Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/8076 E. 2018/13776 K. 19.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/8076
KARAR NO : 2018/13776
KARAR TARİHİ : 19.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takibin kesinleştiği, borçlunun zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek takibin iptali, takibin iptalinin mümkün olmaması halinde icranın geri bırakılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, dosyanın infaz edilmesi ve davanın konusuz kalması nedeniyle istemin reddine karar verildiği, Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda borçlunun icra mahkemesine başvurusu takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, yasal dayanağı İİK’nun 71. maddesi olduğu, açıkça şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinin şikayeti konusuz bırakmayacağı, kaldı ki icra takibine konu borcun şikayetçi borçlu tarafından değil, icra kefilince ödendiği ve icra kefili …’ın, İİK’nun 106-110. maddeleri uyarınca süresinde satış istenilmediği gerekçesi ile haczin kaldırılması istemiyle ilgili olarak … 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25.03.2015 tarih ve 2015/360 E.-2015/268 K. sayılı ilamı ile verilen karar, borçlunun zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin incelenmesine engel olmayacağı, bu nedenle mahkemece, borçlunun zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması isteminin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulduğu ve mahkemece bozma ilamına uyularak icra takip dosyasında son işlem tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaaşımın dolmadığı gerekçesi ile itirazın reddine karar verildiği, hükmün borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin zamanaşımı itirazı olup, yasal dayanağı İİK’nun 71. maddesidir.
6762 sayılı TTK’nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 6273 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır.
İlke olarak herhangi bir kanun veya düzenleyici kural hukuksal sonuçlarını yürürlüğe girdiği tarihten sonrası için doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da, yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilememeleri, yani geçmişe etkili olmamalarıdır. Yasaları uygulama durumunda bulunanlar, başta mahkemeler olmak üzere, onları geriye yürür sonuçlar doğuracak şekilde yorumlamamakla yükümlüdürler. Hukuk güvenliği bunu gerektirir. Kanun koyucu bu kaidenin aksine düzenleme yapabilir. Yargıtay Hukuk Genel
Kurulu’nun 09.03.1988 tarih ve 1987/2-860 E., 1988/232 K.; 13.10.2004 gün ve 2004/10-528 E., 2004/533 K.; 06.04.2005 tarih ve 2005/10-183 E., 2005/241 K. sayılı kararları da aynı yöndedir. Öte yandan devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” (I’etfet immediat de la loi novelle) niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Tamamlanmış hukuki durumların yeni yasa veya düzenleyici kuraldan etkilenmemesi, kazanılmış hakların saklı tutulması gereğinden kaynaklanan bir sonuçtur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesi hükmüne göre, Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Kazanılmış hak kavramı, her ne kadar açık bir biçimde Anayasa’da düzenlenmemiş ise de; bunun hukuk devleti kavramının temel taşlarından biri olduğu ve Anayasa’nın bünyesinde mündemiç bulunduğu Türk Kamu Hukuku’nda, öğretide ve yargısal kararlarda benimsenmektedir.
6763 sayılı Türk Ticaret Kanununun Mer’iyet Ve Tatbik Şekli Hakkında Kanun’un 2. maddesinde Türk Ticaret Kanununun mer’iyetinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı sürelerinin eski kanun hükmüne tabi olacakları düzenlenmiştir. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 6/1.maddesinde “Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tâbidir.” düzenlemeleri yer almaktadır. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, Türk Ticaret Kanunu’nda zamanaşımı sürelerinin başladığı tarihe göre belirlenmesi gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır.
Bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle 6762 sayılı TTK.’nun 726. maddesini değiştiren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zamanaşımı süresi 6 ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise 3 yıldır.
TTK.nun 796/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yer ile ödeme yerinin (muhatap bankanın bulunduğu yerin) aynı olması halinde ibraz süresi 10 gündür.
Somut olayda takibe konu 29.02.2009 keşide tarihli çekin keşide yeri ve muhatap banka … olduğundan 10 günlük ibraz süresine tabi olup ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, çek 6 aylık zamanaşımı süresine tabidir.
O halde; mahkemece, takip konusu çekte zamanaşımı süresinin 6 ay olduğu nazara alınarak itiraza konu icra takip dosyasında takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 6 aylık zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediğininin tespiti ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu kabul edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.