YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10340
KARAR NO : 2023/1091
KARAR TARİHİ : 22.02.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki istihkak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davalı alacaklı ve davalı borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı üçüncü kişi; finansal kiralama sözleşmesine konu menkullerin haczedildiğini, finansal kiralama sözleşme ödemelerinin tamamlanmadığını, mülkiyetin borçlu şirkete geçmediğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin 18.10.2021 havale tarihli dilekçesinde, finansal kiralama sözleşmesinden doğan borçların dava devam ederken kiracı tarafından ödenmiş olduğu gerekçesi ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı ile davalı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı alacaklı vekili, Hakimin taleple bağlı olduğunu, davacının vekalet ücreti talebi olmadığını, aleyhe verilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin yanlış olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2.Davalı borçlu vekili, davanın kabul edilmesi gerektiğini, borçluya davalı sıfatı verilek aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekili tarafından açıkça vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediği belirtilmesine rağmen davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumları bakımından ise, davacı 3. kişinin finansal kiralama sözleşmesi ile sözleşmeye konu malları dosya borçlusu kiracıya kiraladığı, mahcuzların haczi sırasında sözleşmenin halen devam etmekte olup borçların sona ermediği, buna göre davanın açıldığı tarihte davacının dava açmakta haklı olduğu, davacı vekilinin 18.10.2021 tarihli dilekçesinin şarta bağlı olduğu, mahkemenin bu bakımından, tarafların haklılık durumu ve sübut değerlendirmesinin isabetli olduğu gerekçesi ile istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı borçlu vekili, davanın kabul edilmesi gerektiğini, borçluya davalı sıfatı verilek aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekili tarafından açıkça vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmediği belirtilmesine rağmen davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri tayin edilmesinin ve davalının ne miktarda sorumlu olduğunun kararda belirtilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık,üçüncü kişinin İİK’nın 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 97 ve 99. maddeleri
3. Değerlendirme
1.Davacı Finansal Kiralama şirketi ile borçlu arasında 16.12.2016 tarihli finansal kiralama sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin Finansal Kurumlar Birliğine tescil edildiği, davanın açıldığı tarih itibari ile ödemelerin tamamlanmadığı görülmüştür.
İİK’nın 96/1. maddesi uyarınca istihkak iddiasının mülkiyet, rehin vb. haklardan birisine dayanılarak ileri sürülmesi gerekir. Gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında “mülkiyet ve rehin hakları” sözcüklerinin sınırlandırıcı anlam taşımadığı, ayrıca sınırlı ayni haklara, tapuya şerh verilmiş kişisel haklara, hapis hakkına, mülkiyeti muhafaza sözleşmesine, intifa hakkına dayanarak da istihkak davası açılabileceği kabul edilmektedir.
Somut olayda, dosya kapsamında yer alan sözleşmeye göre davanın açıldığı tarihte finansal kiralama sözleşmesinin devam ettiği anlaşılmakla birlikte yargılama sırasında davacı vekilinin 18.10.2021 tarihli dilekçesi ile, finansal kiralama sözleşme konusu borçların finansal kiracı tarafından ödenmiş olduğundan davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir. Buna göre, davacı üçüncü kişi borcun ödenmesiyle hacze konu menkullerin mülkiyetinin borçluya geçtiğini kabul ettiğine göre davacının davaya devam etmekte hukuki yararı kalmamıştır.
Bu durumda, Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı borçlu vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Davacı vekili 18.10.2021 tarihli dilekçesinde, davanın konusunun kalmadığını, dava açılış tarihi itibariyle davanın açılmasında hukuki yararları olduğundan davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini, Mahkemece bu yönde bir karar tesisi halinde vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığını beyan etmiştir. Bu durumda, davacı vekilinin iradesine aykırı olarak davacılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Davalı borçlunun diğer temyiz itirazlarının reddine,
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı borçlu tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan “harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” ibaresinin çıkartılarak yerine ”… harcın davacı üzerinde bırakılmasına”; hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan ” yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” çıkartılarak yerine ”… yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına”; yine hüküm fıkrasının (5) numaralı bendinde yer alan “Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT madde 6 gereğince 27.595,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine ”davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.