Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/4613 E. 2018/11588 K. 15.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/4613
KARAR NO : 2018/11588
KARAR TARİHİ : 15.11.2018

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçlular vekiline 06.01.2015 tarihinde tebliğ edilen, dosyanın Yargıtaya sevki için gerekli masrafların 7 gün içinde dosyaya sunulması ihtarlı tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre usulsüz olduğu anlaşılmakla, temyiz talebinin reddine ilişkin … 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 26.01.2015 tarihli ek kararının kaldırılarak, asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Borçlular aleyhine … 33. İcra Müdürlüğünün 2009/25937 E. sayılı dosyasında … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamına dayalı olarak başlatılan takibe karşı, dayanak ilamda belirtilen istirdat alacağı … 1. İcra Müdürlüğünün 2007/3886 E. sayılı icra takip dosyasına iade edildiğinden takibin mükerrer olduğunu, takibe dayanak ilamda istirdat alacağı için faize hükmedilmediğinden icra takibinde talep edilen faizin ilama aykırı olduğunu, icra takibinde talep edilen 536 TL aidat alacağının … 8. İcra Müdürlüğünün 2004/943 E. sayılı dosyasında ödendiğinden takibin mükerrer olduğunu, takipte davalı lehine hükmedilen ilam vekalet ücretinin asıl alacaktan tenzil edildiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.
Somut olayda, takibe dayanak … 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin ilamında istirdat alacağı için faize hükmedilmediği görülmektedir.
İlamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebilir (HGK’nun 05.04.2000 tarih, 2000/12-739 Esas., 2000/746 Karar). Kural olarak, ilama dayanarak ilamlı icra takibi yapılabilmesi için hükmün kesinleşmiş olması şart değildir. Yine 1086 sayılı HUMK’nin 443/1. (HMK. m. 367/1) maddesi gereğince kural olarak temyiz edilmiş olması da ilamın icrasını durdurmaz. Ancak, bazı istisnai durumlarda ilam kesinleşmedikçe icraya konulamaz. Bu istisnaların bir bölümü HUMK’nin 443/2. maddesinde belirtildiği gibi bir bölümü de özel yasalarında gösterilmiştir. Bu istisnai hükümlerden birisi de 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 72. maddesinin 4 ve 5. fıkralarında düzenlenmiştir. Buna göre, menfi tespit konulu ilamın anılan maddeler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesi olanaklı değildir. Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranmalıdır. Bu durumda istirdat alacağı için takibe dayanak ilamın kesinleşmesinden itibaren faiz istenebileceğinden, mahkemece takibe dayanak ilamda 06/10/2002 tarihinden itibaren yasal faize hükmedildiği gerekçesiyle şikayetin reddi isabetsizdir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Borçluların dayanak ilamda belirtilen istirdat alacağı … 1. İcra Müdürlüğünün 2007/3886 E. sayılı icra takip dosyasına iade edildiğinden takibin mükerrer olduğu, icra takibinde talep edilen 536 TL aidat alacağının … 8. İcra Müdürlüğünün 2004/943 E. sayılı dosyasında ödendiğinden takibin mükerrer olduğu, takipte davalı lehine hükmedilen ilam vekalet ücretinin asıl alacaktan tenzil edildiği şikayetleri hakkında mahkemece olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
O halde mahkemece şikayet dilekçesinde belirtilen icra takip dosyalarının getirtilerek, borçluların şikayetlerinin tek tek irdelenerek, ödeme nedeniyle mükerrer takip ve talep edilen faizin ilama aykırı olduğuna ilişkin şikayetleri yönünden de gerektiğinde Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.