Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2021/11418 E. 2022/5514 K. 10.05.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/11418
KARAR NO : 2022/5514
KARAR TARİHİ : 10.05.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği,mahkemece,şikayetin reddine hükmedildiği,borçlunun ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun tebliğ tarihleri olan 19/08/2019 ve 18/10/2019’de mernis adresinin “… Mah. Hastane Cad. No:48/2 … …” olduğu ancak tebligatın “… Mah. Hastane Cad. No:44/2 … …”adresine gönderildiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ile hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa’nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.
Aynı Kanun’un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Söz konusu 7201 Sayılı Yasa’nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, ancak yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 Sayılı Kanun’a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.
7201 Sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde ise,TK’nun 21/1. maddesine göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Bunun yapılabilmesi için de, tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu ve bu adrese tebligat yapılacağını tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa, adres kayıt sistemindeki adresine, buna ilişkin şerh verilerek TK’nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılmalıdır.
Ayrıca Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır, ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79. maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir” hükmü yer almaktadır. Bu yönetmeliğe göre; 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğuna ve bu adrese tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunludur. Yani; tebligatı çıkaran merci tarafından, adres kayıt sitemine ilişkin olarak şerh verilmeden, tebliğ memuru tarafından Tebligat Kanunu’nun 2l/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamaz.
Somut olayda, borçlunun “… Mah. Hastane Cad. No:44 İç kapı no:2 … …” adresine çıkarılan örnek 7 ödeme emrinin muhatabın tanınmadığından bahisle 19/08/2019 tarihinde iade edildiği, ardından alacaklı vekilinin talebi üzerine TK’nın 21/2. maddesine uygun şerhi içeren tebligatın aynı adreste 18/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği ancak Bölge Adliye Mahkemesin’ce UYAP’tan yapılan araştırmada borçlunun tebliğ tarihleri olan 19/08/2019 ve 18/10/2019 tarihlerinde mernis adresinin “… Mah. Hastane Cad. No:48/2 … …” olduğu tespit edildiğinden T.K.21/2’ye göre yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüş ise de; … Belediye Başkanlığı’nın 04.04.2022 tarihli E-84752179-100-10845 sayılı müzekkere cevabında “Mekansal adres kayıt sisteminde “… Mah. Hastane Cad. No:44” adresinin 12.12.2019 tarihinde “… Mah. Hastane Cad. No:48” olarak güncellendiği belirtildiğinden, adreslerin aynı yere ait olduğu anlaşılmakla, borçlunun “… Mah. Hastane Cad. No:44/2 … …” adresine T.K.21/2’ye yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunun kabulü gerekir.
O halde, İlk Derece Mahkemesi’nin şikayetin reddine yönelik kararı yerinde olup, Bölge Adliye Mahkemesi’nce borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 23/09/2021 tarih ve 2021/2361 E. 2021/1189 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,10.05.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.