YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6357
KARAR NO : 2021/8394
KARAR TARİHİ : 05.10.2021
Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçundan sanık …’un, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına dair Aliağa İcra Ceza Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/71 esas, 2018/160 sayılı kararı aleyhine … Bakanlığının 07/04/2021 gün ve 94660652-105-35-9832-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09/06/2021 gün ve KYB-2021/52321 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, 12/12/2017 tarihli taahhüt sonrası 02/01/2018 tarihinde ilk taksitin ödenmemesi ile suçun oluştuğu, alacaklı vekilinin suçu öğrendiği tarihin, ilk taksitin ödenmediği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, alacaklı vekilinin suçu öğrenmesine rağmen 03/05/2018 tarihinde şikâyette bulunduğu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “şikayet süresi” başlıklı 347.maddesinde yer alan, “Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, müşteki tarafın suçu öğrendiği tarih ile şikâyet tarihi arasında üç aylık sürenin geçmiş olduğu nazara alınarak düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
1- 12/12/2017 tarihli taahhüde ilişkin şikayet konusu edilen 02/01/2018-02/02/2018 tarihli taksitler yönünden yapılan incelemede;
12/12/2017 tarihli taahhüt sonrası 02/01/2018-02/02/2018 tarihlerinde taksitlerin ödenmemesi ile suçun oluştuğu, alacaklı vekilinin suçu öğrendiği tarihin, şikayet konu bu tarihli taksitlerin ödenmediği tarih olarak kabul edilmesi gerektiği, alacaklı vekilinin suçu öğrenmesine rağmen 03/05/2018 tarihinde şikâyette bulunduğu, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “şikayet süresi” başlıklı 347.maddesinde yer alan, “Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.” şeklindeki düzenlemeler karşısında, 02/01/2018-02/02/2018 tarihli taksitler yönünden müşteki tarafın suçu öğrendiği tarih ile şikâyet tarihi arasında üç aylık sürenin geçmiş olduğu nazara alınarak düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu yönlerden yerinde görüldüğünden Aliağa İcra Ceza Mahkemesinin 22/11/2018 tarihli ve 2018/71 esas, 2018/160 sayılı kararının CMK’nın 309/4-d. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanık hakkında borçlunun ödeme şartını ihlâl eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, bu eylemle ilgili olarak sanık hakkında tazyik hapsi infaz edilmekte ise salıverilmesine;
2- 12/12/2017 tarihli taahhüde ilişkin şikayet konusu edilen 02/03/2018-02/04/2018 tarihli taksitler yönünden yapılan incelemede;
2004 sayılı Kanun’un 340. maddesi gereğince taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 12/12/2017 tarihli taahhütnamede faiz olarak işlemiş faizin 25.486 TL ve sonraki faizin 46,85 TL olarak belirtildiği anlaşılmış ise de; bu faizin hangi dönemleri kapsadığı, takip öncesi veya icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş veya taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı konusunda herhangi bir açıklık olmadığı gibi, alacaklının sadece taahhüt tarihinden sonra işleyecek faizden feragat beyanının olduğu , takip öncesi veya icra takibinin kesinleştiği tarihten taahhüt tarihine kadar işlemiş faize ilişkin feragat beyanının yer almadığı ve bu nedenlerle taahhüdün geçerli olmadığı ve 12/12/2017 tarihli taahhütnamedeki şikayet konusu yapılan 02/03/2018-02/04/2018 tarihli taksitler yönünden 03/05/2018 tarihli şikayetin 3 aylık yasal süre içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, bu konuda kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceği husununda gereğinin takdir ve ifası için dosyanın … Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.