Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2022/10029 E. 2022/14380 K. 29.12.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10029
KARAR NO : 2022/14380
KARAR TARİHİ : 29.12.2022

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçluların asıl ve birleşen davalardan ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurdukları, ilk derece mahkemesince, asıl ve birleşen davalar yönünden zarar unsurunun gerçekleşmediği gerekçesi ile şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine, işin esasına girilmemesi sebebiyle para cezası verilmesine yer olmadığına karar verildiği, borçluların istinaf yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
İİK’nın 128/a-2. maddesinde; “Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez” hükmüne yer verilmiştir. Hukuk Genel Kurulu’nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4-70 E. – 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK’nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir.
Kıymet takdirine itiraz davası; İİK’nın 128/a maddesinde düzenlenmiş olup, icra müdürlüğünce satışa konu malın bilirkişi marifetiyle yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığına yönelik bir şikayettir. Bu şikayette ilgili, müdürlükçe yaptırılan değer tespitinin yerinde olmadığı, malın belirlenen değerinin gerçek kıymetini yansıtmadığı iddiasıyla mahkemeye başvurmaktadır. Mahkemece yapılacak iş; icra müdürü tarafından belirlenen değerin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı, bir başka ifadeyle memur işleminin doğru olup olmadığını denetlemektir. Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda veya mahkeme kararında değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nın 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, bu yöntem şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir.
Somut olayda, ihaleye konu taşınmazın kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 12.12.2018 tarihinde yaptırıldığı, tarafların taşınmaza takdir olunan değerin gerçek değerini yansıtmadığını ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmeleri üzerine, … İcra Hukuk Mahkemesinin 08.05.2019 tarih ve 2019/81 E. – 2019/158 K. sayılı dosyasında asıl dava yönünden borçluların şikayetinin kabulüne karar verildiği görülmüştür. Mahkemece yaptırılan 27/03/2019 tarihli keşif zaptında ve hükme esas alınan 01.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda hangi tarih itibari ile değerleme yapılmış olduğunun açıkça belirtilmemiş olması karşısında kıymet takdirine itiraz kararında mahkemenin keşif tarihinin yazılmasının önemi olmayıp sonuca etkili değildir. Borçlular tarafından icra müdürlüğünce alınan rapora itiraz edildiğinden iki yıllık süre, icra müdürlüğünce aldırılan rapordaki değerleme tarihi olan 12.12.2018 tarihinden başlayacağından, satış tarihi olan 16.02.2021 günü itibariyle İİK’nın 128/a-2. maddesinde öngörülen iki yıllık süre geçmiştir.
O halde, İİK’nın 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re’sen gözetilmesi gerektiği de nazara alınarak asıl ve birleşen davada şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bozulması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Şikayetçi borçluların temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesinin 18.05.2022 tarih ve 2022/1726 E. – 2022/1580 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, … İcra Hukuk Mahkemesinin 02.02.2022 tarih ve 2021/74 E. – 2022/42 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.