Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/15960 E. 2019/993 K. 24.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15960
KARAR NO : 2019/993
KARAR TARİHİ : 24.01.2019

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının temyizine ilişkin dilekçenin reddini mutazammın 19/09/2018 tarihli ve 2017/7846 Esas – 2018/8303 Karar sayılı Daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Genel haciz yolu ile ilamsız takipte alacaklı, itirazın kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın kısmen kabulü ile faize itirazın kısmen kaldırılmasına, takip tarihi itibariyle asıl alacak ile birlikte toplam 5.819,12. TL için takibin devamına, fazla talebin reddine, faize faiz yürütülmeyeceğine, takipten sonra % 120 faiz oranı üzerinden temerrüt faizi uygulanacağına dair verilen karara ilişkin temyiz talebinin, Dairemizce uyuşmazlık konusu değerin 4.030,00 TL’yi geçmediğinden, temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesi ile reddedildiği görülmektedir.
Uyuşmazlık konusu miktarın kesinlik sınırının üstünde olduğunun anlaşılması, nedeniyle mahkeme kararının temyizi kabil olduğu sonucuna varılmakla, Dairemizin 19.09.2018 tarih ve 2017/7846 Esas – 2018/8303 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına oybirliği ile karar verildi, borçlunun icra mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçildi:
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur” düzenlemesine yer verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 7. maddesinde; “Türk Borçlar Kanunu’nun kamu düzenine ve genel ahlâka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76’ncı, faize ilişkin 88’inci, temerrüt faizine ilişkin 120’nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138’inci maddesi, görülmekte olan davalarda da uygulanır” şeklinde düzenleme getirilmiştir. İcra takibi de dava gibi düşünüleceğinden, 6098 sayılı TBK’nun anılan hükümlerinin henüz sonuçlanmamış icra
takiplerinde de uygulanması gerekir (HGK’nun 12.09.2012 tarih ve 2012/19-314 E. – 2012/557 K. sayılı kararı). Bununla birlikte TTK’nun 8. maddesine göre; ticari işlerde temerrüt faiz
oranı serbestçe belirlenebileceğinden TBK’nun 88. ve 120. maddelerinde akti ve temerrüt faizi ile ilgili sınırlamaların ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmamakla beraber, anılan hükümlerde getirilen kısıtlamaların, ticari nitelik taşımayan işler bakımından uygulanması zorunludur.
Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir. Ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamaz.
Somut olayda, alacaklı tarafından 27.08.2007 tarihinde başlatılan takipte, takip sonrası için istenen % 120 işleyecek faiz oranının, takip tarihinde geçerli olan ticari veya yasal faiz oranına denk gelmediği ve bu oranların oldukça üzerinde olduğu görülmektedir. Bu nedenle alacaklının talebinin ticari faiz olduğu sonucuna varılamaz. Hal böyle olunca, TBK’nun yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihine kadar borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran (%120) üzerinden, TBK’nun yürürlük tarihinden sonra ise, işin ticari nitelikte olmadığı da dikkate alınarak, anılan Kanun’un 120. maddesinde öngörülen sınırlamalar nazara alınarak faiz hesaplaması yapılması gerekir.
O halde mahkemece, şikayetin Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddesi yönünden de değerlendirilerek ve gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.