YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/5181
KARAR NO : 2019/622
KARAR TARİHİ : 21.01.2019
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında ilamlı takip yapıldığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; dosya borcunun nakit olarak 08/04/2014 tarihi itibariyle 91.646,00-TL. olarak ödendiğini, faiz hesaplamasının mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarının bankalardan sorularak yapılması gerektiğini, faiz hesabını kabul etmediklerini ileri sürerek, fiilen uygulanan faiz oranlarının … Bankası, … ve … Bankasından sorularak ödeme tarihi olan 08/04/2014 itibariyle dosya borcunun hesaplanmasını talep ettiği, mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda şikayet talebinin kabulü ile, … 3. İcra Müdürlüğü’nün 2013/735 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, icra müdürlüğünce düzenlenen kapak hesabındaki hesaplanan toplam 77.911,81-TL alacağın 14.215,38 TL’lik kısmının iptali ile takibin 63.695,98 TL’lik toplam alacak üzerinden devamına karar verildiği görülmektedir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
İcra memuru işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayete konu işlemin öğrenildiği günden itibaren kural olarak 7 günlük süreye tâbidir. Bu kuralın iki önemli istisnası vardır:
1-İİK’nun 16/2. maddesi gereğince bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet yoluna başvurulabilir. Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır.
2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir.
Somut olayda, şikayetin konusu, ilama aykırılık ile ilgili olup bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan, İİK’nun 16/2. maddesi uyarınca şikayet süreye tâbi değildir.
Diğer taraftan gerek süreli, gerek süresiz şikayet, ancak icra takibi sonuçlanıncaya kadar, yani ilâm infaz oluncaya kadar mümkündür. Takip sonuçlandıktan sonra, o takibe ilişkin bir işleme karşı süresiz şikayet yoluna başvurulamaz.
İcra takip dosyasının incelenmesinde; dosya borcunun 08/04/2014 tarihi itibariyle tamamiyle ödendiği ve takip sonuçlandıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra 13/07/2015 tarihinde (faizin fazla hesaplandığı gerekçesiyle) şikayet yoluna başvurulduğu görülmüştür.
O halde, mahkemece, takip sonuçlandıktan sonra, o takibe ilişkin bir işleme karşı şikayet yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.