Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/1811 E. 2018/14263 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1811
KARAR NO : 2018/14263
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu’na eklenen geçici 7.maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20.07.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Şikayet eden borçlu vekli satış ilanının asıl borçluya ve ipotek veren şikayetçiye usulüne uygun tebliğ edilmediğini, satış ilanının yeterli traja ulaşmamış gazetede yapıldığını, şikayetçi ile beraberinde ihaleye iştirak etmek isteyen kişilerin ihaleye girmelerinin engellendiğini, ihaleye katılımın engellenerek taşınmazın değerinin çok altında satıldığını ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince dava dışı asıl borçlu yaönelik satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü şikayetinin ancak tebligatın muhatabı olan kişi tarafından ileri sürebileceğinden bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını, şikayetçiye yapılan satış ilanının ise, davacı … adına çıkartılan satış ilanı tebligatının” tebligat evrakı muhatabın işe gittiğini ve aynı konutta birlikte ikamet ettiğini beyan eden eşi Melike Narin imzasına tebliğ edilmiştir” şerhiyle 28.09.2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, yine satış ilanının, satış karar tarihi itibariyle tirajı 107.942 olan takvim gazetesinde ilan edildiği, davacı taraf her ne kadar, ihale saatinde mezat salonu önündeki bazı şahısların “buralarda bizden başka kimse ihaleye giremez, ihaleye girse de bizim istediğimizden başkası ihaleyi alamaz” şeklinde konuşmalar yaptığını, bunu duyan şirket yetkililerinin ihaleye girmekten vazgeçtiği iddia etmiş ise de bu konuda herhangi bir suç duyurusunda bulunmadıklarını duruşmada ifade ettiklerini ve bu iddianın soyut olarak kalıp ispatlanamadığını, resen nazara alınacak hususlar bakımından da 19.10.2016 tarihli ihalenin usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle ihalenin feshi talebinin reddine ve şikayet eden borçlu aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmediliği, hükmün şikayet eden borçlu tarafından istinaf edilmesi üzereine, Bölge Adliye Mahkemesince HMK.nın 355. maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen
sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği, somut olayda şikayetçi vekili tarafından gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığı, bu itibarla incelemenin kamu düzeniyle sınırlı olmak üzere yapıldığı, İİK.’nın 129. maddesi uyarınca ihale bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin yüzde ellisi ile paraya çevirme ve paraların paylaştırma masraflarını karşıladığı, ihale tutanağının usulüne uygun düzenlendiği, resen yapılan incelemede feshi gerektiren bir olguya rastlanmadığı, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından şikayetçi vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilldiği,kararın borçlu tarafından temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
İlk derece mahkemesi kararı borçlu vekiline 30.05.2017 tarihinde tefhim edilmiş olup borçlu vekili yasal süre içinde istinaf süre tutum dilekçesi vermiş, gerekçeli karar ise borçlu vekiline 12.07.2017 tarihinde tebliğ edilmiş ve Uyap üzerinden yapılan incelemede borçlu vekilinin yasal sürede gerekçeli istinaf dilekçesi vermiş olduğu görülmekle bölge adliye mahkemesinin gererkçeli istinaf dilekçesinin verilmediği hususuna dair tespiti doğru değildir.
Borçlunun şikayete konu ettiği ve istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların ilk derece mahkemesince de incelendiği gibi satış ilanın şikayet eden borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği, dava dışı asıl borçluya yönelik satış ilanı tebliği usulsüzlüğü şikayetinin ancak tebligatın muhatabı tarafından ileri sürülebileceği, satış ilanın yeterli traja sahip bir gazetede yapıldığı, ilk derece mahkemesi ve bölge adliye mahkemesince de tespit edildiği gibi kamu düzenine ilişkin re’sen incelenen hususlarda da bir aykırılığın bulunmadığı, ihalenin feshi talebinin esasa girilerek reddedilmesi nedeniyle İİK’nun 134/2. maddesi gereğince şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olması nedeniyle borçlunun gerekçeli istinaf ve temyiz dilekçesindeki itirazlarının isabetli olmadığı anlaşılmakla sonucu doğru olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370. maddesi uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 35,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.