Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2019/7967 E. 2019/18253 K. 23.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/7967
KARAR NO : 2019/18253
KARAR TARİHİ : 23.12.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi alacaklı vekili, dosya borcunun kredi risk sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, 65.000,00-USD alacağın, 61.851,66-USD’lik kısmının yine vekili olduğu… Sigorta A.Ş. tarafından ödendiğini ve bu sebeple 6102 Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine dayanarak alacaklı …’ne yasal halef olduğunu,… Sigorta A.Ş.nin takibe alacaklı taraf olarak eklenmesine yönelik icra müdürlüğüne yapmış olduğu başvurunun gerekli damga vergisi ödenmesi halinde kabul edildiği, oysa ki kanundan kaynaklı halefiyet olması nedeniyle harçtan ve damga vergisinden istisna olduğunu ileri sürerek 10/09/2018 tarihli kararının iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince; şikayetin kabulü ile işlemin iptaline, temlik alan….’nin sözü edilen icra dosyasına alacaklı taraf olarak eklenmesine karar verildiği, … tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, takip alacaklısı tarafından sunulan sigorta belgeleri içinde takibe konu alacağın ve bonoların sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğuna dair bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, sunulan belgelerin tamamında kredi risk sigortasından bahsedildiği, oysa takip konusu alacağın bonolardan kaynaklandığı, bonoların illetten mücerret olduğu, taraflar arasındaki başkaca hukuki ilişkinin sigorta kapsamında olup olmadığının da dar yetkili icra mahkemesince tartışılamayacağı…Sigorta A.Ş.nin “yasal halef” olduğu kabul edilse dahi; (bu kabul çerçevesinde) sigorta sözleşmesi hükümleri uyarınca takip alacaklısına ödeme yapıldığından bahisle takip alacaklısının icra dairesine yaptığı temlike ilişkin beyanının damga vergisinden istisna olan “sigorta sözleşmesi” olmadığının da kabulünün gerektiği gerekçesine dayanılarak … Hazinesinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472. maddesinde; “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi
ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasa maddesinde sigorta şirketine, sigortalıya tazmin ettiği bedel kadar halef olacağı düzenlenmiş olup, bu bir kanuni halefiyettir. Yasa maddesinde borçlunun onayı gerekmeksizin sigortacının sadece ödemeyi ispat ederek açılmış dava veya takibe kaldığı yerden devam edeceği emredilmiştir.
Buna göre; somut olayda; şikayete konu işlemin muhatabı ve talebin kabul edilmesi halinde ödediği miktar kadar takibi devam ettirecek… Sigorta A.Ş. olup, şikayet yoluna başvuracak da bahsi geçen sigorta şirketidir. Takip alacaklısı olan şikayetçi……A.Ş.’nin her ne kadar hukuki yararı olabileceği düşünülse de sigorta şirketi adına şikayet yoluna başvuramayacağının kabulü gerekir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin aktif husumet yokluğu nedeni ile reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de sonuçta şikayet reddedildiğinden sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Şikayetçi alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 44,40 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 23/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.