz oranını şikayet konusu yapılabileceği, bu yöndeki itirazların da 7 günlük süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, icra emrinin borçlu …’a 21.08.2020 tarihinde, ipotek veren …’a 20.08.2020 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin yasal süresinden sonra, 08.09.2020 tarihinde, yapıldığı, dolayısıyla şikayetçilerin şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü limit aşımı şikayeti dışındaki şikayet ve itirazlarının süresinde olmadığı, başlatılan takibin İİK’nın 150/ı maddesi kapsamında usul ve yasaya uygun olduğu, mahkemece, şikayetçi … tarafından verilen ipoteğin 168.000 TL miktarlı, …tarafından verilen ipoteğin ise 225.000 TL miktarlı üst sınır ipoteği olduğu dikkate alınarak limitin aşılması nedeniyle bu miktarları aşan kısımların iptali ile yetinilmesi gerektiği gerekçesi ile şikayetçi borçluların istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı alacaklının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kısmen kabulüne, takip dosyasında şikayetçi borçlu … yönünden ipotek limiti olan 168.000 TL’yi aşan, şikayetçi borçlu … yönünden ise ipotek limiti olan 225.000 TL’yi aşan kısım bakımından icra emrinin iptaline, fazlaya ilişkin şikayet ve itirazların reddine karar verilmiştir..

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayetçi borçlular temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Şikayetçi borçlular temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararının HMK’nın 297. maddesindeki unsurları taşımadığını, mahkemece delillerin tartışılmadığını ve eksik inceleme ile karar verildiğini, şikayetçilere çıkarılan hesap kat ihtarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğinin şikayet dilekçesinde ileri sürüldüğünü, şikayetçi borçlu … adına ihtarname tebliğ zarfında bulunan imzanın borçluya ait olmadığını, şikayetçi ipotek veren … adına tebliği alan kişinin şikayetçi ile aynı yerde ikamet etmediğini, borcun muaccel olmadığını, İİK’nın 45. maddesine aykırılık iddiası ile yaptıkları şikayet dosyası ile birleştirme talebinin mahkemece reddinin hatalı olduğunu, bu talebin kabul edilmemesi halinde bekletici mesele yapılması talebinin de değerlendirilmediğini, hesap katına itirazın Baro aracılığıyla yapılmasının geçerli bir itiraz niteliğinde olduğunu, bu nedenle ihtarnamede talep edilen alacağın kesinleşmediğini, itiraz nedeniyle ilamlı takip başlatılamayacağını, takibe konu belgelerin noter onaylı suretlerinin takip talebi ile birlikte icra müdürlüğüne ibraz edilmediğini, kredi sözleşmesi imzalanırken ve ipotek tesis edilirken eş rızasının alınmadığını, kefaletin geçerlilik şartlarını taşımadığını ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte takibin iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16, 149 ve 150/ı maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 887. vd. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve yasal sürede istinaf süre tutum dilekçesi sunulmasına rağmen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığından, istinaf süre tutum dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların temyiz incelemesinde değerlendirilemeyeceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup şikayetçi borçlular tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.