YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/437
KARAR NO : 2019/1581
KARAR TARİHİ : 07.02.2019
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla başlatılan takibe borçlunun süresinde itiraz ettiği, alacaklı vekilinin de itirazın kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, takibe konulan söz konusu banka dekontunun İİK’nun 68. maddesinde sayılan belgelerden olduğu ve borçlu da borcu ödediğine ilişkin itirazını İİK madde 68/1’deki belgelerden biri ile ispat edemediğinden alacaklının davasının kabulü ile borçlunun borca itirazının kaldırılmasına karar verildiği, kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 21.06.2012 tarih ve 2012/2961 E-21969 K sayılı ilamı ile; “.. borçlu itirazında takip alacaklısı ile olan borç ilişkisini kabul etmeyip, takip dışı üçüncü kişiyle olan münasebetlerinden bahsetmektedir. Takibe dayanak belge İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığından alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerektiği ” gerekçesi ile kararın bozulduğu, mahkemece, Dairemizin bozma ilamına karşı “direnme” kararı ile birlikte “davanın kabulüne, borçlunun itirazının kaldırılmasına” karar verildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.11.2018 günlü 2017/12-280 Esas 2018/1751 Karar sayılı ilamı ile; ”mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, ilk kararda tartışılıp, değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Hâl böyle olunca; kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir” denilmek suretiyle dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin 21.06.2012 tarih ve 2012/2961 E.-21969 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, borçlu itirazında, takip alacaklısı ile olan borç ilişkisini kabul etmeyip, takip dışı üçüncü kişi ile olan münasebetlerinden bahsetmektedir. Dolayısıyla takibe dayanak belge İİK.nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olmadığından alacağın varlığı yargılamayı gerektirir.
Bu nedenle, mahkemece, bozma ilamına uygun olarak itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.