Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/9138 E. 2019/1023 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9138
KARAR NO : 2019/1023
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

……

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 19/02/2018 tarih, 2018/657 Esas – 2018/1557 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu şirket vekilinin, müvekkili şirketin yabancı uyruklu olduğu, adresinin yurt dışında olup, kendilerine yapılmış tebligat olmadan, 3. kişilerden olan alacaklarına haciz konulduğu ileri sürülerek, borca itirazları ile duran takipte gönderilen haciz ihbarnamesinin fekkine karar verilmesine dair şikayeti ile birlikte alacaklı tarafından yapılan icra müdürlüğünce verilen takibin durdurulması kararına ilişkin şikayetin, birleştirilerek görülen yargılaması sonucunda mahkemece, borçlunun şikayetinin reddine, alacaklının şikayetinin ise kabulüne karar verilerek icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin kararının kaldırıldığı görülmektedir.
Somut olayda, faturaya dayalı olarak başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlu adına olan ödeme emri tebligatı, ……..resine 31.08.2015 tarihinde yapılmış; ancak söz konusu tebligat,……..tarafından 03.09.2015 tarihinde icra dosyasına, borçlunun kanuni temsilcisi olmadıkları beyan edilerek iade edilmiş ve aynı zamanda borca da itiraz edilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut, alacaklının sunmuş olduğu ……… tarafından hazırlanan 01/12/2015 tarihli belgede, borçlu şirketin adresinin yurt dışında olduğu, yüklenici temsilcisinin ise ………olduğu belirtilerek, adreslerine yer verilmiştir. Yine, Dairemizin 13/11/2017 tarihli, 2016/22818 E.- 2017/14047 K. sayılı kararı üzerine …….emin edilen belgelerde……, asıl borçlu şirketin…….. ihaleleri ile ilgili olarak yetkili kılındığı, bunun dışında ticari mümessili olarak herhangi bir yetkisinin olmadığı gibi kanuni temsilcisi olarak tebligat alma yetkisinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, takip dosyasında borçlu …….şirketine ödeme emri tebligatı çıkartılmamış olup, tebligat yapılmadan ve takip kesinleştirilmeden alacaklının haciz talebinin kabulü ile borçlunun hak edişlerinin haczi için haciz ihbarnamesi çıkartılması usulsüzdür. Kaldı ki, …….Şirketi, asıl borçlunun tebligatları almaya yetkili temsilcisi olsaydı dahi, süresinde (02/10/2015 tarihinde) borca itiraz etmiş olduğundan takip duracağı için, yine borçlu aleyhine haciz uygulanması usulsüz olacaktır.

O halde mahkemece, asıl davada borçlunun şikayetinin kabulüne, birleşen davada ise alacaklının şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 19/02/2018 tarih, 2018/657 Esas – 2018/1557 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

……….