Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2021/6 E. 2021/840 K. 01.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/6
KARAR NO : 2021/840
KARAR TARİHİ : 01.02.2021

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlunun sair fesih nedenleri ile birlikte satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, 14/06/2019 tarihli taşınmaz ihalesinin feshi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesi kararı ile 27 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle, diğer taşınmazlar yönünden ise satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddi ile % 10 para cezasına hükmedildiği, borçlu yanca ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, borçluya yapılan tebligatın T.K.nun 12. maddesi gereğince usulsüz olduğu gerekçesi ile borçlu vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b-3. bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, 27 parsel sayılı taşınmaz yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer taşınmazlar yönünden şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verildiği görülmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 12 ve 13.maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20 ve 21. maddelerinde, tüzel kişilere ve ticari işletmelere tebligat ile tüzel kişilerin memur ve müstahdemlerine tebligatın nasıl yapılması gerektiği açıklanmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 12. maddesinde; “Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir”, 13. maddesinde ise; “Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır” hükümleri yer almaktadır.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20. maddesinde; “(1) Tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden çok ise yalnız birine yapılır. (2) Bakanlıkların ve bunların teşkilatının, Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idarelerinin, belediyelerin,
köylerin ve özel kanunlarına dayanılarak kurulmuş bulunan teşekküllerle, şirketlerin, derneklerin ve vakıfların yetkili temsilcileri, bağlı bulundukları kanunlara ve statülerine göre tayin edilir. (3) Gerçek ve tüzel kişilere ait ticari işletmelerin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ticari işletmenin o işlemde yetkili ticari temsilcisine yapılan tebliğ geçerlidir”, 21. maddesinde ise; “ (1) Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. (2) Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. (3) Bu kişilerin de bulunmaması halinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda, Erbaa İcra Müdürlüğünün 2018/375 talimat sayılı dosyasının incelenmesinde; satış ilanı tebligatının borçlu şirkete 09.05.2019 günü “yetkili müdür Remzi Korkmaz imzasına tebliğ edildi” şerhiyle tebliğ edildiği, şikayet dilekçesinde tebligattaki imzanın sahteliği yönünde bir iddiada bulunulmadığı, dava dilekçesine ekli imza sirkülerine göre tebliğ yapılan….’ın tebliğ tarihinde münferit yetkili olduğu anlaşılmıştır.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca şikayetçi borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 12.11.2020 tarih ve 2020/1715 E. – 2020/2723 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.