Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/6826 E. 2019/7565 K. 02.05.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6826
KARAR NO : 2019/7565
KARAR TARİHİ : 02.05.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
1- Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Karar borçluya 01/03/2016 tarihinde tefhim edildiği halde temyiz dilekçesi belirli süre geçirildikten sonra, 27/6/2016 tarihinde verilip kaydettirilmiştir. Süre aşımı bakımından temyiz dilekçesinin (REDDİNE),
2- Alacaklının temyiz itirazlarına gelince;
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı takipte, borçlu İcra Mahkemesi’ne başvurusunda; dayanak ilamda yer alan, kıdem tazminatı ve fazla çalışma alacağına uygulanan faizin hatalı ve fahiş oranla hesaplandığını, bu faiz oranına da itiraz ettiklerini belirterek davanın kabulünü talep etmiş, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Somut olayda mahkemece takibe konu edilen kıdem tazminatı ve fazla mesai alacaklarının faiz hesaplamalarına ilişkin olarak iki ayrı bilirkişi raporu alınmakla; gerekçede 27/11/2015 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamaların esas alındığı belirtilmiş ise de hüküm kısmında 22/2/2016 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre ortaya çıkan rakamlar esas alınmak suretiyle hüküm kurulduğu görülmektedir. Bu durumda, HMK’nun 297 ve 298. maddelerine uygun olarak açık, net, anlaşılır ve infazda tereddüt oluşturmayacak nitelikte bir hükmün varlığından söz edilemez.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan usul ve yasa hükümleri gereğince şüphe, tereddüt ve özellikle çelişki oluşturacak şekilde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.