Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/4938 E. 2019/228 K. 15.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4938
KARAR NO : 2019/228
KARAR TARİHİ : 15.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takipte, borçlu belediye vekilinin, icra mahkemesine başvurusunda; 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen ve 6487 sayı Kanun’un 21.maddesi ile değiştirilen Geçici 6. maddesine göre haciz yasağı olduğu ve Belediye Kanunun 15/son mad. gereğince 10 gün içinde borca yetecek mal beyan edilmesinin istenmesi gerektiği, davet edilmeden haciz işleminin uygulandığı, belediyeye ait haciz konulan banka hesaplarının kamu yararına tahsisli olması nedeniyle haczedilemeyeceği iddiası ile 05.08.2015 tarihli … Bankası … Şubesi’ndeki hesabındaki ve icra dosyasından belediye aleyhine uygulanan tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği, mahkeme kararının borçlu vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesinde; “Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.
Asıl olan, alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal bir düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir. Buna göre, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, maddede açıkça haczedilmezlik için “fiilen kamu hizmetinde kullanılma” koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliği ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenmelidir.
Buna göre borçlu belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiği tartışmasız olup, bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için ise, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerekir.
Niteliği gereği fiilen kamu hizmetine tahsisli taşınmazların haczi mümkün değildir. Kamuya tahsis kararı, haczedilmezlik şikayetinde gözönüne alınacak bir husus olmadığından, mahkemece yapılacak iş haczedilen taşınmazın fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığını tespiti için keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Somut olayda, banka hesapları yönünden meclis kararı başlığı altında kamuya tahsis edilen hesap numaralarını gösterir belge ile yetinilerek dosyanın bilirkişiye tevdii doğru olmayıp her hesaba ilişkin ayrıntılı hesap dökümü getirtilmek suretiyle hesaptaki paraların niteliği hususunda denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Yine dosya arasında bulunan raporda her ne kadar ekstrelerin bilirkişi tarafından istendiği yazılı ise de bunun yargılamanın usulüne uygun olmayıp mahkemece getirtilmesi gerektiği gibi, ekstrelerin rapor ekinde yer almadığı görülmüştür.
Öte yandan haczedilen taşınmaz hakkında değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm tesisi de isabetsizdir.
O halde, yukarıda açıklanan ilke ve kurallar gözetilerek, mahkemece şikayete konu banka hesapları üzerinde Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, haczedilen paraların niteliklerinin belirlenmesi, hesapların havuz hesabı olduğunun saptanması halinde banka hesapları yönünden haczedilmezlik şikayetinin reddi, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemeyeceğinin gözetilmesi; şikayete konu haczedilen taşınmaz yönünden de keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.