Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/1629 E. 2019/10279 K. 13.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/1629
KARAR NO : 2019/10279
KARAR TARİHİ : 13.06.2019

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından, 14 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu şirketin, iflas erteleme davasında tedbir kararı verildiğini ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kabulü ile tedbir kararı gereğince takibin iptaline karar verildiği, alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 21/11/2017 tarih ve 2017/1632 E. – 2017/1869 K. sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddedildiği görülmüştür.
Dosyanın incelenmesinde; takip borçlusu şirket hakkında iflasın ertelenmesi davasında, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2013 tarih ve 2013/303 Esas sayılı ara kararı ile; “…iflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında … yapılmış veya yapılacak tüm icra takiplerinin, yapılacak takiplere ilişkin olarak ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizlerin durdurulmasına…” şeklinde tedbir kararı verildiği görülmektedir.
Somut olayda takibin, 13/11/2013 tarihli tedbir kararından sonra 09/05/2016 tarihinde başlatıldığı, tedbir kararı ile tedbirin devamına yönelik kararların incelenmesinde açılmış ve açılacak tüm takiplerin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
O halde takibin iptalini içermeyen ve durma yönünde tesis edilen mahkeme tedbir ara kararının icra mahkemesince yorumlanması mümkün olmayıp mahkemece takibin durdurulması ile yetinilmesi gerekirken iptaline karar verilmesi isabetsiz olup kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi’nin 21/11/2017 tarih ve 2017/1632 E. – 2017/1869 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 28/03/2017 tarih ve 2016/472 E. – 2017/292 K. sayılı kararının hüküm bölümünün 1. bendinde yer alan “…davacı borçlu aleyhine yapılan takibin iptaline” kısmının tamamen silinerek karar metninden çıkarılmasına, yerine “…davacı borçlu aleyhine yapılan takibin durdurulmasına” kelimelerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 370/2.maddeleri uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.