Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2019/7791 E. 2019/11190 K. 26.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/7791
KARAR NO : 2019/11190
KARAR TARİHİ : 26.06.2019

MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre,
1) Tazminat talebine ilişkin kurulan hükme yönelik yapılan incelemede,
Tazminat talebinin reddi kararına yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2) Gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçuna ilişkin kurulan hükme yönelik incelemede,
Sanığın üzerine atılı 2004 sayılı İİK’nın 338/1. maddesine aykırılık suçunun kovuşturmasının şikayet şartına bağlı olduğu, İİK’nın Onaltıncı Bab’ında düzenlenen bir kısım suçlar bakımından şikayet hakkının doğması için bu suçların niteliği gereği icra takibinin kesinleşmesi gerektiği, icra takibi kesinleşmeden yapılacak şikayetin, henüz doğmamış bir hakkın kullanımı niteliğinde olacağı ve icra takibinin sonradan kesinleşmesinin de bu şikayeti süresinde ve usulüne uygun yapılmış bir şikayet konumuna getirmeyeceği cihetle;
CMK’nun 223/8. maddesinde soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması halinde “davanın düşmesine” karar verileceğinin öngörülmesi,
Somut uyuşmazlıkta; Ankara 4. İcra Müdürlüğünden gönderilen 24.10.2018 tarihli yazıya göre, şikayete konu icra takip dosyasında ihtiyati haciz nedeniyle haciz işlemlerinin uygulandığının bildirilmesi nedeniyle, henüz icra takibi kesinleşmeden şikayette bulunulduğu ve buna göre kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında açılan davanın “düşmesine” karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiyle, soruşturma ve kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceği anlaşıldığından, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan DAVANIN DÜŞMESİNE, 26/06/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.