Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/794 E. 2018/13333 K. 12.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/794
KARAR NO : 2018/13333
KARAR TARİHİ : 12.12.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı banka tarafından ipotekli taşınmaz maliki – borçlu … aleyhine; asıl borçlu dava dışı …’un tüketici kredisi sözleşmesi, hesap katı ihtarı ile limit ipoteğine dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı, borçlu tarafından, ipoteğin asıl borçlunun alacaklı bankadan aldığı krediden kaynaklandığı ve anılan takip borcunu kapsamadığı ileri sürülerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece takip dayanağının tüketici kredisi olması nedeniyle İİK’nun 68/b ve 150/ı maddelerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline ve koşulları oluşmadığından davacının tazminat talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a 4822 sayılı Yasanın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; “tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir” şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, aynı Yasaya 21.02.2007 tarihli 5582 sayılı Yasanın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; “Konut Finansmanı Sözleşmeleri” de bu yasa kapsamında değerlendirilerek, konut finansmanı sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri, borcun muaccel kılınabilmesinin ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir. Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüte düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir.
İİK’nun 149. maddesi; “icra müdürü ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiği ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa borçluya ve taşınmaz üçüncü bir şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmişse ayrıca bunlara birer icra emri gönderir” hükmünü düzenlemektedir. Tüketici Kredisi Sözleşmesi kapsamında alınan limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe geçilip, borçluya İİK’nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, borçlu icra mahkemesine başvurarak takibin iptalini istemiştir.
Somut olayda, takibe konu ipotek, tüketici kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu’na tabi olmakla kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamaz. Ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabilir. Borçluya İİK’nun 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebilir.
Bu durumda mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Zonguldak İcra Hukuk Mahkemesi’nin 12.03.2015 tarih ve 2015/2 E.-2015/77 K. sayılı kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yer alan; “takibin davacı borçlu … yönünden iptaline” sözcüğünün karar metninden çıkarılarak yerine; “icra emrinin davacı borçlu … yönünden iptaline” sözcüğünün yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.