Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2021/11994 E. 2023/670 K. 07.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11994
KARAR NO : 2023/670
KARAR TARİHİ : 07.02.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

Taraflar arasındaki, davalı üçüncü kişinin İİK’nın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğundan bahisle İİK’nın 338 inci maddesi gereğince sanığın cezalandırılması ve davalının tazminata mahkum edilmesi talepli davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince sanığın beraatine ve tazminatın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı alacaklı vekili tarafından tazminat yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi … tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde; takip dosyasında üçüncü kişi konumunda bulunan … Hukuk Kent Konut … Kooperatifine 08.06.2017 tarihinde birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve 09.06.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, yasal süre içerisinde … Hukuk Kent Konut … Kooperatifi vekilince 16.06.2017 tarihinde dosya borçlusunun kooperatiften kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığı gerekçesiyle itiraz edildiğini, yapılan bu haksız fiil niteliğindeki, haksız itiraza karşı sanıkların cezalandırılmasını ve 198.082,81 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı üçüncü kişi vekili cevap dilekçesinde; tazminata ilişkin talep yönünden yapılacak değerlendirmede; tazminata hükmedilmesinin şartlarının oluşmadığını, sanıkların yetkilisi bulundukları kooperatif yönünden şahsi anlamda tazminat yükümlülüklerinin bulunmadığını, şikayet dilekçesinde ise şüphelilerin tazminata mahkum edilmesinin talep edildiğini, ayrıca tazminata hükmedilme koşulunun da atılı suçun unsurlarının oluşması olduğunu, somut dosya incelendiğinde sanıklar için suçun unsurlarının oluşmadığının açık olduğunu, unsurları oluşmayan isnatsız iddialar sebebiyle sanıklardan tazminat talebinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, sanıkların yetkilisi olduğu kooperatif ile şikayetçi yanın borçlusu arasında alacak verecek ilişkisi olduğunun hiçbir zaman inkar edilmediğini, ancak cezalandırılma ve tazminata mahkum edilme koşulu olan borcun likit ve muaccel olma unsurunun gerçekleşmediğini, bu hususun bildirilmesine rağmen şikayette bulunulmasının, tazminat talep edilmesinin dürüstlük kuralına uymadığını, şikayetçi tarafın borçlusuna likit ve muaccel bir borcu bulunmaması nedenleri ile sanıkların üzerlerine atılı suçu işlemedikleri, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı değerlendirilerek sanıkların beraatine, tazminata hükmedilme şartları oluşmadığından bu konudaki talebin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; müşteki vekilince her ne kadar sanıkların İİK’nın 338. Maddesi gereğince cezalandırılması talep edilmiş ise de; icra dosyasının incelenmesinde haciz ihbarnamesine sanıklar adına vekilleri tarafından itiraz edildiği, sanıkların bir itirazda bulunmadıkları, bu şekliyle sanıklar vekilinin cezalandırılması söz konusu olamayacağından sanıkların üzerlerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatlerine ayrıca tazminat talebinin de yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Yerel mahkemece tazminat talebinin HMK hükümlerine göre yargılama yapılıp karar verilmesi gerekirken bu yönde bir araştırma yapılmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlu şirketin ihtarname ile alacağını belirttikleri paraya el koymalarının herhangi bir hukuki dayanağının bulunmadığını, borçlu şirkete alacağının olduğu bildirilen Kayseri 7. Noterliğinin 30.05.2017 tarih ve 15698 yevmiye numaralı ihtarnamesinde açıkça borcu kabul etmeleri, bunun dışında iki adet daha ofisin olduğunu beyan etmeleri karşısında tazminat talebinin tamamına karar verilmesi gerekirken yerel mahkemenin hiç bir gerekçe göstermeden tazminat talebini tamamen reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; beraat hükmüne yönelik olarak yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre, hükme yönelik sair istinaf başvurusunun reddine, ancak; Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu’nun 23.10.2017 tarihli, 2017/6197 soruşturma sayılı sarf kararı ile, ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere karar verilen 150 TL uzlaştırıcı ücretinin, CMK’nın 253/22 maddesi uyarınca yargılama giderinden sayılacağı ve ancak uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde bu giderler Devlet Hazinesi tarafından karşılanacağı, aksi halde ise ilgilisinden tahsiline karar verilmesi gerekeceği cihetle; verilen kararın niteliğine göre sarf kararına konu uzlaştırıcı ücretinin müştekiden alınarak Hazineye irad kaydına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, hukuka aykırı olduğundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 280/1-a, 303/1-h maddeleri uyarınca düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, hüküm fıkrasının 3.fıkrasından sonra gelmek üzere 4. fıkra olarak, “4-CMK’nın 253/22 maddesi uyarınca Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı Uzlaştırma Bürosu’nun 23.10.2017 tarihli, 2017/6197 soruşturma sayılı sarf kararı ile, ileride haksız çıkan taraftan alınmak üzere karar verilen 150 TL uzlaştırıcı ücretinin,müştekiden alınarak Hazineye irat kaydına” paragrafı yazılmak suretiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 280/1-a, 303/1-h maddeleri uyarınca hüküm düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, tazminat talebinin reddi hükmüne yönelik olarak yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın yerinde bulunduğu, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir durum olmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b,1 maddesi gereğince müşteki vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı alacaklı vekili tazminat yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Üçüncü kişinin İİK’nın 338. maddesi uyarınca cezalandırılabilmesinin koşullarının tazminata mahkum edilme koşullarından farklı olduğunu, dolayısıyla bu iki talep yönünden koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, üçüncü şahıs konumunda bulunan … Hukuk Kent Konut … Kooperatifi’nce birinci haciz ihbarnamesine kesinleşmiş bir alacağın bulunmadığından bahisle itiraz edildiğini, akabinde yaklaşık dört ay geçtikten sonra bu kez borcun kabul edildiğini, ancak ayıplı imalatların onarım bedellerinden mahsup edileceğinin ihtaren belirtildiğini, üçüncü şahıs konumunda bulunan … Hukuk Kent Konut … Kooperatifi tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu, tazminat talebi yönünden yasanın aradığı koşulların oluştuğunu, tazminat isteminin reddine ilişkin kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı üçüncü kişinin İİK’nın 89/1 haciz ihbarnamesine itirazının haksız olduğundan bahisle İİK’nın 89/4 maddesi gereğince davalının tazminata mahkum edilmesi istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
İcra İflas Kanununun 338, 89/1, 89/4. maddesi.

3. Değerlendirme
Somut olayda, üçüncü kişi şirketin haciz ihbarnamesine vekili aracılığıyla itiraz etmesi nedeniyle, tazminat isteminin haksız fiile dayanan bir tazminat olduğu ve gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşmadığı ve ortada haksız fiil bulunmadığı gerekçesiyle mahkemece tazminat isteminin reddine karar verildiği, her ne kadar davaya konu haciz ihbarnamesine vekil tarafından itiraz edilmiş ise de; vekil tarafından yapılan itiraz ancak ceza hukuku anlamında suçun oluşumunu ve cezaların şahsiliği prensibi gereğince vekilin beyanlarından dolayı asilin cezalandırılmasını engeller. Ancak vekilin asil adına yapmış olduğu itiraz hukuki anlamda geçerli olup, tazminat davası açısından asili bağlayacağı ve bu nedenle eğer şartları var ise tazminata hükmedilmesini gerektirir.

İİK’nın 89/4. maddesine göre “üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini tetkik merciinde ispat ederek üçüncü şahsın İİK’nın 338/1. maddesi hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini isteyebilir. Tetkik mercii, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü karşısında haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılması isteği cezanın kişiselliği prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olup, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekir.

O halde, üçüncü kişi … Hukuk Kent Konut … Kooperatifi’nin, asıl borçlu Kayseri … Taah. Taş. Konut … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne, haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle kesinleşmiş ve muaccel bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti için her iki tarafa ait tüm ticari defter ve belgeler ile 2017 yılına ait ticari defterlerle birlikte banka hesapları (her iki şirketin 2017 yılına ait defter kayıtlarını oluşturan defter ve belgelerin ,Fatura, Çek, Hakediş, Teminat Mektubu, Avansla ödemeleri, Banka dekontları vb. evrakların) üzerinde karşılaştırmalı olarak bilirkişi incelemesi yaptırılıp, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun üçüncü şahıs şirketten kesinleşmiş ve muaccel bir alacağının olup olmadığının net olarak tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri yerine, bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verilmesi isabetsiz olup ve ayrıca somut uyuşmazlıkta, nisbi harç yatırılmamış olduğundan, harç noksanlığının Harçlar Kanunu’nun 30. maddesi gereğince ve 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesinde gösterilen süreler içerisinde tamamlattırılıp deliller değerlendirilerek, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsiz olduğundan bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin 03.03.2020 tarihli ve 2020/665 Esas, 2020/701 Karar sayılı kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.