Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2019/8143 E. 2019/11192 K. 26.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/8143
KARAR NO : 2019/11192
KARAR TARİHİ : 26.06.2019

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre,
1)Tazminat isteminin reddine ilişkin kurulan hükümlere yönelik yapılan incelemede,
İcra takip dosyasından borçlu şirkete gönderilen ödeme emrinin 15.12.2009 tarihinde tebliğ edilmesi nedeniyle yapılan icra takibinin birinci haciz ihbarnamesine itiraz tarihinde kesinleşmediği anlaşılmakla, ihtiyati haciz kararına istinaden gönderilen birinci haciz ihbarnamesine 09.11.2009 tarihinde verilen cevabının gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı, gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu ile birlikte İİK’nın 89/4. maddesi uyarınca talep edilen tazminat isteminin haksız fiile dayalı bir tazminat olduğu, gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmaması durumunda, ortada bir haksız fiil bulunmadığından tazminat isteminin de reddi gerektiğinin anlaşılması karşısında, bu gerekçe ile tazminat talebinin reddi kararı verilmesi gerekirken, beyanın süresinde ve usulüne uygun yapılmadığı gerekçesiyle tazminat isteminin reddi kararı verilmiş ise de, sonuç itibariyle doğru olduğundan, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Tazminat isteminin reddi kararına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
2)Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna ilişkin kurulan hükümlere yönelik incelemede,
Sanıkların eyleminin 2004 sayılı İİK’nın 338/1. maddesi kapsamında olduğu ve zamanaşımının en son kesildiği 27.12.2010 tarihli sanık …’nun mahkeme huzurunda alınan savunması ile inceleme tarihi arasında zamanaşımını kesen herhangi bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması,
Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri ile tebliğnameye aykırı olarak hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı kanunun 322.maddesi uyarınca, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5271 Sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi