Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/8680 E. 2019/11384 K. 27.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8680
KARAR NO : 2019/11384
KARAR TARİHİ : 27.06.2019

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından, borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, talep edilen işlemiş faiz miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek faiz miktarının düzeltilmesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince, istemin kabulü ile faiz miktarının düzeltilmesine karar verildiği; alacaklının istinaf talebi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi tarafından talebin aşılarak hüküm kurulduğu tespit edilmiş ise de bu hususun istinaf sebebi yapılmadığı gerekçesi ile HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği görülmektedir.
Yargılamaya hakim olan ilkelerden sayılan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”Taleple Bağlılık İlkesi” başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ”Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; borçlu vekilinin mahkemeye başvuru dilekçesinde, takipte talep edilen işlemiş faiz miktarının fahiş olduğu, 17.959,13 USD olması gerektiği yönünde şikayette bulunduğu, mahkemece, “taleple bağlılık ilkesi” dikkate alınmaksızın, talebi aşar şekilde işlemiş faiz miktarının “10.348,59 USD” olarak düzeltilmesine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bu husus istinaf talebine konu edilmediğinden bahisle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
O halde ilk derece mahkemesince, borçlunun şikayet dilekçesinde 17.959,13 USD işlemiş faiz borcu bulunduğu yönündeki kabulü ve taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, bu ilke ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, her ne kadar alacaklı yanca verilen istinaf dilekçesinde talebin aşılarak karar verildiği yönünde bir ibare bulunmadığı görülmüş ise de; alacaklının istinaf başvurusunda talep edilebilecek faiz miktarının daha fazla olması gerektiğini açıkça belirttiği göz önüne alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kısmen kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 18/01/2018 tarihli, 2017/1912 E. – 2018/113 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 21/05/2017 tarihli, 2015/400 E. – 2017/746 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 27/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.