Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2020/7175 E. 2020/9136 K. 02.11.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/7175
KARAR NO : 2020/9136
KARAR TARİHİ : 02.11.2020

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki ihale alıcısı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi ihale alıcısının, ihale konusu taşınmazın iki yılı aşkın süredir borçlu şirketin aktifinde kalması nedeni ile KDV Kanunu’nun 17/4-r maddesi gereğince satışın KDV’den muaf olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince; borçlu şirketin … Ticaret Odası bilgi bankasından alınan kaydına göre, gayrimenkul ticareti de yaptığı, bu nedenle KDV’den muaf olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesince; ihale alıcısının ihale şartlarını bilerek ihaleye girdiği, buna göre; herkes için kesinleşmiş olan ihale şartları çerçevesinde borçlu şirketin KDV’den muaf olduğunun ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunu esastan reddettiği, kararın ihale alıcısı tarafından temyiz edildiği anlaşılmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde; “Türkiye’de yapılan aşağıdaki işlemler Katma Değer Vergisine tâbidir” hükmü yer almaktadır. Aynı Kanun’un 1. maddesinin (d) bendinde ise; müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların Katma Değer Vergisine tabi olduğu hükme bağlandıktan sonra, 19. maddesinin birinci bendinde; “Diğer kanunlardaki vergi muafiyet ve istisna hükümleri bu vergi bakımından geçersizdir. Katma değer vergisine ilişkin istisna ve muafiyetler ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenlenir” hükmü öngörülmüştür. Yasa koyucu, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 11. ve sonraki maddelerinde, Kanunun 1. maddesine göre KDV’den sorumlu olanlarla ilgili olarak bazı hallerde muafiyete ilişkin düzenlemeler getirmiştir.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Sosyal ve Askeri Amaçlı İstisnalarla Diğer İstisnalar” başlıklı 17. maddesinin 4/r bendi ile; ” Kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri” KDV’den müstesna tutulmuştur. Öte yandan, anılan yasa hükmünde; istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları gayrimenkul ve iştirak hisselerinin teslimlerinin
istisna kapsamı dışında olduğu belirtilmiştir. Nitekim, taşınmaz ve taşınmaz niteliği taşıyan mal ve hakların satışında, katma değer vergisi uygulaması ile ilgili … Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayımlanan 23.06.2010 tarihli Katma Değer Vergisi Sirküleri’nin 3.4 maddesinde de; kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan taşınmazların satışının KDV’den müstesna olduğu, bu satışların müzayede suretiyle gerçekleşmesinin belirtilen duruma etkisinin bulunmadığı, ancak, istisna hükmünün, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz teslimleri için geçerli olmadığı ifade edilmiştir.
Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1/1-a maddesine göre; sermaye şirketleri, kurum kavramı içerisinde yer almaktadır. Bu itibarla, 3065 sayılı Kanun’un 17/4-r maddesinde düzenlenen istisna hükmünün, sermaye şirketlerinin borçlarına karşılık taşınmazlarının cebri icra yoluyla satılması halinde de uygulanacağı açıktır.
Somut olayda; bölge adliye mahkemesince ihale alıcısının ihale şartlarını bilerek ihaleye girdiği, buna göre; herkes için kesinleşmiş olan ihale şartları çerçevesinde borçlu şirketin KDV’den muaf olduğundan bahisle iade isteminin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceği gerekçesiyle ve ilk derece mahkemesinin gerekçesi değiştirilmek suretiyle esastan ret kararı verilmiş ise de, taşınmaza ilişkin açık arttırma ilanının incelenmesinde; “KDV Kan.’ nun 17/4-r maddesi gereğince KDV’den istisnadır” ibaresinin yer aldığı, dolayısıyla bu aşamada bahsi geçen şikayetin ileri sürülmesinin tabii olduğu, buna göre araştırma yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması hatalı olduğu gibi, ilk derece mahkemesinin bu hususu gözönüne almakla beraber borçlu şirketin ana iştigalinin gayrimenkul alım satımı da olduğu değerlendirmesi yaparak sonuca gittiği, oysa dosya arasında mevcut, Dairemizin 29.09.2019 tarihli talep yazısı üzerine gönderilen 16.10.2019 tarihli … Ticaret Odası Bilgi Bankası’ndan alınan kayda göre; borçlu şirketin iş konusunun; her türlü bilgisayar kominikasyon internet ve haberleşme sistemlerinin elektrikli ve elektronik büro araç ve gereçleri ile bunların yedek parçalarının… alım satımı, ithalat ve ihracatını yapmak ve amacına ulaşmak için lüzumlu gayrimenkulleri iktisap etme devretme satma kiralama inşa etme hakkına sahip olduğunun bildirildiği, buna göre taşınmaz satımının KDV’den istisna olduğu anlaşıldığından, ilk derece ve bölge adliye mahkemesinin gerekçeleri yerinde olmayıp, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkmesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : İhale alıcısının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, istinaf talebinin esastan reddine ilişkin … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 20.02.2018 tarih 2017/2512 E.-2018/353 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, … 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 13.09.2017 tarih 2017/741 E.- 2017/949 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 02/11/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.