Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/6172 E. 2019/5627 K. 04.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/6172
KARAR NO : 2019/5627
KARAR TARİHİ : 04.04.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, borçlu icra mahkemesine başvurusunda 04.09.2014 tarihli icra emrinde yasal faiz istenen alacaklar için takibe dayanak ilamın bozulması üzerine mahkemece bozmaya uyularak verilen ilam üzerine 06.05.2016 tarihli icra emrinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz olarak %15 mevduat faizi talep edildiğini, talep edilen faiz türünün sonradan değiştirilemeyeceğini ve kaldı ki %15 inde fazla olduğunu belirterek gerek takibe kadar işleyen gerekse işletilecek faiz oranına itiraz ederek takip talebine uygun olmayan ikinci takip talebi ile icra emrinin iptalini talep ettiği,mahkemece İcra emrindeki işlemiş faiz kaleminin iptaline, mevduat faizi işleyecek alacak kalemleri yönünden faiz başlangıç tarihinin 04/09/2014 olarak kabulü ile faiz hesabının yeniden yapılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takip dayanağı ilamın hüküm fıkrasında “kıdem tazminatı fazla mesai ücreti ve ücret alacağının mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile yıllık izin ücreti alacağının ise yasal faiz ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,” karar verildiği, kararın temyizi üzerine kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/32913 Esas, 2014/28254 Karar Sayılı ilamı ile faiz hususuna hiç değinilmeden kısmen bozulduğu, bozma ilamı üzerine mahkemece bozmaya uyularak karar verildiği dolayısıyla mahkemenin hüküm fıkrasındaki faize ilişkin hükmün değişmediği görülmektedir.
Somut olayda; 04.09.2014 tarihinde başlatılan ilamlı icra takibinde, alacaklı tarafından hiç bir ayrım yapılmadan tüm alacak kalemlerine takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranından az olmamak üzere yasal faiz istendiği borçlu tarafından işlemiş faize ve takipten sonra işleyecek faize bir itirazın olmadığı, alacaklının yasal faiz talebi ile kendisini bağladığı ve icra emrinin bu şekilde kesinleştiği, ilamın temyizi üzerine kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/32913 Esas, 2014/28254 Karar Sayılı ilamı ile faiz hususuna hiç değinilmeden kısmen bozulduğu, bozma ilamı üzerine mahkemece bozmaya uyularak karar verildiği dolayısıyla mahkemenin hüküm fıkrasındaki faize ilişkin hükmün değişmediği alacaklının talebi ile bu yeni ilama uygun ikinci icra emrinin 06.05.2016 tarihinde düzenlendiği, ve bu kez alacaklı tarafından kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve ücret alacakları için %15 oranında bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi talep edildiği anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece yukarıda anlatılan ilkelere uygun olarak, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti ve ücret alacakları yönünden alacaklının takip talebindeki talebi ile bağlı kalınarak, yasal faizi aşmayacak şekilde, bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının talep edilebileceği dikkate alınarak icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile işlemiş faizin tümden iptaline karar verilmesi ve takip dayanağı ilama aykırı olacak şekilde faiz başlangıç tarihinin 04.09.2014 olarak belirlenmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.