Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2020/2947 E. 2020/10582 K. 10.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2020/2947
KARAR NO : 2020/10582
KARAR TARİHİ : 10.12.2020

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı ve borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Alacaklının temyiz isteminin incelenmesinde;
Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre alacaklının temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-Borçluların temyiz isteminin incelenmesinde;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan ilamsız takipte, borçluların; takip dayanağı bononun tahrif edildiği ve borçlu site yönetiminin çift imza ile temsil edilebileceğini belirterek borca itiraz ettiği, ilk derece mahkemesince, borçlular yönünden takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlu site yönünden takibin durdurulmasına, diğer borçlu yönünden ise davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 342/3. maddesinde; “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır” düzenlemesine; aynı Kanun’un 355. maddesinde ise; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 352/1. maddesinde de başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir.
Somut olayda; icra mahkemesince verilen kararın alacaklı vekiline 13.11.2018 tarihli duruşmada tefhim edildiği, alacaklının yasal sürede aynı gün istinaf süre tutum dilekçesini verdiği, ancak gerekçeli kararın 15.1.2019 tarihinde tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süre geçtikten sonra 27.01.2019 tarihinde istinaf gerekçelerini içeren dilekçe sunduğu, görülmektedir.
Bu durumda; bölge adliye mahkemesince alacaklının süre tutum dilekçesi içeriği gözetilerek yalnızca kamu düzeniyle ilgili hususların incelenmesi ile yetinilmesi gerekirken, süresinden sonra sunulan gerekçeli istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenler esas alınarak; borçlu site yönünden İİK 169/a kapsamanında takibin durdurulması gerektiği, yine diğer
borçlu yönetici yönünden ise, tek başına site adına kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediği nedenle şahsen sorumlu olduğundan bahisle davanın reddi yönünde hüküm verilmesi doğru değildir. Zira bu hususlar kamu düzenine ilişkin olan ve bölge adliye mahkemesince re’sen dikkate alınacak nedenler kapsamında değildir.
O halde, bölge adliye mahkemesince, kamu düzeniyle sınırlı inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile … Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin 26/12/2019 tarih ve 2019/718 E. – 2019/2377 K. sayılı kararının, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.12.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.