Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10371 E. 2023/2563 K. 12.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10371
KARAR NO : 2023/2563
KARAR TARİHİ : 12.04.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki istihkak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı alacaklı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı üçüncü kişiler dava dilekçesinde; haczin kendi adreslerinde yapıldığını, borçlu ile aralarında husumet bulunduğunu, borçlu ile aralarında kan bağının olmasının, nişanda takılan ve düğün için yanlarında tuttukları para, ziynet ve ev eşyasını haczetme hakkını alacaklıya vermediğini, ispat yükünün kendilerine düşmeyeceğini ileri sürerek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili yargılamaya katılmamış, cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/66 Esas 2021/207 Karar sayılı 09.02.2021 tarihli kararı ile İİK’nın 97. maddenin uygulanmasına ilişkin kararın iptali istemli şikayetin kabulüne karar verildiği, davalı vekili tarafından 12.03.2021 tarihinde istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmış olmakla konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı alacaklı vekili, dava dosyasından tebligat yapılmadığını, savunma haklarının engellendiğini, icra dosyası incelenmeden karar verildiğini, mahkemenin hükme esas aldığı kararın henüz kesinleşmediğini, bu durum da 3. kişi tarafından açılan istihkak davasının konusuz kalıp kalmadığı yönünde bir tespit yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, usul ve hukuka aykırı olarak haklılık durumu gözetilmeksizin müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile müdürlükçe verilen 07.01.2021 tarihli İİK’nın 97. maddenin uygulanmasına dair kararın şikayeti üzerine İstanbul 25. İcra Mahkemesinin 2021/66 Esas sayılı dosyasında 09.02.2021 tarihli karar ile şikayetin kabulüne, davalı/alacaklıya İİK’nın 99 uncu maddesi uyarınca istihkak davası açmak üzere süre verilmesine karar verildiği, kararın kesinleştiği ancak şeklen kesinleşme şerhi verilmediği, bu durumda konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar usul ve yasaya uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ve derecattan geçerek kesinleşen İİK’nın 99. madde uygulanmasına ilişkin kararlarla da sabit olduğu üzere yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerektiği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı alacaklı vekili, istinaf dilekçesini tekrar ederek savunma hakkının kısıtlandığını, şikayete ilişkin karar kesinleşmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibin devamına ilişkin karar tebliğ edilmeden eldeki davanın açıldığını, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, borçlu ile üçüncü kişi arasında organik bağ olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İİK’nın 96 ncı vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
A.2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 97 ve 99 uncu maddeleri

B.6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi.

C. 7201 sayılı Tebligat Kanunu 11 inci maddesi, Tebligat Kanunu Yönetmeliği 18 inci maddesi

3. Değerlendirme
1. 6100 sayılı Kanun’un “Hukuki Dinlenilme Hakkı” başlıklı 27 nci maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak, yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hâkim, Kanun’un gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez.

2. Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla; taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, 2709 sayılı TC Anayasası’nın (Anayasa) 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur.

3. Gerçekten savunma hakkını güvence altına alan Anayasa’nın 36 ncı maddesi ile 6100 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenilmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün bulunmamaktadır.

4. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden haberdar edilmesi ile mümkün olur.

5. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir (Pekcanıtez, Hakan/Atalay, Oğuz/Özekes, Muhammet: Medeni Usul Hukuku, 11. Bası, 2011, s.273).

6. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 inci ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanması’na Dair Yönetmeliğin 18 inci maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunludur.

7. Somut uyuşmazlıkta, davalı alacaklının takibini vekil vasıtası ile açıp yürüttüğü, kendisini vekille temsil ettirdiği gözetildiğinde, dava dilekçesi ve ekleri alacaklı vekiline tebliğ edilmeden, taraf teşkili sağlanmadan ve delillerini bildirmesi için süre verilmeden hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayacak şekilde davanın esasının incelenmesine geçilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.