Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/9102 E. 2018/12604 K. 03.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/9102
KARAR NO : 2018/12604
KARAR TARİHİ : 03.12.2018

MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 18/12/2017 tarihli ve 2015/15581 Esas – 2017/16990 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1-Borçlunun karar düzeltme talebinin incelenmesinde;
Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında istek yerinde görülmediği gibi, HUMK’nin 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından karar düzeltme isteminin İİK’nin 366. ve HUMK’nin 442. maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-Alacaklı TMSF’nin karar düzeltme talebine gelince;
İİK’nin 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; taşınmaz değerinin 1.200.000,00 TL olduğu, borçlunun ihtiyacını karşılayabilecek benzer nitelikte daireyi, aynı veya benzer yerlerde 250.000,00 – 300.000,00 TL nin altında alamayacağı bildirilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun İstanbul ilinin daha mütevazi semtlerinde daha küçük, haline münasip edinebileceği meskenin değerinin belirlenmemesi ve alabileceği ev bedelinin belirsiz olarak tespiti doğru görülmemiştir. Mahkemece yapılacak iş; yukarıda belirtilen ilkelere uygun olarak borçlunun İstanbul ilinin daha mütevazi semtinde haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden alınacak ek raporla tespit ettirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu ilkelere uygun olmayan rapora dayalı hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle bozulması yerine onandığı anlaşılmakla, alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile 8. Hukuk Dairesi’nin 18.12.2017 tarih ve 2015/15581 Esas, 2017/16990 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 03/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.