Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2019/3966 E. 2019/5918 K. 09.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2019/3966
KARAR NO : 2019/5918
KARAR TARİHİ : 09.04.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçiler tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 7. maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Şikayetçi ipotek verenler icra mahkemesine başvurusunda; tapunun 4 parsel K2-5 Blok 4 nolu BB, 123 Ada 5 Parsel, 210 Parsel 19 nolu BB, 23 Parsel 3 nolu bağımsız bölümünde kayıtlı taşınmazlarla ilişkin 15.09.2017 tarihli ihalenin feshini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddi ile şikayetçiler aleyhine para cezasına hükmedildiği, kararın şikayetçiler tarafından istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 28.11.2018 tarih ve 2018/904 E. – 2018/2647 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçiler tarafından temyiz edildiği görülmektedir.
İİK’nun 179/b maddesi hükmü gereğince, iflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere, hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur. Aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de, erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak, bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.
Somut olayda, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3 Esas sayılı dosyası ile borçlu … Gıda ve Mermer … Ltd. Şti. tarafından açılan iflasın ertelenmesi davası kapsamında, anılan mahkemece, 05/01/2016 tarihli tensip zaptında 16- a) Davacı şirketler hakkında İİK. 179/b-2 fıkrası gereğince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde, takibe konu mallara ilişkin muhafaza tedbirlerinin alınması ve satışının HMK 389 ve devam maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına, b) Davacı şirketler hakkında İİK 206/1 fıkrasındaki alacaklar ile yukarıdaki maddedeki rehinin paraya çevrilmesi yönündeki düzenleme hariç olmak üzere 6183 sayılı yasaya ilişkin icra takipleri de dahil olmak üzere tüm icra ve iflas yoluyla yapılan takiplerin HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince bulunduğu hal ile durdurulmasına, 17- Muhafaza altına alınmış davacı şirketlere ait taşıt, makine, bilgisayar, jeneratör gibi ticari faaliyetinde kullandığı ancak ticari faaliyetine konu
olmayan menkul malları üzerindeki muhafaza tedbirlerinin kaldırılarak şirket yetkililerine yedi emin olarak teslimine, diğer tedbir taleplerinin ise reddine,” karar verildiği, 19/01/2016 tarihli ara kararında tensip kararı gereğince verilen tedbir kararına ek olarak 1.,2.,3. ve 4. ara kararlarında;”1) Davacı şirketler hakkında, 04/01/2016 tarihinden sonra, İİK. 179/b-2 fıkrası gereğince rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde, takibe konu mallara ilişkin muhafaza tedbirlerinin alınmasının ve satışının HMK 389 ve devam maddeleri uyarınca tedbiren durdurulmasına, 2) Davacı şirketler hakkında İİK 206/1 fıkrasındaki alacaklar ile yukarıdaki maddedeki rehinin paraya çevrilmesi yönündeki düzenleme hariç olmak üzere 6183 sayılı yasaya ilişkin icra takipleri de dahil olmak üzere 04/01/2016 tarihinden sonra icra ve iflas yoluyla yapılan tüm takiplerin ve ihtiyati haciz uygulanmalarının HMK 389 ve devamı maddeleri gereğince bulunduğu hal ile durdurulmasına, 3) Davacı şirketler hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ve ihtiyati haciz uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, 4) Takiplerdeki mevcut hacizler baki kalmak üzere, varsa uygulanmış muhafaza işlemlerinin kaldırılmasına; yediemin sıfatıyla davacı şirket yetkililerine teslimine” karar verildiği, 05/05/2016 tarihli duruşma tutanağının 7. ve 8. Ara kararlarında;” 7- Mahkememizin 19/01/2016 tarihli ve 2016/3 Esas sayılı ara kararının 3 üncü maddesinin “Taşınır, taşınmaz veya ticarî işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılacak icra takipleri ile İİK’nın 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı alacaklar için başlatılacak icra takipleri hariç davacı şirketler hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ve ihtiyati haciz uygulanmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine; rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ya da yapılacak takiplerde, mevcut rehin ile karşılanamayacak işlemiş faizler teminatlandırılmak şartıyla, muhafaza tedbirlerinin alınmasının ve rehinli malın satışının tedbiren engellenmesine” şeklinde değiştirilmesine, 8-Tedbirlerin kaldırılması yönündeki diğer taleplerin reddine,” şeklinde tedbir kararına hükmedildiği görülmektedir
İİK’nun 179/b-2. maddesi gereğince , ipotekli taşınmazın satışı gerçekleştirilemez ve bu husus kamu düzeninden olup, mahkemece taraflarca ileri sürülmemiş olsa dahi re’sen nazara alınması gereklidir, kaldı ki şikayetçilerin yargılamanın her aşamasında bu hususu ileri sürdükleri görülmüştür. Ne var ki, burada çözümlenmesi gereken sorunun, hakkında tedbir kararı verilen borçlu şirketin değil, hakkında tedbir kararı bulunmayan diğer borçlular-ipotek verenlerin ihale konusu taşınmazın maliki olması halinde, İİK.nun 179/b-2 maddesi uyarınca satışın yapılıp yapılamayacağına ilişkin olması ve yine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış takiplerde rehinli malın satışının tedbiren engellenmesine ilişkin 05/01/2016 tarihli ara kararın 16)a nolu bendi ve 19/01/2016 tarihli ara kararın 1) bendlerinin kalkıp kalkmadığına ilişkindir. Asıl borçlu şirket ve şikayetçi ipotek verenler aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin 02.02.2016 tarihli olduğu, … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/3 E. sayılı dosyasında 05.05.2016 tarihli 7 nolu ara kararı ile, 19.01.2016 tarihli tedbir kararının 3 nolu ara kararı yönünden ek şartlar getirilmiş ise de; 19.01.2016 tarihli 1 nolu ara kararın kaldırıldığına ilişkin bir hüküm bulunmadığı başka bir ifade ile 1 nolu ara kararın halen ayakta olduğu anlaşılmakla borçlu şirket yönünden satış mümkün olmadığından bu durumda zorunlu takip arkadaşı olan ipotek verenler yönünden de ipotek verenlerin maliki olduğu taşınmazların satışı mümkün değildir.
İİK’nun 149. maddesinde; “İcra müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmüne yer verilmiştir. Yine İİK.nun 150/ı maddesinde; “Borçlu cari hesap veya kısa orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayrinakdi bir krediyi kullandıran tarafın ibraz ettiği ipotek akit tablosu, kayıtsız ve şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva etmese dahi, krediyi kullandıran taraf …” başvurusu üzerine ve anılan maddede yazılı koşulların oluşması halinde, icra müdürünün aynı Kanun’un 149. maddesi uyarınca işlem yapacağı belirtilmiştir.
İİK’nun 149. maddesi içeriğinden, asıl borçlu ile ipotek veren arasında zorunlu takip arkadaşlığının bulunması nedeniyle haklarında birlikte takip yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Şu halde, asıl borçlu hakkında iflasın ertelenmesi davası kapsamında verilen tedbir kararının, hem söz konusu kararın niteliği gereği, hem de zorunlu takip arkadaşlığı nedeniyle ipotekli taşınmaz malikleri yönünden sonuç doğurmayacağının kabulü mümkün değildir.
Temyize konu dosyada, asıl borçlunun … Gıda ve Mermer ….Ltd.Şti olduğu, dava konusu ipotekli taşınmazların maliklerinin ise şikayetçi …, … ve … olduğu anlaşılmaktadır. İpotekli taşınmazın malikleri hakkında verilmiş iflas erteleme veya ihtiyati tedbir kararı bulunmasa da, takip, asıl borçlu şirketin borçlarından dolayı ve söz konusu şirket lehine verilen ipoteğe dayalı olarak başlatılmıştır. Bu durumda, iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir ve daha sonra verilen iflasın ertelenmesi kararları kapsamında İİK’nun 179/b maddesi gereğince, ipotek konusu taşınmazların satışı gerçekleştirilemeyeceğinden, mahkemece, tapunun 4 parsel K2 Blok 4 nolu BB, 123 Ada 5 Parsel, 210 Parsel 19 nolu BB , 23 Parsel 3 nolu bağımsız bölümünde kayıtlı taşınmazlarla ilişkin 15.09.2017 tarihli ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, Bölge adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, … Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 28.11.2018 tarih ve 2018/904 E. – 2018/2647 K. sayılı istinaf talebinin esastan reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA ve … 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 08.02.2018 tarih ve 2017/295 E.- 2018/73 K. sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 09/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.