Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/8147 E. 2018/13990 K. 20.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8147
KARAR NO : 2018/13990
KARAR TARİHİ : 20.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, örnek 7 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede icra dairesine verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiği, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle istemin reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Dairemizin 22.6.2016 tarih ve 2016/3390 Esas-2016/7489 Karar sayılı ilamı ile itirazın asıl alacak yönünden kesin kaldırılması gerektiği ve takip tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğinden bahisle bozma kararı verildiği, mahkemece bozma kararına uyularak itirazın kesin olarak kaldırılmasına ve takip konusu asıl alacağın %20 ‘si tutarında tazminata hükmedildiği görülmektedir.
Somut olayda; takibe dayanak olan 23/10/2014 tarihli “mutakabat mektubu” başlıklı belgede 30/09/2014 tarihinde takip alacaklısı …’ın 1.143,028,34 TL alacaklı olduğu borçlu tarafından kabul edilmekle belgenin kayıtsız şartsız belirli bir para borcunu içerdiği anlaşıldığından borçlunun itirazının mahkemece kaldırılmasına karar verilmesi yerinde olmakla birlikte; bozma kararında belirtildiği üzere, itirazın asıl alacak yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin itirazın işlemiş faiz dahil olmak üzere tamamen kaldırılması isabetsiz olduğu gibi, bozma kararına uyulmasına rağmen söz konusu mutabakat belgesinin vade tarihi içermediği ve takipten önce borçlunun temerrüde düşürüldüğüne ilişkin İİK’nun 68. maddesinde belirtilen nitelikte herhangi bir belge de ibraz edilmediği nazara alınmaksızın, dolayısıyla ancak takip tarihinden itibaren faiz istenebileceği gözetilmeksizin hüküm tesisi yerinde görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
Öte yandan; borçlu aleyhine asıl alacak yerine, takipte talep edilen toplam alacak üzerinden %20 oranında tazminata hükmedilmesi de isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.