Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/517 E. 2018/11603 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/517
KARAR NO : 2018/11603
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlu vekili, haciz ihbarnamelerinde dosya borcunu aşan bir tutarın yazılı olduğunu, bankalara gönderilen haciz ihbarnamelerinin 4 nolu maddesinde, bankadaki hak ve alacakların ihtiyati haczine karar verildiğinin yazılı olduğunu haciz tatbik edilmek istenen banka hesaplarının kamuya tahsis edilmiş veya fiilen kamu hizmetinde kullanılan hesaplar olduğunu belirterek, 5393 sayılı Yasa’nın 15. maddesine aykırı, 29/07/2015 tarihli müdürlük işleminin ve buna göre çıkartılan haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçlunun tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin dar yorumlanması gerekir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesinde açıkça haczedilmezlik için vergi, resim, harç geliri olma ya da “fiilen kamu hizmetinde kullanılma” koşullarının kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir paranın haczedilmezliği ancak fiili durumun tespiti ile belirlenmelidir. Bu konuda ispat yükü borçluya düşmektedir. Bir diğer anlatımla, haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını borçlu Belediye ispatlamalıdır. Bu nedenledir ki hacizli banka hesabındaki paralara ilişkin olarak kamuya tahsis kararı bulunmasının sonuca etkisi yoktur.
Buna göre, borçlu Belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasız olup, bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için ise, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir.
Haciz konulan borçlu Belediyenin banka hesaplarında vergi, resim ve harç gelirleri olduğu gibi haczi kabil paraların da bulunduğu durumlarda, haczedilen hesap havuz hesabı niteliğindedir. Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi, yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkan yoktur. Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu
Belediye iddiasını ispat imkanını kendisi kaldırmış bulunmaktadır. Bir başka deyişle borçlu Belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını farklı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının iyi niyetle de bağdaşmayacağı tartışmasızdır. Böyle bir davranış AİHM’nin AİHS’nin 6 § 1. ve Ek 1 no’lu Protokol’ün 1. maddelerinin ihlali sonucunu doğuracağı gibi, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunmakla, hukukça korunamayacağı muhakkaktır. Böyle bir durumda borçlu belediyenin, hesaplardaki paraların haczedilmezliğini ispatlayamadığının kabulü gerekir.
Öte yandan borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir.
Dava ilamlı takipte haczedilmezlik şikayeti olup; mahkemece şikayetin reddine ilişkin verilen karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 9/3/2017 tarih ve … esas … karar sayılı ilamı ile davacıya ait olan banka hesaplarının mahiyet ve kaynağının bilirkişi marifetiyle belirlenerek, haczi kabil olup olmadığının saptandıktan sonra sonuca gidilmesi yönünde bozma kararı verilmiştir. Mahkemece; bozma ilamına uyularak karar doğrultusunda bilirkişi raporu alınmak suretiyle haciz konusu banka hesaplarının niteliğinin saptanmasına rağmen bozma kararı dışına çıkılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeye göre; davacı ya ait olan, şikayete konu hesaplardan … T.A.Ş’ın … nolu hesabın, haczi kabil olduğu, yine …’ın … şubesi …nolu hesabının karma hesap olması karşısında, yerleşik dairemiz uygulamasına göre her iki hesabın haczinin kabil olmasına rağmen uyulan bozma ilamına aykırı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.