Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10152 E. 2023/3483 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10152
KARAR NO : 2023/3483
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1139 E., 2022/1280 K.
HÜKÜM/KARAR : İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması/Yeniden hüküm
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. İcra Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/32 E., 2022/156 K.

Taraflar arasındaki icra memur muamelesini şikayet üzerine yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; şikayetçi borçlunun istinaf istemi yerinde görülmemekle birlikte ilk derece mahkemesinin kararının gerekçe ve hükmünde hata yapıldığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, yerine şikayetin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına
karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Şikayetçi borçlu; itirazın kaldırılması ve tahliye taleplerinin kabulüne dair mahkeme kararının kesinleşmesi üzerine 19.01.2022 günü yapılan tahliye işleminin hatalı olduğunu, tahliye kararının infazı işlemlerinin İİK’nın 273. maddesine göre yapılması gerekirken İİK’nın 26. maddesine göre işlem yapılmasının yasaya aykırı olduğunu, işleminİİK’nın 26. madde düzenlemesine de uygun yapılmadığını, taşınmazda bulunan eşyaların eksik ve hatalı yazıldığını, malların yediemin …’de durmasının fiilen imkansız olduğunu, tespit edilen yaklaşık 20 milyon lira değerindeki eşyanın takip alacaklısının vasisine yediemin edildiğini, vasinin kısıtlı adına bu şekilde bir yükümlülüğe girmesinin TMK düzenlemelerine aykırı olduğunu, kaldı ki vesayet makamının onayının da olmadığını, takip borçlusu mallarını teslim almaya ve taşınmazı tahliye etmeye hazır olduğunu, iş yerinde siparişle yapılmış veya 3. kişilere satışı yapılmış 3. kişilere ait ürünler olduğunu belirterek borçlu tarafın taşınmazdaki eşyaları teslim alıp taşımazı tahliye ve teslim etmeyi kabül etmesi nedeni ile, taşınmazın tahliye ve teslimi için gerekli olan makul sürenin tespitine, icra memurunun 19.01.2022 tarihli işleminin bu şekilde iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Alacaklı; Yargıtay kararının yerel mahkeme dosyasına kaydedilmesinden neredeyse bir ay sonra 20.12.2021 tarihinde tahliye adresine gidilerek borçlu şirkete dava konusu mecuru tahliye etmesi için 15 gün daha süre verildiğini, 19.01.2022 günlü tahliye işleminin 15 gün sonra değil 1 ay sonra yapılabildiğini yani borçlunun taşınmazı tahliye etmek için çok uzun bir süresi olduğunu ancak kötü niyetli olduğundan tahliye işlemi gerçekleştirilmediğini, takip dosyasında, dava konusu taşınmazdaki eşyalarını 7 gün içerisinde alması için davacı şirketin UETS adresine 27.01.2022 tarihinde ekli muhtıra tebliğ edildiğini ve taşınmazdaki eşyalarını alması için 7 günlük süre verildiğini, borçlunun, tahliye adresindeki eşyaların tamamen alınıp götürülmesine yetecek sayıda ekipman ve eleman ile birlikte geldiğinde eşyaların zaten kendisine teslim edileceğini, muhtırada belirtilen sürede eşyaların teslim alınmaması halinde de taraflarınca yerinde satış talep edileceğini beyanla şikayetin reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taşınmazın tahliyesi için borçluya ilk başta 15 gün süre verildiği, sonrasında 30 gün sonra tahliye işlemlerinin başlatılmış olduğu, borçlunun taşınmazda bulunan beton imalatlardan oluşan malzemenin 100 tırın üzerinde olmasına ve fabrika binasındaki makinanın ancak özel bir ekip ve ekipmanla sökülmesi mümkün olmasına rağmen tahliye edilmesi için herhangi bir girişimde bulunmadığı, taşınmazda bulunan malzemelerin büyüklüğü dikkate alındığında, 1 ya da bir kaç günde tahliye işlemi yapılması mümkün olmadığından tahliye işleminin fiilen gerçekleşmemis olması sonucunu doğuracağı, borçlu şirketin tüzelkişilik olduğu, teslim işleminin şirket yetkili yakını olan bir kişiye yapılmasının hukuki olmayacağı, ancak yasal temsilci ya da yetkili olmaları ile değerlendirilmesi gerektiği, bu şekilde teslim olması halinde alacaklı ve icra müdürlüğünün teslim edilen malların kaybı halinde hukuki sorumluluğunun doğurabilecek bir hal alabileceği, bu nedenle işlemin usul ve yasaya uygun olduğu, TMK 2. maddesi hükmü de dikkate alınarak, alacaklı nezdinde muhafaza altına alınmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, taşınmazdaki eşyların miktar ve mahiyeti itibariyle kısa sürede başka bir yerde depo edilmesi mümkün olmadığından, malzemelerin yerinde alacaklıya teslim edilerek muhafaza işlemi yapılması, doğacak ek mali külfet dikkate alındığında her iki taraf menfaatine uygun olduğu, alacaklının kendisine teslim edilen malzemenin, borçlu tarafından teslim alınmaması nedeniyle tasfiyeye yönelik satışı talebiyle gerekli taleplerde bulunup işlemleri de yaptırmaya başladığı, icra müdürlüğü tarafından taşınmaz üzerinde bulunan mazlemenin borçlu şirket vekiline veya borçlu şirket yetkilisinin oğlu ve gelinine teslim edilmemiş olması, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut dosya özelliğine göre de, teslim yapılmış olması halinde teslim alan kişilerce 100 tır mazleme ve sökümü özellik arz eden makina teslim alınarak taşınmaz dışına çıkarılamayacağından ve bu suretle kesinleşmiş tahliye kararının infazı sağlanmış olmayacağından icra müdürlüğü tarafından yapılan işlemin yasaya uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Borçlu; şikayet dilekçesindeki hususları tekrarla ek olarak, kararın olayla uyumlu olmadığını, mahkemenin birbiri ile çelişen kararlar verdiğini ileri sürerek kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk derece mahkemesince, yargılama süresince şikayetçi tarafın istemi doğrultusunda verilen ara kararlar ile taşınmazın tahliye işlemleri için içindeki mallar borçluya verilerek tahliye işlemlerinin devamının sağlandığı, şikayetçi borçlu vekilinin 20.04.2022 tarihli dilekçesinde de bina içindeki malzemelerin tamamen boşaltıldığı, bina dışında bulunan parke taşlarının ise % 90’luk kısmının taşındığını, taşınmayan parke taşlarının da 7 gün içinde taşınacağı belirtildiğinden yargılamanın konusunun kalmadığı dolayısıyla şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, yargılama giderleri yönünden yapılan değerlendirmede; borçlu şirkete ait eşyanın o anda taşınmaz dışına çıkartılması zaten fiilen mümkün olmadığından şikayetçi borçlu şirket vekiline teslim edilmesi mümkün olmadığı gibi borçlu tarafın eşyaları teslim alma amacı olmadığı bilakis amaçlananın tahliye sürecinin uzatılmak olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle icra müdürlüğünce o anda fiilen taşınmaz dışına çıkartılması mümkün olmayan menkullerin alacaklının yedinde hıfzettirilmesi adına alacaklı vasisine teslim edilmesi yönünde yapılan işlemde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, davanın açıldığı tarihte şikayetçi borçlu taraf haksız olduğundan yargılama giderinin üzerinde bırakılması ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği değerlendirilerek, şikayetçi borçlunun istinaf istemi yerinde görülmemekle birlikte ilk derece mahkemesinin kararının gerekçe ve hükmünde hata yapıldığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, yerine şikayetin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Borçlu; şikayet ve istinaf dilekçesindeki hususları tekrarla birlikte davanın esasının kalmadığını ancak uyuşmazlığın farklı şikayet dosyalarını etkileyebileceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tahliye işleminin İİK’nın 273 ve 26. maddesine göre hatalı olduğundan bahisle icra memurunun 19.01.2022 tarihli işleminin iptaline karar verilmesine yönelik şikayete ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İİK’nın 16., 26., 273. maddeleri ve sair tüm yasal mevzuat.

3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanunun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 370. maddeleri uyarınca ONANMASINA,

Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.