Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/369 E. 2019/6923 K. 29.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/369
KARAR NO : 2019/6923
KARAR TARİHİ : 29.04.2019

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Şikayetçi borçlunun ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan ilamlı icra takibinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19/04/2017 tarih ve 2017/507 E. – 2017/503 K. sayılı kararı ile şikayetin reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararına karşı şikayetçi borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2017 tarih ve 2017/1281 E. – 2017/1459 K. sayılı kararı ile; gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığından borçlunun istinaf başvurusunun usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 342/3. maddesinde; “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda, diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır” düzenlemesi yer almaktadır.
Aynı Kanunun 355. maddesinde de; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir” düzenlemesine yer verilmiş, aynı Kanunun 352/1. maddesinde ise; başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, icra mahkemesince verilen kararın şikayet eden borçlu vekiline 25.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği, şikayet eden borçlu vekili tarafından İİK’nın 363. maddesi uyarınca süresi içinde, yani 28.04.2017 tarihinde başvuru sebepleri ve gerekçesi gösterilmeksizin istinaf dilekçesi verildiği görülmektedir.
Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, HMK’nun 342. maddesinin 2-e ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nun 352 ve 355. maddeleri uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olarak istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesidir. İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nun 353/1-b-1. maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekecektir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, süresinde istinaf süre tutum dilekçesi verildiği halde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı tespit edildiğine göre, HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 352. maddesi gereği istemin usulden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 26/09/2017 tarih ve 2017/1281 E. – 2017/1459 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.