Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/16239 E. 2019/18190 K. 19.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/16239
KARAR NO : 2019/18190
KARAR TARİHİ : 19.12.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlunun, takip konusu bononun teminat amacıyla verildiğini, bankanın sonradan tanzim ve vade doldurduğunu, banka kayıtlarına göre de bono miktarında bir alışverişlerinin olamayacağını, İhtar ile takip miktarının aynı olduğunu belirterek takibin iptali talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince, şikayetin reddine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, … Bölge Adliye Mahkemes… Hukuk Dairesince ihtarnamede yer alan miktar ile takip miktarının aynı olduğu, kredi sözleşmesinde bonoya açıkça atıf yapılmasa da teminat alınacağına yer verilmiş olduğu, sözleşme borçluları ile senet borçlularının aynı olduğu ve alacaklı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanlarına göre, takip dayanağı bononun taraflar arasındaki sözleşme gereğince teminat olarak verildiğinden bahisle borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacı borçlu aleyhine yapılan takibin İİK’nun 170/a-2. maddesi gereğince iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
Borçluların icra mahkemesine başvurusu İİK’nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK’nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir.
İİK’nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir.
HGK’nun 14.3.2001 tarih, 2001/12-233 ve 20.6.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. Buna göre belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için, senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarının belirtilmesi gereklidir.
Somut olayda borçlu tarafından delil olarak sunulan kredi sözleşmesinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf olmadığı, sözleşmenin teminata ilişkin genel düzenlemeler içerdiği, alacaklının göndermiş olduğu 28/12/2016 tarihli kredi sözleşmesine dair kat ihtarnamesi içeriğinde takibe dayanak bonoya herhangi bir atıf bulunmadığı gibi ihtarnamede geçen alacak miktarlarının da bono ile uyuşmadığı ve yine alacaklının söz konusu bononun kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiğine yönelik bir kabulünün olmadığı anlaşılmaktadır.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince borçlunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemes…. Hukuk Dairesi’nin 27/4/2018 tarih ve 2018/434 E.-2018/1046 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.