Yargıtay Kararı 12. Hukuk Dairesi 2018/15599 E. 2019/18177 K. 19.12.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2018/15599
KARAR NO : 2019/18177
KARAR TARİHİ : 19.12.2019

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borçlunun diğer şikayetlerinin yanında ödeme emrinin kendilerine usulüne uygun tebIiğ edilmediğini, tebellüğ tarihinin 28.12.2016 olarak belirlenmesi gerektiğini, takibe konu çekin zamanaşımına uğradığını, kambiyo vasfını yitirdiğinden kambiyo takibi yapılamayacağını belirterek takibin iptali veya icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesince; 04.12.2012 tarihinde işyerinde yapılan haciz esnasında borçlu şirket yetkilisinin hazır bulunduğu ve takipten haberdar olduğu, ayrıca borçlu şirketin en geç hacizden bir gün sonra takipten haberdar olduğu, üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçeleri ile usulsüz tebliğ şikayetinin süreden reddi ile zamanaşına yönelik şikayetin de reddine karar verilmiştir.
Borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; dava dilekçesinde ismi zikredilen …’nın davacı şirket yetkilisi olduğu ve icra takibinden haberdar olunduğuna dayanak teşkil eden 07.12.2016 tarihli hacizde hazır bulunduğu buna göre dava tarihi olan 29.12.2016 itibariyle usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığından şikayetin reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin gerekçesinin bu doğrultuda düzeltildiği, ayrıca üç yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının da reddinin gerektiği belirtilerek borçlunun şikayet ve itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği açık olup bu durum Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulündedir. Ancak dava dilekçesinde ismi geçen … adlı şirket ortağının ticari sicil kayıtlarına göre şirket yetkilisi olarak görevinin 24/02/2016 tarihinde sona erdiği, haciz tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığı anlaşılmakta olup haciz tarihinin öğrenme tarihi olarak kabulü mümkün değildir. Buna göre borçlu dava dilekçesi ve istinafa ilişkin talebinde öğrenme tarihini 28.12.2016 olarak belirtmiş olmakla ödeme emri tebliğ tarihinin 28/12/2016 olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince, ödeme emri tebliğ tarihinin 28/12/2016 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayet ve itirazların reddi yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, belirtilen nedenle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de Bölge Adliye Mahkemesince; tebligat usülsüzlüğü şikayeti süresinde kabul edilmediği halde süreye bağlı olan takip öncesi zamanaşımının incelenmesi de yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, … Bölge Adliye Mahkemesi…. Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarih ve 2018/1262 E. ve 2018/1561 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK’nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine,
dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.