Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/5217 E. 2019/668 K. 22.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5217
KARAR NO : 2019/668
KARAR TARİHİ : 22.01.2019

………
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu belediye hakkında genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, alacaklının icra mahkemesine başvurusunda; borçlu belediyenin 3. kişilerdeki alacaklarına haciz konulması taleplerinin icra müdürlüğünce reddedildiğini ileri sürerek bu kararın iptalini talep ettiği, mahkemece icra müdürlüğü kararının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
……….. sayılı, Resmi Gazete’nin 26.06.2015 tarih ve 29398 sayısında yayımlanan kararı ile; 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesine, 10.09.2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanun’un 121. maddesiyle eklenen fıkranın birinci cümlesinin “..ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanır” ibaresi ile ikinci cümlesinin “…veya kamu hizmetlerini aksatacak..” ibaresinin ve ayrıca 6552 sayılı Kanun’un 123. maddesiyle eklenen geçici 8. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Bu durumda, anılan yasa maddesi, artık şikayete konu takip dosyasındaki haciz işlemlerine uygulanamaz. Öte yandan 5393 sayılı Yasa’nın 15/son maddesindeki, haciz işleminin sadece gösterilen mal üzerine uygulanacağına dair kısmının Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş olması nedeniyle, aynı maddede yer alan; “Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez” hükmü gözetilmek suretiyle belediye mallarının haczi mümkündür.
Ayrıca, İcra ve İflas Kanunu’nun 79/1. maddesi gereğince, icra dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. Yine aynı Kanun’un 85/1. maddesi gereğince, icra müdürlüğünce, borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana para, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı, haczedilecektir (HGK’nun 10/06/2009 tarih, 12-213/244 sayılı kararı).
Buna göre; kural olarak, icra müdürünün haciz talebini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir. Ancak kural bu olmakla birlikte, İİK’nun 82. maddesine 02/07/2012 tarih ve 6352 Sayılı Kanun’un 16. maddesi ile eklenen son fıkrada yer alan “İcra memuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığını değerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine karar verir.” düzenlemesi karşısında, icra memurunun, haczi talep edilen malın bu madde uyarınca haczinin kabil olup olmadığını değerlendirerek, bu doğrultuda haciz talebini yerine getirip getirmeme konusunda takdir yetkisi bulunduğunun kabulü gerekir.
./..

-2-

Somut olayda; 16/12/2015 tarihinde borçlu belediye tarafından 8 adet taşınmazın mal beyanı olarak bildirdiği, bilahare alacaklı vekili tarafından, borçlu belediyenin 3. kişi……… nezdindeki hak ve alacaklarının haczi için İİK’nun 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilmesinin talep edildiği, icra müdürlüğünce, 23/12/2015 tarihinde, borçlu belediyenin bildirdiği taşınmazların kıymet takdirinin yapılması, borcu karşılamayacağının anlaşılması halinde talebin değerlendirilmesine karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince, alacaklının, borçlu belediyenin mal beyanında bildirdiği mallar dışındaki hak ve alacaklarının da haczini isteyebileceği ve icra müdürlüğünün de haczi koymaktan kaçınamayacağı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün 23/12/2015 tarihli kararının iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.

……….