Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10478 E. 2023/3049 K. 04.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10478
KARAR NO : 2023/3049
KARAR TARİHİ : 04.05.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/855 E., 2022/1408 K.
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/855 E., 2020/991 K.

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayetten dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile 07.10.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.

Kararın davalı borçlu ve davalı üçüncü kişiler tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı borçlunun istinaf dilekçesinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, üçüncü kişilerin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı borçlu ve davalı üçüncü kişiler tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Alacaklı şikayet dilekçesinde; davalı borçlu …Uluslararası …A.Ş. hakkında vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak hükmüne dayalı olarak başlattığı ilamlı takipte, davalı borçlunun 3. kişilerdeki mal ve haklarının haczi için borçlu şirketin ortaklarına İİK’nın 89. maddesine göre 1. haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve ihbarnamenin 27.08.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı 3. kişilerce itirazda bulunulmaması üzerine 2. haciz ihbarnamesi düzenlenerek 17.09.2020 tarihinde 3. kişilere tebliğ edildiğini, 3. kişiler tarafından normal posta yoluyla gönderilen itiraz dilekçesinin 28.09.2020 tarihinde İcra Müdürlüğüne ulaştığı ve sisteme kaydedildiğini, 01.10.2020 tarihli İcra Müdürlüğü kararı ile “adi posta yoluyla gönderilen itiraz dilekçesinin kabul edilemeyeceği, ayrıca dilekçenin müdürlüğe 28.09.2020 tarihinde, yasal süresi geçtikten sonra ulaştığı” gerekçesiyle itirazın reddi ile takibin devamına karar verildiğini, bu nedenle talebi üzerine 3. kişilere 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve ihbarnamenin 29.09.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 3. kişilerin önceki dilekçelerinden de bahsedilerek bu ihbarnameye itirazda bulunmaları üzerine İcra Müdürlüğünce 07.10.2020 tarihli karar ile önceki karardan dönülerek “itiraz dilekçesinin PTT kayıtlarına göre 22.09.2020 tarihinde PTT’ye verildiği, bu tarih esas alındığında 3. kişilerin 2. haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz ettiklerinin kabulü gerektiği” gerekçesiyle 3. kişilerin 2. haciz ihbarnamesine itirazın kabulü ile 3. haciz ihbarnamesi gönderilmemesine, gönderilmiş ise bu hususta işlem yapılmamasına karar verildiğini, İcra Müdürlüğünce verilen bir karardan kendiliğinden dönülerek ilk kararın aksine ikinci bir karar verilemeyeceği gibi 3. kişilerin 2. haciz ihbarnamesine ilişkin itiraz dilekçesinin postaya verildiği tarihin esas alınarak süresinde kabul edilemeyeceğini, itiraz tarihinin itiraz dilekçesinin İcra Müdürlüğüne ulaştığı tarih olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek İcra Müdürlüğünün 07.10.2020 tarihli kararının kaldırılması ile 3. şahısların itirazının reddine, takibin 3. kişiler yönünden de kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Şikayet dilekçesi davalı borçluya ve üçüncü kişilere tebliğ edilmemiş, cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayetçi alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında başlatılan takipte 2. haciz ihbarnamesinin 3. kişilere 17.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 3. kişilerin posta yoluyla itirazda bulunduğu, bu itiraz dilekçesinin görüldü Uyap kayıt tarihinin 28.09.2020 tarihi olduğu, İcra Müdürlüğünce 07.10.2020 tarihinde itiraz süresinde olduğundan 3. haciz ihbarnamesi gönderilmemesine karar verildiği, İİK’nın 8. maddesinde; “İcra ve iflas daireleri yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları ilgililer ve icra memuru veya muavini veya katibi tarafından imzalanır. İcra ve iflas dairelerince verilen kararlar gerekçeli olarak tutanaklara yazılır. İlgililer bu tutanakları görebilir ve bunların örneğini alabilir. İcra ve iflas dairelerinin tutanakları, hilafı sabit oluncaya kadar muteberdir.” şeklinde, aynı kanunun 8/a maddesinde ise; “İcra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas iş ve işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi kullanılır; her türlü veri, bilgi, belge ve karar, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi vasıtasıyla işlenir, kaydedilir ve saklanır.” şeklinde düzenlemeler bulunduğu, bu kapsamda 2. haciz ihbarnamelerine itiraz tarihinin, icra memurunca itiraz dilekçelerinin görüldü ve uyap kaydının yapıldığı tarih olduğu, haciz ihbarnamelerine yasal 7 günlük süresi içerisinde itiraz edilmediği, icra memurunca yasanın amir hükmü gereğince 3. kişilere 3. haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerektiğinden İcra Müdürlüğü kararının usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesi ile şikayetin kabulü ile 10.07.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmiş, şikayetçi alacaklının başvurusu üzerine mahkemenin 26.10.2020 tarihli kararı ile hükmün “07.10.2020 tarihli müdürlük kararının kaldırılması” şeklinde tashihine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu ve davalı üçüncü kişiler istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı borçlu istinaf dilekçesinde; üçüncü kişilerce aynı mahkemede, huzurdaki şikayetten 3 gün önce haciz ihbarnameleri tebliğlerinin usulsüz olduğuna ilişkin yapılan şikayetin derdest olduğunu, anılan dosyada verilecek karar doğrultusunda bu şikayetin reddi veya konusuz kalmasının söz konusu olacağını, bu nedenle bekletici mesele yapılması gerektiğini, şikayet dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişiler istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının verilmesinden sonra dosyaya davalı olarak eklenmelerinin usulsüz olduğunu, İcra Mahkemesine yaptıkları usulsüz tebliğ şikayetinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, 2. haciz ihbarnamesine itirazlarının süresinde olduğunu, taraflarına 3. haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğini, bu nedenle şikayete konu İcra Müdürlüğü kararının isabetli olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK’nın 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 22/2. maddesi gereğince, icra ve iflas dairelerinin, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yapacakları, sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altlarının, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanacağı, İİK’nın 8/a maddesinde de, icra ve iflas dairelerince yapılacak her türlü icra ve iflas işlemlerinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sisteminin kullanılacağı, her türlü veri, bilgi, belge ve kararın Uyap Sistemi vasıtasıyla işlenerek kaydedileceğinin hüküm altına alındığı, 2. haciz ihbarnamelerinin davalı 3. kişilere 17.09.2020 tarihinde tebliğ edildiği, 3. kişilerin ortak imza ile adi posta yoluyla gönderdikleri itiraz dilekçesinin 28.09.2020 tarihinde İcra Müdürlüğüne ulaştığı ve sisteme kaydedildiği, İcra Müdürlüğünce itiraz dilekçesi hakkında verilen ilk kararın yerinde olduğu, İcra Müdürlüklerinin verdikleri kararlardan kendiliklerinden dönerek yeni bir karar vermeleri kural olarak mümkün olmadığı gibi müdürlükçe sonradan verilen şikayet konusu kararın esas yönünden de yerinde olmadığı, davalı 3. kişiler tarafından PTT yoluyla gönderilen itiraz dilekçesinin postaya verildiği tarihin itiraz tarihi olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenle itirazın süresinde olmadığı, şikayet dilekçesinde davalı olarak gösterilen borçlu şirketin şikayet konusu işleme göre taraf ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davalı borçlunun istinaf dilekçesinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, üçüncü kişilerin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu ve davalı üçüncü kişiler temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı borçlu temyiz dilekçesinde; üçüncü kişilerce aynı mahkemede, huzurdaki şikayetten 3 gün önce haciz ihbarnameleri tebliğlerinin usulsüz olduğuna ilişkin yapılan şikayetin derdest olduğunu, anılan dosyada verilecek karar doğrultusunda huzurdaki şikayetin reddi veya konusuz kalmasının söz konusu olacağını, bu nedenle bekletici mesele yapılması gerektiğini, şikayet dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin usulsüz olduğunu, karardan doğrudan etkilenileceğinden hukuki yararının bulunduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı üçüncü kişiler temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararında diğer davalı borçlu şirketin taraf ehliyetinin bulunmadığı tespit edilmiş olup mahkemece bu davalı yönünden usulden ret kararı verilmesi için İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince karar verilmesinden sonra dosyaya davalı olarak eklenmelerinin usulsüz olduğunu, tarafı olmadıkları bir dosyada hiç haberleri olmayan bir İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, istinaf aşamasında davaya dahil edilmeleri sebebiyle istinaf başvurusunda bulunmak zorunda bırakıldıklarını, bunun devamında da Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurularının reddedilerek kararın kendileri aleyhine sonuç doğurmasının sağlandığını, bu suretle haklarında hüküm tesis edilmesinin usulsüz olduğunu, haciz ihbarnamelerine yönelik yaptıkları usulsüz tebliğ şikayetinin bekletici mesele yapılması gerektiğini, 2. haciz ihbarnamesine itirazlarının süresinde olduğunu, taraflarına 3. haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğini, bu nedenle şikayete konu İcra Müdürlüğü kararının isabetli olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; üçüncü kişilerin haciz ihbarnamesine itirazları üzerine verilen icra memur işlemini şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 8. ve 16. maddeleri, İcra İflas Kanunu Yönetmeliği’nin 22/2. maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve sair yasal mevzuat

3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı borçlu ve davalı üçüncü kişiler tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 2004 sayılı Kanun’un 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90’ar TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenlerden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.