Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2019/93 E. 2019/1784 K. 11.02.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/93
KARAR NO : 2019/1784
KARAR TARİHİ : 11.02.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında yapılan ilamlı icra takibinde; borçlunun, icra mahkemesine başvurarak, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile taşınmazdaki haczin kaldırılmasına karar verildiği, temyiz istemi üzerine kararın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2015 tarihli 2014/11831 Esas 2015/14211 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma ilamına uyularak mahkemece meskeniyete ilişkin şikayetin kabulü ile taşınmazdaki haczin kaldırılmasına karar verildiği, karara karşı alacaklı vekilinin temyiz isteminde bulunduğu görülmüştür.
İİK’nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra Mahkemesi’nce, borçlunun, sözü edilenlerle birlikte barınabileceği haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı hak sahiplerine ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.
Somut olayda, mahkemece bozma ilamına uyularak icra edilen keşif neticesinde tanzim edilen 08/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda borçlu ile aynı konutta barınan üç kişilik aile için haline münasip ev değerinin 138.000.00 TL, borçlunun kendi meskeninin değerinin ise 160.000.00 TL olduğu tespit edildiği, rapora itiraz sonucu hazırlanan 13/04/2018 tarihli ek raporda ise borçlunun bakmakla yükümlü olduğu kişilerin barındığı meskenin değerinin 160.000.00 TL, borçlunun asgari ihtiyaçlarına göre haline münasip ev değerinin 138.000.00 TL olduğu, alacaklı vekilinin rapora itirazı üzerine mahkemece 05/06/2018 tarihli celsede kurulan 1 nolu ara karar uyarınca yeniden keşif yapılarak borçlunun ekonomik ve sosyal
durumuna göre daha mütevazi semtlerde ve asgari koşullarda haline münasip evi ne kadara alabileceğinin tespiti istenildiği, 06/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda, keşif tarihi itibari ile borçlunun daha mütevazi semtlerde haline münasip 2+1 ev değerinin ve hacizli taşınmaz değerinin 140.000.00 TL olduğu tespit edilmişse de, mahkemece ara karara aykırı şekilde 06/08/2018 tarihli rapora göre belirlenen hacizli taşınmaz değeri ile haline münasip ev değeri dikkate alınarak şikayetin kabulüne karar verildiği, oysa bilirkişi raporunun ara karara aykırı olduğu, 08/12/2017 tarihli bilirkişi raporu ve 13/04/2018 tarihli ek raporda hacizli taşınmaz değerinin 160.000.00 TL olarak belirlendiği ve bu miktarın kesinleştiği bu durumda haline münasip taşınmaz değerinin 140.000.00 TL (06/08/2018 tarihli rapor) hacizli taşınmaz değerinin ise 160.000.00 TL (13/04/2018 tarihli ek rapor) olarak dikkate alınarak şikayetin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.